Katalog

A B D U R R A H M A N S U M E L A Y I L O I R I M igana dağlarından kopup gelen Değirmendire'nin Karadeniz'e dökülduğu noktadan başlayan "Sumela Manastırı"na kadar uzayan 47 km'lık yola koyulduğunuzda, ılık bir hava ve sonbanarkış alacası bıtki örtüsü sanyor sızı. 30. km'de Macka'yı geride bırakıp Altınderc vadesıne yöneldiğinızdc sarı ve turuncularla kaplı tepelerin sayısı artıyor. Bu tepelerın önünden geçen irılı ufakh sis parçacıklarının hareketı sıklaşıyor. Yöresel mımarı tarzındaki evler, bu sıs parçacıkları arasında bir görünup bır kayboluyor. Daha birkaç ay önce yaz mevsimınde yeşılın bütün tonlarını sergıleyen ağaç yapraklan sararmış. Kuruyarak yere duşen ve "hazeF'e dönuşen bu yapraklar, yöresel kıyafetli kadınlar tarafından süpurülüp toplanıyor, ıneklcrın altına serilmek uzere "çitin"lere dolduruluyor. Yol uzadıkça, binalar ve insanlar sey Beş katı ve yetmiş iki odasıyla, onarılmayı yıllardır bekleyen... UÇURUMUN KENARINDAKİ MANASTIR Z rekleşiyor, ağaçlar daha sıklaşıp, arazi daha dikleşiyor. Alacalı tepelerin iyice sarplaşıp sisler arasında yittıği bir noktada yolunuzun önüne dimdik bir Karadag çıkıyor. Bu dağ, heybetiyle insanı ürküten ve dereden uzunluğu yanm km'yi bulan dev bir kaya parçası. Sanki vadinın dığer yamacına düşücekmiş gibi duruyor. Aracınız biraz daha ilerleyince, kaya kütlesinin altına varıyor ve bu kütlenin güney yüzünü de görüyorsunuz. Kartalların bile yuva yapamadığı yalçın kayanın içine kondurulmuş heybetli bir yapı topluluğu var: Siimela Manastın. Ruzgârla savrulan, sisler arasında zaman zaman sıyrılıp çıkan siluetıyle Sümela Manastın'nı, tepelerden kopup gelen Altındere'nin çağıl çağıl akan suyunun eşOeçen yaz Siimela'ya giden yol sel ve heyelandan, kapanmıştı; ama yağmalanmif güzallikleri görmeye blnlerce turist geldl. 12 CUMHURİYET OERGİ 17 MART 1991 SAYI2S2