Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hğınde bır süre seyretmek, görkemı, vahşıliği ve yüceliği ıle ınsanı buyuleyen ve hatta ürkuten bır manzara ıle karşı karşıya olduğunuzu kavratıyor size... Bu görkemlı bınayı daha yakından görmeniz içın, 1112 metrelik nefes kesıcı bır tırmanış beklıyor sızi. Vahşı bir orman ıçinde, kıvrım kıvrım zikzaklar çizerek yükselen patika yol, bütün zorluğuna rağmen size unutamayacağınız görsel bır şölen de çekiyor. Kestane, ladin, gürgen, muşmula, ıhlamur, orman gülü, zifın çiçeklen, akağaç, kızılağaç, yabani fındık, cevız, çam bunlardan bazıları. Patika yolu yanladığınızda, yorgunluğunuzu atacağınız dinlenme masaları da mevcut. Yarım saatte patika yolu bıtirdiğinizde manastıra gırebilmek için 64 merdiven basamağı tırmanmanız ve dar bir kapıdan geçip, sonra 92 basamak daha inmeniz gerekecek. Bunca yolu katedip, zahmeti çektikten sonra manastırın içinde gördüklerinizle hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Meryem Ana'nın anısına yapılma, 4. yüzyıldan kalma, 5 katlı ve 72 odalı SUmela Manastırı böyle miydi? Tarihi değeri büyük resimler, freksler hepsi yağma ve talan edilmiş, vahşi biçımde yıkım ve bozuma uğratılmış. Ya parçalanmışlar ya üzeri kazılmış ya da sökülüp götürulmüş. Ama yine de manastırda kalabilen resim ve freksler görülmeye değer. Bölgedekı Rumların 192324 yıllarında göç etmeleriyle terk edilen Sümela, 1972 yılına kadar sahipsiz kalmış. önce define arayıcıları gelmiş, sağı solu kazıp duvarları yıkarak özellikle Kilise'yi harap etmişler. 1930'da çıkan bir yangın da manastırın ahşap kısımlarını yok etmiş, çatısını gotürmıiş. Manastır, 1972 yılına kadar yaylalara çıkan çobanlara barmakCUMHURİYET DERGİ 17 M A R T 1 9 9 1 lık yapmış. Manastır, kendi haline terk edildığı bu dönem içinde, eserlerinin buyuk çoğunluğunu kaybetmış. Özellikle mozaıkler tahrıp edılmış. Bazıları yerlerinden sökulerek yurtdışına götürülmuş. Sökülüp götürulemeyenlerın üzerıne, yerliyabancı ısımler kazılmış. Götürülen eserler arasında, manastırın en önemli yapıtı olan Hz. Meryem Ana ikonasının ne olduğu ıse bilınmıyor. El yazmalarının birçoğu ise çeşitlı müzelere dağılmış durumda. 1972'ye kadar kendi doğal gücüyle bütün tahriplere karşı direnen manastır, bu tarihte Kültiır Bakanlığı'nın kaydına geç miş ve bir bekçi tayin edilmiş. Sümela'nın bu olumsuz durumunu gören Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mimarlık Bolumu, UNESCO nezcMnde girişimlerde bulunmuş. Bu kuruluş tarafından görevlendirilen Viyana Üniversitesi profesörlerinden mimar A.Machatschek'in hazırladığı rapor, kilisenin onarımını, manastırın ise restorasyonla birlikte yapılacak düzenlemeyle, 60 yataklı bir konaklama tesisine dönüştürülmesini öngörmüş. 1982'de hazırlanan bu rapor nedense bir türlü uygulamaya konulamamış. Yıllar geçtikçe doğanın ve insanların tahribatına karşı direnci azalan Sümela, tehlike işaretleri vermeye başlamış. Duvarlardan taşlar düşmuş. Kamu yöneticilerinden bir girişim gelmeyince, Sümela için yöre halkı ve buraya gelen turistler harekete geçmiş. Bu baskı sonucunda Trabzon Belediyesi geçen yıl Sümela'nın onarımını üstlenmiş. Ama, Kultür Bakanlığı'nın sorumluluğunda bulunan Sümela, onarım için beledıyeye bırakılmarruş. Bu konuda geçen yıl Trabzoa Br Trabzon'un Maçka'MiM g*rM* bırakıp AKındcr* vadlsln* yönaldlğlmizda do^a da dorduneii yilzyıldan kalma Sümsla Manaattrı'na yaraaır bir «rlfilmazlik havasına sokar blzi... lediye Başkanı ıle Trabzon Valisi arasın da tartışma bile olmuş. tşte bu tartışmalar ve baskılar Kültür Bakanlığı'm harekete geçirmiş. KTÜ Mimarlık Bölümü'ne hazırlatılan "Adl Onanm Projesi" 1990'nın ağustos ayında yürürlüğe konulmuş. 60 milyon lira harcamayla Sümela Manastın'nın ön cephesinde görütemiyle onanlmış, taş düşmeleri tamamen durdurulmuş. Şimdi sıra asıl kurtarmaya geldi. KTÜ tarafından hazırlanan "Buyuk restorasyon projesi", Kültür Bakanlığı'na teslim edildı. Bakanhk yetkılılerı, ılk bölümü nısan sonuna kadar ıhaleye çıkanlacak proje ıçın, toplam 10 milyar lıra gerektiğini bildiriyorlar. len çatlaklar "askılamapâketleme" yön Hıçbir turıstık tesis olmamasına ve en yakın konaklama yerının 47 km uzaklıktakı Trabzon'da bulunmasına karşılık SUmela Manastırı yıkılmış ve dökülmuş haliyle, her yıl 7080 bin turisti çekiyor, bu insanları dağların doruklarına kadar çıkartıyor. Şimdiye kadar zamana ve insanların tahribatına karşı sadece kendi doğal gücüyle direnerek gelen Sümela'ya koruyucu elin uzatılması çok mu zordu acaba? Dünya kültürüne olağanüstu değerde bir miras bırakmak varken neden bu kadar beklenmiş ve mirasın kaybolmasına göz yumulmuştu? Sümela'dan ayrılırken insan burayı inşa edenlere derın saygı, tahrip eden ve koruma altına almayanlara da 'hınç' duymaktan kendını alıkoyamıyor. < SAYI262 13