05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTANIN KONUĞU Yönetmen Ömer Kavur'un gizli yüzü Sinemacı olmaya lisede karar verdim K Ömer Kavur, 1944 yılında Ankara'da doğdu. İlkokulu Ankara ve İstanbul'da okuyup, Robert Kolej'de başladığı orta öğrenimini Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamladı. Sinema öğrenimi görmek için Fransa'ya giden Kavur, burada sinemanın yanı sıra sosyoloji ve gazetecilik öğrenimi de gördii. Kavur'un uzun metrajlıilkfilmi,1974'teçektiği "Yatık Emine." atıldığı her festivalden ödüllerle dönen ve sinema seyircisinın beğenıyle i/lediğı filmlere ım/a atan bır yönetmen Ömer Kavur. Sıncmaya gcrçek bır proi'esyonel olarak başlamaya daha çok genç yaijta karar veren ve bu amaçla Fransa'da sinema öğrenimini tamamlayan, bugüne dek yaptıklarıyla ve de aydın kişılığiyle Türk sınemasında kendine ö/gü bir yeri olan başarılı bir yönetmen, çağdaş bir yapımcı ömer Kavur... Perdedeki 'Gizli Yiiz 'ü seyircilere bırakıp, ikieski Kabataslı olarak senin gizli yüzünle baslayalım sohbetimize ömer Kavur?.. n Liseyi okurken daha, sinemacı olmayı düşünmeye başlamış ve hatta karar vermiştim. Bu nedenle de yurtdışına giderek sinema öğrenimi yapmayı seçtim. I964'te okulu bitirince Fransa'ya gittim. Kolejden kalan iyi bir İngilizcem vardı; fakat Ingiltere'dc bu tiir bir okul olmadığından Fransa zorunlu tercih oldu. Önce lisan okuluna giderek iki yıl Fransızca öğrendim. Daha sonra sinema okuluna kaydoldum. 1968 olayları sırasında okul kapanmıştı. Bunun üzerine gazetecilik yüksekokuluna kaydoldum. O yıllarda bu okullar Türkiye'de üniversite karşılığı sayılmıyordu. Askerliği er olarak ya'pma endişesiyle Sosyal Bilimlcr OkulıTna da girdim. Daha sonra sinema okulu tekrar açıldı ve ben her üçünü de bitirdim. Altıyedi yıllık bir Fransa serüveninin ardından da Türkiye'ye dönüş... Böyle bir öğrenimden sonra Türkiye 'de hemen sinema mı? ^ Doğrudan sinema sayılmasa da reklam sektörüne girdim ve reklam filmleri çckmeye başladım. O arada belgeseller deçekiyordum. İlk uzun metrajlı filmimi I974'te Refik Halit Karay'ın kısa öyküsünden Yatık Kmine'yi çektim. Daha sonra I979'da Onat Kutlar'm ö/gün senaryosundan Yusuf ile Kenan'ı yönettim. İlkfilminden sonra besyıl, uzun bir süredeğilmi? M U/un bir siire; ama zorunluydum Benım anlayışjm, Yeşjlçam yapımcılarının anlayıs,ına uymuyordu. Yapımcılığa soyunmaya karar verdim. Bunun ı çin de kapital birikimi gerekiyordu. İşte o beş yıl bu birikimin bir sonucuydu. Yusuf ile Kenan'ı çektiğimde filmin aynı zamanda yapımcısıydım artık ve o günden bu yana her ikisiyle varım sinemada... Kavur, sen yaJnızca yapıtlarınla değil, sinema kurumlarındaki etkin görevlerinle de Türk sinemasında söz sahibisin. Biraz önce söz ettiklerinden başlayarak gene sinema üzerine sürdürelim mi sohbetimizi?.. örneğin, neydi o anlayısfarkı ? ™ O yıllarda Yeşilçam'da eğilim tecimsel eğilimdi. Belli starlar üzerine kurulu klasik öykülerdi gerçekleşen filmler. Temel ayrılık burada başlıyordu. Gerçi o yıllarda Yılmaz Güney'in başlattığı ve genç bir sinema kuşağını sürdürdüğü gerçekçi bir sinema akımı başlamıştı; ama onlarla da farklı yerlerdcydik. Yaofarkkbk? ^ Onların gerçekçi sinema bakışıdoğruydu. ama kırsal kesim gerçeğiydi. Bu bana çok uzaktı. Onun için bir ayrılık sözkonusu. YılmazGüney'indeanlayışı, 'Arkadaş' hariç, aynı anlayıştır." Yusuf ile Kenan 'dan sonra yaptığın filmler, örneğin Kırık Bir Ask Hikâyesi, Ah Güzel htanbul, Körebe, Göl, arzuladtğtn Ömer Kavur çalısmaları mıydt? » Yusuf ile Kenan'da, çekiminden dağıtımına, hatta yasaklanmasır • kadar, yaşadığım zorlukları bir daha yaşamak istemedim. O nedenle, yine kendi bulduğum ilginç öyküleri ünlü oyuncularla çekerek en azından yapımın karşılığını almayı yeğledim. Bu bır nevi, Yeşilçam'la flört dönemiydi ve Anayurt Oteli'nekadarsürdü. Bir değisimnü sözkonusu? •• Bende bir değişiklik oldu. Bu flörtün kötü sonuçlarına katlanamayacağımı anladım. Karşılıklı ihanet içindeydik. Sinemanın nasıl bir sorumluluk ve nasıl bir anlam taşıdığını daha iyi kavradım. Ve böyle sorumsuz işler yapmaktan vazgeçtim. Bu duyguyla Gece Yolculuğu'nu çektim. Gece Yolculuğu aynı zamanda sözünü ettiğim bu durumu irdeleyen bir filmdir. Anayurt Oteli araya girdi. Bu belki de sinemaya uyarlamak istediğim tek romandı. ömer Kavur, çektiğin hemen herfilm, yurtiçi ve yurtdışında pek çok festivale katıldı ve yine pek çok ödülii de beraberinde getirdi. Biraz dafestivaller ve sinema üzerine konusahm mı?.. « Bir sanat eseri olarak sinema için festivaller mutlak bir değerlendirme olmamalı. Mutlak değerlendirme, geçen zaman içinde olabilir. Bir filmi yıllar sonra yeniden izlediğimizde, yeniden aynı tadı alabiliyorsak bu durum fılmin kalıcılığını kanıtlar. Festivaller öncelikle, ( normal koşullarda' oluşamayacak bir küitürel alışveriş ortamını yaratıyor. Bir filmin tanıtım ve duyurumu adına oldukça yararlı bir ortam. ödül almak ise her sanatçıyı mutlu kılan, onurlandıran bir olgu. Her şey bir yana, festival zatenbuoyununbirkuralı... özellikle son yıllarda yurtdısı festivallerden, Türk sineması adına sevindirki haberler alıyoruz. ödülalmaktanöte, söZÜnü ettiğin tanıtım ve duyurum dayeterlimi? " Festival var, festivalcik var. Büyük festivallere katılan fılmlerimi/ oluyor. Hatta şu sevindirici bir gerçek ki, artık Türk filmleri dış festivallerde isteniyor, talep ediliyor. Ama, oralarda tanıtımımız son derece yetersiz. Bi/.ler yalnı/ca film kopyası ve birkaç broşürle tanıtım yapmaya çalışıyoruz. Venedik'te olsun, Canncs'da olsun diğer Avrupa sinemacılarının filmleri için yaptıkları tanılım D E R G İ 8 A R A L I K 1 9 9 1S A Y I 3 0 0 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle