08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

UZUNGÖL A B D U R R A H M A N YAYLASI Y I L D I R I M R A S G E LE I F R T M Trabzon'da bir İsvicre eşillik, göl, ulabulık, serinlik, değişmcyen eski mimari yapı. Bunlar Doğu Karadeniz dağlarının doruğunda küçük bir kasabanın ö/ellikleri. Uzungöl turizm açısından kendini tanıtabilmiş şirin bir kasaba. Kısaca "Türkiye'nin Isviçresi" olarak biliniyor. Ama tsviçre dağlarından daha canlı, güzel ve yalçın bu dağlar, bu yaylalar. Trabzon'un Of ilçcsinden dereboyunca başlayan yolculuk yolun düzgün olmamasından dolayı zaman zaman yorucu gelse de kcyifli ve heyecanlı. Yeşillikler arasında önlerinde seranderleri, değişmemiş eski mimari dokusu içindeki ahşap evleri seyretmek yolu unutturuyor. Kıyıdan uzaklaştıkça çay ve fındığın yerini ormanlar almaya başlıyor. Bir yanımız dere. Bu dere boyunca üzeri kiremitle örtülmüş dört köprüyü geride bırakıyoruz. Tarihi ahşap köprülerin üzerinin örtülmesi yağmyrdan. Hem yağmur suları ahşap köprüyü çürütmesin, hem de yağmurda insanların sığınacak yerleri olsun diyc. Oldukça eğimli ve virajlı bir yolu tırmandıktan sonra Uzungöl'le karşılaşıyoruz. Masmavi bir düzlük, sessiz ve sakin. Coşkun akan bir dere bu gölde son bulurken sanki huzura da kavuşuyor. Dört bir yanda koyu yeşil çam ormanlarıyla kaplı dağlar yükseliyor. Doğa ve insan sadeliği kokan bir hava insanı rahatlatıyor. Burada iki konaklama, iki de alabalık tesisleri var. Konaklama tesislerinden Alışmıştık bipbipîmize Balaban'dayız. Balaban günlcri geldı. Barakada. Dışarıda sulu kar. Soba yanıyor. Fenerin sarı ışığı. Günün yorgunluğu.Geceninyarısı. Uykuönccsı. « Kapı açıldı. Sanki baraka uçuyor. Bir çift kanat! Arkasında Nejat. Gülücüğüyle. "Sanagetirdim"dcdı Yaralamişlar, ııçamıyor. Ycm olarak tilkilcrc, kurda, kuşa, gece yırtıcılarına. Çayırlarda dolanıyordu." Kucağıma aldım, küçülüverdı. ökşuyorum, yürcği patlarcasına atıyor. Korkuyu duyuyorum. Scvmckteıı korkuyorum. Bırakiını. Kanatları odayı dalgalandırdı. Uçamayac'ağını anladı. Kcndinı kaderınc barıktı. Köşeye bü/üldü Tedirgin bızlcri izliyor. Şu su kuşları. Yaralanınca sularda barınama/lar. Kendilerini karaya atarlar. Av sonrası! Gece yırtıcıları su kıyılarında dolaşırlar. Yaralı toplarlar. Çağlık çığlığa! Doyunurlar. Karşimda duran kaşıkçı. Çok a/, bulıınan cinsten. Gövdesi beyaz. Kaşık gagası da beyaz. Siyah ince uzun ayakları. Perdeli değil. Isındırahatladı.Sırtçantasının üstünc çıklı. Kendine yüksck yer buldu. Tek ayağının üstüne tünedi. Ayak değıştiriyor, uyumak ıstiyor. Kamil: "Nc yapacağız bu kuşu? Beslcycmeyiz. ölümünü ınü bekleccğiz?" Olmaz" dedı Timur "Oldürelim çekmcsin." Kım öldürecek? Kımsc öldürmeyi kabullenmedı, kabullenemedı Bize bakıyor. Sanki düşüncelerimiziokuyor. Önüne ekmek koyduk. Gagasıyla dağıttı, ycmedi yiyemedı. Su ıçındcn yemlenmeyealışık. Kaptık. Ağzını uçtık. Boğazına doğrıı koyduk. Yuttu. Yineledik, "Doydu"dedik. Bıraktık. Yerine çekildi. Uyudu. Yinc tek ayağının üstündc Öyle alışmış... Geceyi birlıktc geçirdik. Sabah doyurduk saldık. Barakadan çıkmıyor. Yağış durmuş. Dışarıya ateş yaktık. Biz dc doyunuyoruz. Usulca kapıdan süzüldü. Köpek saldırınca barakaya döndü. Köpeği uzaklaştırdık. Çevrede gezinmeye başladı. Ürkünce barakaya kaçıyor. Biraz duruyor, yine gezinmeye çıkıyor. Uzun süre görünmcdi. Aramaya çıktım. Sazlıkta goz göze geldik. Dostça bakıştık. Döndüm. Barakaya girinceye kadar arkamdan baktı. Yağmur başladı. Ateş söndü. Barakaya çekildik. Dönüş hazırlığı. Kuşu da götüreceğiz. Geçerken alacağız. Bakacağız. Kanadını saracağız. tyilcşince saLcağız. Belki bizleri görmeye gelir... Boğuk bir ses geldi. Yere doğru atılan tüfek sesi. Korkarım bu boğuk tüfek seslerinden. Yakına atılmıştır. Ya bir kazadır, ya da... Aklıma kaşıkçı geldi. Fırladım. Barakanın otuz kırk adım ilerisindc! Uzanmış yatıyor. On iki, on üç yaşlarında bir çocuk! Elinde tüfckle bakıyor. ördek vurdum diye bağırıyor. Koştum, kucakladım. Çocukla babasıyla tartıştım. Ne işe yarar? öğretmeden tüfek verirsen çocuğa! Alışmıştık bırbirımize. Şimdi ölüsü el imde! Rasgele... < 19 Y Trabzon'un Of ilçeslnden başlayan bir yolculuk slzl Uzungöl yaylasına götürecektir. Burada, köy evlerinden dağ çiçeklerine, İsviçre ve İtalya Alplerl'ndeki zenginliğin çok daha ötesinde bir dünya bulursunuz. biri, Orman İşletmesi'nin bu yaz hizmete açılan bungalov tipi evleri. Diğeri ise kasabanın Türkiye'de tanınma nedeni olan ve 1974'ten beri hizmet veren tnan Kardcşler Alabalık ve Konaklama Tesisleri. Burası önce alabalık tesisleri olarak hizmete açılmış, sonra konaklama. 8 evi ve 50 yatağı mevcut. Doğaya son derece uygun konaklama tesisleri. Telefon kabininden masa ve sandalyeye kadar her şey ahşap. Ağaçların içi oyularak koltuk yapılmış. Masalara bacak diye ilginç ağaç kökleri konmuş. Çay kulübeîeri ve çayhane de öyle. Yanda şırıl şırıl akan bir dere. Köprüyle karşı kıyıya geçtiğinizde spor tesisleri ve eğlence yerleri başlıyor. Sevimli ve ferahlatıcı bir ortam. Mönü, her zaman için alabalık. tstendiği takdirde yörcsel yemekler yapılıyor. Buraya gelenler, birer müşteri değil, misafır gibi ağırlanıyor. Havanın soğuk olmadığı geceler Dursun Ali tnan müşterilerini kaldırıyor, dağı ve çevre yaylalan gezdiriyor. Saat dörtte yola çıkılıyor. Geceninİcaranlığındasadecederenin ve kurbağaların sesiyle başlayan tırmanma gün ağarırken doruklara varıyor. Önce ormanlar, sonra da bulutlar geride bırakıldıktan sonra sabahın ilk ışıklarında olağanüstü güzellikteki çiçeklerebakabaka,yeryerkarlarüzerindeyürünüyor. Bu sırada tavşan, keklik, çakal gibi hayvanlara rastlamak mümkün. Dursun Ali tnan yılda bir kaç kez rastladığı ayılan da anlatıyor, ama görmek bu kez nasip değil. Dağa çıkıldığında 1.52 kilometre uzunluğundaki birçim parkuru hem kar kayağına hem de çim kayağına çok elverişli. Dağa çıkıldığında Uzungöl'ün yanı sıra diğer göller birbirini izliyor: Balıklıgöl, Aygır Gölii, Karagöl, Sarıgöl, Bermen Gölii, Buzlugöl ve Çakırgöl olmak üzere tam yedi göl daha var. Saat 08.00'de dönüş başlıyor. Bal, tereyağı veya mıhlama ile sabah kahvaltısı dağ yolculuğundan sonra müthişlezzetligeliyorinsana... Uzungöl'de 5 yıldızlı otel ve güneş yok. Yılın her mevsimi serin hava, sis, doğa, alabalık, sessizlik ve misafirperverlik var. Uzungöl'den ayrılırken, garsonlardan kurulu folklor ekibinin gösterisini ve tek kollu kemençeci Yaşar Ağaoğlu'nuunutamıyoruz. < Uzungöl, Do^u Karad«nlz da£lannın yUka*niimi araaında kandlnl korumayı başarabllmlf. C U M H U R İ Y E T DEHOİ 10K A S I M 1991 SAYI 2 9 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle