Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Edip Cansever'den İlhan Berk'e tki aylık bir süre içinde Edip Cansever'in (19281986) bir başka mektubunu okurlarımıza iletme olanağını ilhan Berk (1916) verdi. (Cansever'in birinci mektubu için bkz. Cumhuriyet Dergi, sayı 227, 15 Temmuz 1990). Edip Cansever'in sanat anlayışını, şiirinin özelliklerini, Türk yazınındaki yerini yinelemek yerine, tlhan Berk 'e yazdıklarını okumak daha yararlı. Bu satırlar, sıkınttlarıyla, coşkulanyla, sevinçleriyle, özlemleriyle hem ozan Cansever'i, hem de insan Cansever'i anlatıyor; tıpkı dizeleri gibi: "Ben orda, akşamına orospular dadanan / Camlarmda pis sinekler gezinen, ben orda / Eskimiş bir tutuşla şarabını içiyor / Kadınlarda oluyor kadınsız bakışlarla / Başıyla öne düşmüş yüreğiyle beraber / Ya Tanrıya inanır ya da isyana. / Kimseye vermiyor ki acılardan artarsa / Kuytular çıkarıyor sevismeler onlardan / Bu nasıl bir bakış ki dünyaya intiharla / Ya da hep kar yağıyor da düşünmesi siyahtan / öyle ya kim sevişirdi acıları olmasa / Kim bakardı uzağa köpekleri saymazsam / Orası bir ölümdür şarabımı doyuran ' ölünen yüzler gibi bir bütündür adamlar / Vaftizi gün ışığında bir garip protestan / Tannsıyla sevişir, herkes bilir sevişmeyi o kadar / Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum / Yeniden doğmak için çıkardığım yangından. " Türk şiirinin doruklarından biri olarak anılan tlhan Berk, şiirimizin en atak, en vurucu şairleri arasmda yer alır. Kenli, doğayı, tarihi ve anlamı sorguladığı yapıtları Berk'in şiir yaşammdaki belli başlı dönemleh oluşturur. Kendi deyimiyle söylemek gerekirse, yüzyılınuzın bireysel ve toplumsal serüveninin "Gizli Tarihi"ni çizmiştir Berk. Şiirimizin tüm çağdaş akımlartnda yer alan ozan geleceğe dönük, toplumsal özlemleri işlemiş, yeni anlamları anlamsızlığm olanaklannda aramış, şiirde "sıfır konuyu" gerçekleştirme denemesine girişmiştir. En son 1988'de Sedat Simavi Edebiyat ödülü olmak üzere birçok şiir ödülüyle de ustalığını kanıtlayan ozanımız, fiziğindeki renkliliği, canlılığı ve dihliği dizelerine yansıtmasıyla da ün yapmıştır: "Ben bütün çizgilerde oldum bütün çizgilerde / Her sefer böyle geldi vurdu yaşamama bir deniz / Aldı bir yaşamadan bir yaşamaya kodu nasıl / Al bir çocuk vardı o korkularda o gecelerde / Büyük, ulu sular yudu beni çokum artık nasıl / Bir deniz size de gelir vurur elbet anlarsımz." 0 12 Temmuz 1969 % Sevgili İlhan, Duymak, çok duymak eziyor beni. Yeni, bilinmedik bir sayrılık da olabilir bu. Bilmiyorum ki.. Eziliyorum sadece. Uyumsuzluğum (dışa vuramadığım) yiyip tüketiyor kupkuru ruhumu. Biraz soluk almak için, kuramsal olmamak koşuluyla, ne yapabilirim acaba? Hiçbir şey gideremiyor susuzluğumu. Hiç, hiçbir şey.. İçmek yoruyor artık. Eskiden içkiye koşardım, kafamı kovardım dünyamdan. Şimdi? Kimseyi ortak etmek istemedim sıkıntılarıma. Hiç değilse uzun süre böyle yaşadım. Ama.. Belki.. Neden bir çaresi olmasın bunun? Kürkümü severek giyiyorum. Ve hep aklıma geliyor inceliğin, inceliklerin. Ankara sendin. Özlemle arayacağım o kısa günleri. Şimdi dışarda bir bakır düştü. Maşraba olabilir, bir sahan kapağı, bir buhurdanlık olabilir. Bazen sesler duyarım Boğazın tepelerinde. Bir çekiç sesidir örneğin. O kadar yaşlıdır ki, kaplar her yanı, doldurur kulaklarımdan geçerek uçsuz bucaksız yüzölçümümü. Eninde sonunda bir çekiç sesi. Kimbilir kim bir kayayı ikiye bölüyor ya da bir tekneyi kalafatlıyordur. Rüzgârsız bir balıkçı kayığını temizliyordur az ötede. Pulların da sesi vardır. O kadar güzeldir ki pullar, zarfların üstünde tutsak, sürgünde gibi alışılmış acılarını solur. Pullar.. Düzeltemiyorum hayatımı. Neresinden çeksem, öteki yanı bozuluyor. Gel Istanbul'a. Konuşmadan dolaşalım. Tepelere çıkalım tepelere, uçmayı duymak için. tnimdeyim, dükkânın üstünde. Şiir, belki biraz şiir. A htmn Berk. n