24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

s A Ğ L I K Erdal Atabek Tıpta hocaların hocası... törende yurdun çeşitli yerlerinden gelmiş hekim ternsilcileriyle birlikte aynı sıcak ortamı paylaştılar. Nusret Fişek, aynı zamanda konsey üyeliği görevihi de sürdürüyordu, toplantıya tckerlekli bir sandalyeye oturarak gelmişti. Bir süredir hastaydı, ama hastalığı görevlerini yaptnasını aksatmamıştı. Sadeoe bilgileriyle, öğrettikleriyle değil, hayatı ve davranışlanyla da hepimizi eğiten "hocalann hocası", şimdi de yaşamanın anlamını öğretiyordu. Bildiklerini, öğrendiklerini, inandıklarını toplumla paylaşmak görevini hiçbir şeyin durduramayacağını anlatıyordu. "Toplum saglığı" tıp biliminin genç bir dalıdır. Insan sağlığının toplumsal koşullarla sağlanıp bozulduğunu, hayatın başından sonuna kadar sürdüğünü anlatır ve "koruyucu sağlık hizmeti"nin asıl hizmet olduğunu açıklar. Gerçekten de insanları hastahklardan korumak, hastalıkları olduktan sonra iyileştirmeye çalışmaktan çok daha akılcı, çok daha ekonomik, çok daha insancıldır. Bunu gerçekleştirmek için de sade, akıllı, etkili bir örgütlenme modelini Prof. Dr. Nusret Fişek düşUnmüş, kurmuş, uygulamıştır: Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi. 27 Mayıs döneıninin sağlık politikasını kurup uygulamaya' sokarken Sağlık Bakanlığı MUsteşarı Dr. Fi eçen hafta cumartesi günü Ankara'da sade bir tören yapıldı. Tiirk Tabipleri Birligi Merkez Konseyi, birliğin eski başkanlarına birer, "teşekkür plaketi" verdi. Görev zamanı sırasıyla Prof. Dr. Rükneddin Tözttm, Dr. Erdal Atabek, Prof. Dr. Nusret Fişek bu sade, ama anlamlı, duygulu G şek'tir. Ne ki "sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi" gelişemedi, yayılanıadı, etkinliğini arttıramadı. Çünkü, sistem, halka Ucretsiz sağlık hizmeti vermek için devlet desteğine dayanmalıydı. Devlet sağlık hizmetlerine daha çok para ayırmalıydı, tıp eğitimi bu sisteme ayak uydurmalıydı... Oysa toplumun içine sokulduğu yaşama sistemi bu değildi. Sonraki dönemlerde devlet bu işten büsbütün elini çekmeye basladı. Artık "saglık ideolojisi" değil, "hastahk ideolojisi" geçerliydi. Bugünlerdeyse "tiiketim toplumu"nun bütün hastalıkları yaşanmaktadır. En lüks (ve elbette en pahalı) sağbk kuruluşlan birbiri ardından hizmete sokulmakta, yabancı doktorlann yönetimindeki ultramodern sağlık birimleri hastalara (elbette yuklü ücretler karşılığında) hizmet etmeyi beklemektedirler. "Tüketim toplumu"nun marka hastalığı gibi hastalıklar da hastaneler de hekimler de birer "sosyal prestij etiketl" olmaya zorlanmaktadırlar. Aslında hasta olan sistemdir ve hastahk üretmektedir. Sağlık hizmetinin yeni sloganı, "daha çok hastahk, daha çok hasta" olmaktadır. Söylenmeyen slogan da "paran kadar iyllesirsin." O sade, anlamlı törende bu düşunceler birbiri ardından aklımdan geçiverdi. Binlerce pratisyen hekim uzman olabilmek için, iş bulabilmek için, çahşabilmek için giderek güçleşen ortamda çaba harcarken, Ülkenin içine sürüklendiği bunalım artarken aklını ve yüreğini "toplum sağlığı"na adamış Nusret Fişek Hoca, hepimize öğrettiklerinin simgesi olarak hayatı boyunca dimdik tuttuğu başını gene bu toplumun sorunlarıyla ışıklandırıyordu. 1984 yılından sonra Türk tabiplerinin başkanhğı görevine gelirken de zoru seçtiğini biliyordu. 12 Eylül döneminin, meslek kuruluşlanna (elbette emeklen yana kuruluşlarına) uzak, soğuk, suçlayıcı bakışı altında görev yapmanın ne olduğunu biliyordu. "Idam cezalarına hayır" dediği için haklannda dava açılan TTB Merkez Konseyi'nin başkanı olarak mahkemeye çıktığı zaman da aynı Nusret Fişek'ti. Ona bir ödül de biz veriyoruz: "Hayatımızı daha anlamlı lulma ödiiltt..." D Çocukluk dönemi ağrıları pılmamış olması, şaşırtıcı birdoğru. Doç. Dr. Serdar Erdine, SENDROM dergisinin mart1990 sayısına yazdığı bir yazısında bu gerçeğe değinerek, "19701975 arası dönemde ağrı lle llglll olarak yayınlanan 1380 makalenln yalnızca 33'ünün çocukluk dönemi ağnları ile llglli olduğunu" belirtiyor. Oysa, çocukluk döneminin ağrıları vardır ve bunların iyi bilinmesi gerekir Doç. Dr. Erdine'nin bildirdiğine göre, "ağrı algılanmasında verbal (tozal) yanıtın da aanıldığı kadar önetnli olmadığı göaterilmlştir. Son zamanlardakl çalısmalara yeni doğan ve bebeklerln ağnlı uyaranlara karaı cevaplanndakl değialk şeldller Incelenmektedir. 3 yas ve daha altındakllarln bllo çevra ile ağnlı uyaran konuaunda iletialrn kurmaya çalıştıkları ortaya konmuştur." Çocukluk dönemi ağnlan üç bölümde Incelanlyor: 1. Haatalıklara bağlı olarak ortaya cıkan ağrılar: Ağrılı hastalıklar çocukta da ağrı doğurur ve onların gelişim düzeyleriyle ilgili tepkiler uyandırır Şiddetli ağrılar çocuklarda korku, pasifleşme, anksiete, deprasyon, kontrol kaybı yapabilir. 2. Palkolojik nedenlere bağlı ağrılar: Bu tür ağrılar çocuğun korkusuna, bunaltısına, deprasyonuna, kızgınlığına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Psikojenik kökenll ağrılarda oocuk, kendini ailesi ve diğer çevresinden, örneğin, okul çevresi ve öğretmenlerinden korumak amacı ile ağrıyı kullanabilir. X Kronlk rekürran (yineleven) ağrı: Bu tür ağrılı sendromlar özellikle okul çocuklarında görülür. Bunu ayrıca inceleyecei araştırmaların büyük ölçüde erişkınlerle ilgili olması, Ağrı konusundakipek araştırmaçocuklardaki ağrılı durumların konusu ya Hipokrat: Önce zarar verme' ıp biliminin babası sayılan değer. Tıbbın Tpokrat, yeniden keşfedilmeyeIstanköylü Higiderek karmaşıklaşan dünyasında eski (ama esklmemiş) bilglleri yeniden tanımak gerekiyor. Hipokrat'm söylediği sanılan ünlü "ÖNCE ZARAR VERME" deyişini yeniden düşünmemlzin tam zamanı değil mi? "Daha lylya goturameyacokaan bllmedlgln yöntemleri uygulayıp zarar vertn*" öğüdü, bugün bütun dünyanın yeniden yorumlaması gereken bir özdeyiş. Bizdeki arabeskleşen sağlıklı ilgili uygulamalar (zakkum kanser tedavisl, yanlışlarla dolu zayıflama diyetleri, bilgisizce kullanılan ilaçlar vb.) dünyada blyoteknolojinin tartışılan gelişmeleri (yeni canavarlar mı yaratılacak sorulanna yol açan denemeler) bu özdeyişi yeniden anımsamamızı gerektiriyor: ÖNCE ZARAR VERME... f SAĞLIK ve GÜZELLİK REHBERİ HEMOROİDFİSTÜL VARİSLERİN INFAROT, İĞNE İLE TEDAVİSİ Op. Dr. Hıyıtl F. KOCAL Bankalarta anlaşma vardır RumeüCd.OganAp. ÇANAJANS 151 00 44 FAX: 151 41 55 PROKTOLOG1E • Çoccıgunuza cistün diyorsanız gdln görüıolim. • Okul öncesi üstOn özel sınıfımızdan yararlanalım. /PDM (Pedagojik Danışma Merkezi) PDM, Kırmızı Balık Çcx;ukevi'nin bir kuaıluşudur. Z a m b a k Sk. N o . 6 B o s t a n c ı TOPAGACI TAHLİL LABORATUARI M.Sc Dr. NEZÎHE KARPUZOĞLU ZUHURATBABA KLİNİĞİ MERKEZ TEDAVİ KLİNİĞİ Ça(JI«yanValânC No 82/1 T«I:1301717FM:1342252 N I t Tel: 141 35 89 1320120 24 Adres: Nişantaşı Ihbmuf yo)u sk. No: 13 Kal:1 Nişantaşı . Tel: 1 4 7 8 9 8 9 1 4 0 7 8 9 8 Yeni yerinde hizmete başlamıştır. ) Dıs Klınığl Rontgen ı Tibbi Tahlil Laboratuvan ) Ultrasonogralı . Tel: 367 54 58 386 61 73 24SAATAÇIKTIR Dahiliye Çocuk Bilgisayarlı Göz Muayenesi Diş Kadın Doğum Bakırköy Tel: 561 01 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle