02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H AFTANIN KONUĞU 'Hayatımız üç telin üstünde' Sazlara, tezene ile çalınan büyük boy sazlara "bağlama" demenin doğru olmadığını belirten Ramazan Güngör, Şadırvan Dağı'nın dibindeki köyünde, üç telli bağlamalarını hem üretiyor hem çalıyor. Saffet Uysal IANTALYA ntalya'dan Seki Yaylası iızerinden Felhiye'ye sallandığınızda, solda görkemli dağ manzaraları kucaklar sizi. Bu dağlar, Şadırvan Dağlan'dır. Şadırvan Dağları'nın goğsunden yuzlerce su fışkırır. Yüzlerce kaynak suyu, koyakları, küçük yaylacıkları güzelleştirir, yöre insanına serinlik verir. 'Üç Telli Bağlama'nın en büyük ustası Ramazan Güngör, Şadırvan Dağı'nın dibinde bir köyde, 1924 yılında dünyaya gelmiş. Bu köy, Kadıköy'dur. Fethiye deyince, şimdilerde herkesin aklına deniz, kum, turizm geliyor. Bana sorarsanız Fethiye deyince, Ramazan Güngör akla gelmeli. Oysa Fethiyeli neredeyse unutmuş Ramazan Usta'yı. O, yıllardan beri Fethiye'nin orta yerinde "Paspalur Kahvesi" olarak bilinen yerde sekiz metrekarecik bir odada yaşamını sürdürüyor: Burası, hem evi, hem dükkânı. Daha doğru bir söyleyişle üç telti bağlamasını seslendirdiği tek sığınağı. Her gidişimde Ramazan Güngör'ü biraz daha sıkıştınlmış, çevresini kuşatılmış buluyorum. Paspatur Kahvesi kahve olmaktan çıkmış. Turistlere hizmet vermek iddiasıyla kafeteryaya dönüştürülmüş. Çevresindeki diğer dükkânlar da aynı amaçla yeniden düzenlenmiş. Bu kuşatılmayı umursamaz görünüyor. Ama biliyorum ki yüreğinin içi eziliyor, köşeye sıkıştırılmış bir kuş gibi eski ortamını arıyor. Sıcakların kendini ortaya koyduğu bir akşam Ramazan Usta'nın demlediği çayı içerken üç telli bağlamayı konuşmak istiyorum kendisiyle. Sözü döndürüp dolaştırıp oraya getiriyorum. • Ramazan Usta, bize üç telli bağlamayı anlatır mısın, nedir üç telli bağlama? • Efendim, hani bir türkü var; "Bağlamam var üç telli / Borcum var beşyüzelli / Gitti yöriik kızı gelmedi / Kocaya vardı besbelli." Bu eski bir türkü. Türküde söylediği gibi, "üç telli bağlama" daeski asırlardan kalma. Bunun eski adı kopuz imiş... Kopuzdan geliyor... Sonra üç telli bağlama denmiş. Şimdi büyüklerine de bağlama diyorlar. Aslında tezeneyle çalınan büyuk sazlara bağlama denmez; ama diyorlar işte. Üç telli bağlama tezenesiz çalınır. Bağlama esasında budur. • Yani ille tezenesiz olarak çalınacak? • Elbette. parmakla • 4547 cm. uzunluğundadır. Teknesi de işte bir karış uzunluğunda, genişliği de işaret parmağı ile baş parmak arasındaki genişlik kadar bir şeydir. Büyuk boy sazların küçültülmüşü. Uç tel takılır. 12 perdesi vardır. Üç telli bağlama bu. Şimdi artık herkes buyük boy sazları çaldığı için üç telli bağlama azaldı. • Sizin çocukluğunuzda çevrede çalanlar var mıydı? • Varâı tabii. Şimdi üç telliye gelmeden önce, kadınlar, kızlar parmaklarıyla boğazlarına basarak deyişler söyleyip boğaz havaları çalarlarmış. Boğaz asrında. Benim çocukluğumda da bazı kadınlar bu havaları çalardı. Ama yaşlıydılar. tşte, "Kara devem mor köşekli / nazlı gelin bol dosckli" dıye söyler lerdi. Kadınların çaldığı bu havalar daha sonra kavallarla da çalınırdı. Üç telli bağlamaya geçişi bu yolla olmuş. Kadınların çaldığı boğaz havalarının çalgıyla çalınması ihtiyacından dolayı. • Bu üç telli bağlamanın yaygın olduğu yerler nereler bu çevrede? • Burada Mu&la'ya kadar çalınır, Biraz Denizli'nin Çameli taraftarında; Burdur, Dirmil'e kadar; biraz da Antalya taraflarına doğru vardır. Ancak benim ihtiyarlardan duyduğuma göre, kendi gördüğum kadarıyla da buranın makamlarını başka yer tutmaz. Dirmil'de cura meşhurdur. Tezeneyle çalınır onlar ve sipsiyle birlikte güzel olur. Bizim çaldığımız, tezenesiz ve müstakil çalınır. • Ramazan Usta 66 yaşındasınız. Elinizi verdiğiniz, öğreitiğiniz biri var mı? • Yok. Buna heves etmiyorlar. Büyük boy sazlar çalmak istiyorlar. • Bu biraz zor herhalde'? • Zor demek söz mü? Zorun da zoru. • Biraz da babandan, annenden, çocukluk günlerinden söz edelim mi? • Efendim, babam "Velihocaoglu" namıyla anılan lOustafa. Ben üç yaşmdayken öldü. Babamın dedeleri Aydın'dan Fethiye'ye gelip yerleşmişler. Annemin babası Konya'dan buraya gelmiş. Müflü Sururi Efendî. Abdülhamit devrinde bir olaya karışmış. Kaçmış oradan sizin anlayacağınız. Burada evlenmiş. Dört çocuğu olmuş. Celfil, Galip, Behiye ve Sıdıka... Sıdıka benim annem. Dedem ölünce babamla annem evlenmışler. Ben onların çocuğu olarak 1^24 yılında dünyaya gelmişim. Üç yaşmdayken babam öldü. Annemle ortalıkta kaldık. Yani bizim irezilliğimiz ta çocukluk günlerimizden başladı. Halen de devam ediyor. Üç telli bağlamanın en büyük ustası Fethiyeli Ramazan Güngör: A • Boyutlannı da söyler misiniz? 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle