03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ında lan kuşevleri değil midir? Sözün kapısını Osmanh'dan açtık ya, asıl günümüze gctirmek istiyoruz. Günümüzde sayılan giderek artan hayvan dükkflnlanna... Namı diğer pet«hop'lara... Istanbul'da evvel eski kuşcu dükkânlan vardı gerçi; oymalı ku$ kafcsleri yaparak ekmeğini bu işten çıkarmaya uğraşan ustalar vardı. SUlükten süs balıklanna kadar su hayvanlarından geçim sağlayanlar hiç eksik olmamıştı... Paşa konaklarının geveze papağanlarından fakirhanelerin simgesi saka ku$lanna kadar nice kanatlı hayvanın sırtından diği bile belli değil; piyasasının hangi kurallarla denctlcneccgj kujkulu... Hayvan ithalatı i«iyle uğraşan mikro biyoloji uzmanı H«alt Kaya'nın anlattığına göre Batılı ülkclerde çok geniş bir sektör oluşturmaktaydı bu ev hayvanlan konusu. Yiyeccğindcn bakımına, kullanım araçlanndan ilaçlanna kadar sayısız yan sektörleri gelişmişti. Işte tstanbul'un kimi semtlerinde özellikle yüksck gclir gruplannın oturduğu semtlerdeyeni yeni boy gösteren petshop'lar, pethouse'lar, gelişmiş Ulkelerdeki o çok gelişmis sektörün ufak çaplı bir uzantısıydı. önce, Ankara gibi doğaya uzak kalmış bir ilimizde yayılmıştı bu tür dükkânlar. tstanbul'daysa zengin semtlerinden orta hallilere doğnı bir açıhm gösteriyordu. Erkek müşteriler daha çok balık ve kuş beslcmeye eğilim gösteriyorlardı. Kadınlarsa cici köpeİdere sevgi ve yakınük duymaktaydılar. Ya çocuklar? Onlar civcivden tavşana, kaplumbağadan fareye, ucuz balıklara kadar her şeyi sevmeye hazırdılar! Çocuklann gözünde pahalı hayvanlar yoktu; söz gelimi bir papağanla civcivi yan yana koyduğunuzda ikirciklenmeden ikincisine yöneliyorlardı. Üstelik, çocuklar hayvanlara karşı daha sevecendiler. Büyükler gibi papağanın kafesine yanan sigara sokmak gibi insafsızlıklan da yoktu. Evet, Uzak Asya'dan Amerika'ya, Avrupa'dan Afrika'ya kadar değişik coğrafyaların, değişik doğal ortamların hayvanlarını görmek mümkün buralarda. tsterseniz, seviştikten sonra eşini öldüren bir karadulla arkadaş olabilirsiniz. (öteki adıyla tarantula). Çok zehirli ve çok pahalı! öyle değme kişinin cüzdanına sığacak türden bir hayvan değil. Yalnızca iki buçuk milyona, sevenlerinin koynuna girmeye hazır! Papağanlar rengârenk. Yeryüzünün ve gökyüzünün tüm renklerini olanca parlaklığı ve göz alıcıhgıyla kendilerinde toplamışlar sanırsınız. Sütbeyazından çelik mavisine, nilyeşilinden limonsansına, ateşkırmızısından kavuniçine... Ukala, pisboğaz ve sevimli! Bir yandan ayçiçeklerinin içini ustaca çıkarırken bir yandan da sizi incelerler. Gevezesi de vardır, öldür Allah konuşmayanı da... Ama papağanlık sanatında konuşkan olmak erdem sayılır. En çok konuşanı, en çok para edenidir. Yüz binle bir buçuk milyon arasında... Bu özellikleriyle politikacılara benzerler, papağanlar. Boş konuşsalar bile, karşılığı paradır! Maymunlar, yeryüzünün sahtekâr boyacılarıdır. Yaptıkları işe hile karıştırdıkları için Tann cezalandırmış, yeryüzünde kaç tür boya varsa hepsinin küpüne batırıp çıkarmıştır onları. O yüzdendir böyle renk renk oluşlan. Ormanlann özgür ortamlanndan gelip kafeslere konulmanın acısını içlerinde duymazlar sanki. Ona fıstık uzattığınız sürece size yumuşak bakışlarla bakmaya teşnedir hergele... Hep arsız, hep mukallit ve hep çocukturlar... Bir de mutasyona uğramış hayvanlar var: Hem tavşan hem fare. Ne tavşan ne fare... Sabahtan akşama kadar uyurlar. Uyurken ağızlan açıktır, mini minnacık ikı diş görünür dudaklarının arasından. Tüyleri tavşanlarınki gibi uzun ve ipeksi. Kuyrukları belli belirsiz; ama boyları fare boyunda. Mendil cebinize koysanız rahatsız olmaz. Akşamın yedisinde uyanırlar, sabaha kadar dunya onlarındır artık! Yaramaz gece bekçileri... Üremeleri de fare gibidir, hızla çoğalırlar. Fiyatını sorarsanız, altmış binden aşağı kur nzkını çıkaranlar ya$ayagelmiflerdi. Nc var ki petshop dalgası yeni bir akımdı. tthalat serbestisi kadar yeni. Oylesine yeni ki henOz hangi bakanlıgın görev alanına gir W Ingılızce tabelalı hayvan dükkânlannın zengin görünuşlü asil sakınlen de var, urneflın Van kedılerı tarmaz! Timsah, sonsuz uykular içinde ölü gibi kıpırtısız durur öyle. Muhabbet kuşları ortalığı yaygaraya boğarlar. Yavru köpekler şirinlik simgesi haünde size sokulmak ve şımartılmak için yanıp tutuşurlar. Cüce tavşanlar olanca ürkeklikleriyle kendilerini sevecek bir çocugun yolunu gözlerler boyuna. Minyatür kaplumbağalar Sisyphos efsanesinin temsilcileridir: Tırmanırlar, ddşerler, tırmanırlar. Sonsuza kadar. Bitmez tükenmez bir cezayı çekercesine. Biyolog Hamit Kaya bir rastlantı sonucu bu ışe girmişti. Ama şimdi işini seviyordu. Geceleyin düşlerinde akvaryum balıklan görecek kadar bağlanmışü! Ona göre hayvanseverlik bir kultür sorunuydu. Dahası, şöyle diyordu: "Insanı sevmeyen, hayvanları hiç sevemez!" Bu hayvan dükkânlannın yaygınlaşmasıyla yalnızca veterinerler, bıyologlar için yeni bir çalışma alanı açılmış olmuyordu; su UrUnleri konusunda öğrenim görenler için de çalışma olanaklan sağlanıyordu. tleride, ülkemizde üretilen hayvanlar yurtdışına satılacaktı belki. Amerikalılann bu konuda istekleri oluyordu sık sık. özellikle sürüngen türü hayvanlar isteniyordu ki bu hayvanlar yalnızca bizde bulunuyordu. Kara kaplumbağası, yeşil kertenkele, bazı yılan turleri... Kangal köpeklerinin en önemli alıcısıysa Italyanlardı. tki milyona kadar fiyat veren Italyanlar, bu köpekleri üretip kendi ülkelerinin bir hayvanıymış gibi başkalarına satıyorlardı. Hey gidi kangalköpeği! Yalnızca çobanların kuru ekmekleriyle beslenip açlıktan kudurmus kurtlarla boğuşan sessiz hayvanlar... Gündüzleri köy çocuklarının ayakları altında ziyanı zebil olup da geceleyin sürüyil beklerken canavar kesilen kulağı kesikler! Hani o, fazla yavruladığı zaman, boşuna ekmek yedirmemek için suya atılıp boğulan köpekler... GUn gelecek, elin ltalyan'ına mı yâr olacaktınız! Türkiye'de hayvan pazarlarının artması, hayvan sevgisinin giderek yaygınlaşması, kimi komşu ülkelerin insanlannı da uyandırmıştı. Söz gelimi ellerindeki işe yaramaz bütün eşyayı fstanbul'un sokaklarında satışa çıkaran Rumenler, köpek yavrusu getirmeyi de unutmuyorlardı. özellikle Rus asıllı yavruları getirip hayvan dükkânlarına bırakıyorlar dı. Singapur'dan süs balıklan alıyor, ltalyanlara kangalköpeği satıyorduk; Rumenlerden Rus köpeği kapatıyor, Amerikalılara sürüngen pazarlamaya çalışıyorduk. lşin bu yanı bir yana... Sonuçta çocuklarımız, tabiat bilgisi kitaplarının cansız sayfalarından edindıği soyut ve renksiz bilgileri, hayvan dükkânlannın cıvıltılı ortamında somutlaştırıp renklendiriyorlardı. Hayvanlara dokunuyor, dokundukça da seviyorlardı onları, tanıyorlardı. Hayvan sevgisinden yoksun kuşaklar, ne insanları ne de kendi doğal coğrafyalarını sevebilirlerdi! D 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle