Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E B V EKONOMİSİ Meral Tamer Tüketicinin sesi P T T ' D E N GELEN YANIT 8 temmuz tarihinde bu köşede "kabaran telefon faturalarıyla" İlgili bir tüketıcı şikayetı yayımlanmıştı Okurumuzun Isteğı uzerıne adını yayımlamamış, telefon numarasıyla yetınmıştık Telefon numarası olunca PTT'nın ıncelemeyı yapması kolayhkla mumkün olabılmış olmalı kı PTT'den bir yazı aldık ve Ankara'dakı genel mudurlükle aramızda böyle bir dıyalog başladığı ıçın de sevınç duyduk PTT'nın yanıtında 523 17 52 numaralı telefonun gerek hattının gerekse makınesının bu haber üzerine ıncelendiğı, ancak her hangı bir arızaya ya da kaçak tesısat durumuna rastlanmadığı ve faturada bırjıata olmadığı bıldırılıyor PTT işletme Genel Müdürluğu'ne bu ılgısınden dolayı teşekkur edıyoruz. Gıdada böcekler, çöpler öcekli yağları, çivili peynirleri, sinekli meşrubatı ne yaparsınız? Biz son bir aya kadar bu şikâyetle bize başvuran okurlarımıza güya yol gösteriyor, Hıfzıssıhha, belediye gibi yerlerde gerekli tahlilleri yaptırmaya teşvik ediyor, bunun bir vatandaşlık görevi olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Ama bu işi kendimiz denemeye kalkınca harcanan çabanın pek de bir işe yaramayacağını fark ettik. Yanılıyorsak gerek hukukçu, gerekse kusurlu gıdalarla ilgili rapor verme durumunda olan uzman okurlarımızın bize yol göstermelerini bekliyoruz. Eskişehir'den aylar önce gelmiş bir mektup: "Satın aldığım tereyağının içinden karafatma çıktı. Salıcıya götürdüm. "Senin koymadığını ne bileyim. Hem sen bu tereyağının yansını yemişsin" dedi." Ya da tstanbul Üniversitesİ öğretim görevlisi bir okurumuzdan telefon: "Okul kantininden aldığım Has marka meyve suyunun içinde böcekler var. Üretici firmayı uyarmak için telefon edeyim dedim. "Kardeşim şişeyi açtıysan derdinc yan. Hiçbir hak iddia edemezsin" yanıtını aldım." Hıfzıssıhha'yı bu gibi durumlarda aradığımızda ise bize şişe kapağının açılmamış olmasının, tahlil için ön koşul olduğu ısrarla belirtiliyor, ama kapalı şişeyi bulduğumuzda karşılacağımız engellerden hiç söz edilmiyordu. Bu arada SEK sütleriyle ilgili haberler gazete manşetlerinde görüldü. SEK Genel Müdürü ısrarla içinde yabancı madde bulunan SEK süt şişelerinin bu piyasaya girmek isteyen rakip firma tarafından kasıtlı olarak kirletildiğini ima eder demeçler veriyordu. Yine aynı glinlerde okurumuz Sevi Sunaç'tan bir mektup aldık. Aynı mektubu MARSA firmasına da gönderen Sunaç, satın aldığı ONA ayçiçek yağının içinde sinek gördüğünü ve bu nedenle şişeyi açmadan durumu firmaya ilettiğini bildiriyordu. Firmaya göre "Olayda mutlaka kasıl vardı. Kapak açılmamış gibi gorülse de kuşkusuz fark ettirilmeden açılıp içinde sinek özellikle konarak tekrar kapatılmıştır." Sunaç'tan alınan kapalı şişe firma tarafından tahlil ettirildikten sonra da aynı sonuca vanlıyor ve "Yağ üretim bandından çıktıktan sonra tüketiciye ulaşmadan önce kapağı açılarak havayla (emas elnıiş. Oysa bu mümkıin degil. Demek ki kapağı kasıtlı olarak açılıp kapanmış" deniyordu. Hiçbir üretici firma kendi ürününe toz kondurmak istemiyordu. Yine Istanbullu bir okurumuz, naylon kapalı ambalaj içinde aldığı kaşar peynirin içinden çivi çıktığını bildirmişti. Çivi hâlâ peynirin içindeydi ve sonradan sokulmadığı da apaçık belliydi. tzmit'teki Üretici firmaya bu durum aktarıldığında, firma sahibinin ilk tepkisi "Böyle bir şey olamaz. O hanım çiviyi kendi sokmuştur" oluyordu. Bize göre en sakıncalı yaklaşım "Hayır katlyen olamaz" diye baştan önyargılı davranmak ve dolayısıyla belli hataları düzeltebilme kapılarını kategorik olarak kapatmaktı. cılığa aksedecekse savcıhk dükkâna başvurarak damgalı "şahit numune"yi almalı ve böylelikle gıdanın kusurlu olmasında bir kasıt bulunmadığından emin olunmalıydı. Demek bir iki sinek yeterli değildi. Aynı seriden üretilen meşrubatın kusurlu sayılabilmesi için 45 şişeye yetecek kadar bol sinek bulmak ve hepsinin aynı anda ölerek şişelere girmesini sağlamak gerekti. Ülkemizde sinekler sürü ya da güruh halinde pek dolaşmadıkları için bu "enstantane"yi yakalamak ve "aynı seriden sinekleri" bir araya getirmek pek kolay olmayabilirdi. Biz sonunda Hıfzıssıhha'dan Fanta şişemizin raporunu aldık. Başlangıçta şişeyi bile görmeden " o şişeyi açıp içine koymuşlardır" diyen Hıfzıssıhha, neyse ki şişeyi tahlil ettikten sonra "Orijinal açılmamış" diye rapor vermiş. tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Sağlık lşleri Müdürlüğü Hıfzıssıhha Müessesesi tarafından yüksek kimya mühendisi Laboratuvar Şefı Sevim Altınd ve kimyager Abdullah Aybay imzalarıyla verilen raporda aynen şöyle deniyor: Insanız hepimiz, hata yapabiliriz. Üzerine titrediğimiz halde yapabiliriz. Bir yağa kırk yılda bir de olsa Uretim aşamasından neden sinek düşmesin? Ya da kaşar peynirinin içine kırk yılda bir neden bir çivi saplanmasın? Her gün yediğimiz ekmeklerin içinde zaman zaman neler çıkıyor? Biz Türk milleti olarak bunlara zaten çoktan alışığız. Önemli olan üretici firmanın "Mümkündiir, ama hata nerede onu bulmalıyız" yaklaşımında olması... Belki hakikaten kasıt vardır. Ama ya değilse... Her neyse... Biz tahlil ettirmek için kapağı açılmamış şişe ararken Adana Cumhuriyet'ten arkadaşımız Mehmet Yapıcı imdadımıza yetişti. Büroya gelen bir tüketicinin elinde kapağı açılmamış Fanta şişesi vardı. Şişenin içindeki sinekler de apaşikâr görülmekteydi. Mehmet Yapıcı arkadaşımıza "Hemen yolla" dedik ve büyük hevesle Hıfzıssıhha'yı aradık. Hıfzıssıhha'dan aldığ..nız ilk yanıt " O şişenin kapağı açılıp içine sinek konmuş ve tekrar kapatılmış olabilir. Siz bunu gozünüzle anlayamazsınız..." Ben bu yaklaşımı katiyen anlayamıyorum. Neden, şişe de kapağı açacakla bile zor açılan türden bir şişe. "Bize getirin bakalım" denmiyor da verilen ilk yanıt "O şişenin kapağı açılmıştır" oluyor. Bu "kasıt" meselesim anlaşılan üretici firmalar çok yaygın ve ikna edici biçimde kullanıyorlar. Biz şişenin açılmadığında ısrar ettik. Bu kez önümüze başka bir sorun çıktı: Hıfzıssıhha bu şişeyi tahlil edip rapor verebilirdi. Ama Hıfzıssıhha'nın dediğine göre bu rapor işimize yaramazdı. Çünkü işin savcılığa intikal ettirilebilmesi için aynı şişeden birkaç tane daha bulunması gerekirdi. Genel olarak bir dükkândan alınan gıda kusurlu çıkarsa, aynı dUkkâna giderek aym seriden birkaç tane daha numuneMoplanmalı, bunlardan biri damgalanarak "şahit numune" olarak dükkânda bırakılmalı, tahlil sonrasında iş sav"Fanta portakallı gazoz numuneslnin tetkik ve analizinde orijinal açılmamış 250 ml'lik Fanla portakallı gaıoı olduğu, orijinal metal kapağında su, şeker, CO2, asit duzenleyici (sitrik asit), portakal suyu (%6), antioksidan (askorbik asit) ve kapaktaki tüm yazılar uzun uzadıya sıralandıktan sonra) yazılı olduğu tespit edilmiş olup şişenin içinde yabancı maddeler bulunduğundan Gıda Maddeleri TiizUğü'nün Umumi Hükumler 3. maddesine aykın olduğunu bildirir rapordur." GörüldUğü gibi raporda "yabancı madde"nin ne olduğu yani sinek olduğu belirtilmemiş. Bunu sorduğumuzda "Daha ileri tahlilleri bu aşamada yapmıyoruz. Gıda Maddesi TuzüğU'niın 3. maddesine aykın olması, olayın mahkemeye intikali için yeterli. Ama zaten başka numune olmadığı için bu olay mahkemeye gitse bile 'kasıt vardır' diyerek ilk celsede beraal eder" yanıtını aldık. Hıfzıssıhha'ya Fanta şisesiyle birlikte açılmış bir diş macunu ve bir "diş temizleme tozu" götürdük. Ambalajları açılmış olduğu için bunlara resmi raporlar verilemedi. Ancak Hıfzıssıhha çalışanlan, bunları da tahlil ederek sonuçlannı bize sözlü olarak anlattılar. Onlardan öğrendiğimize göre sigara tiryakileri için hazırlanan diş temizleme tozu, ithal malı ambalajdan kopya edilerek yapılmıştı. Ancak ithal gibi görülen ambalaja karşılık içi bildiğimiz talk pudrasından ibaretti. Kutunun üzerinde üretici firma, üretim tarihi vs gibi ibareler olmadığı için Etiket Kanunu'na da aykırıydı. Talkın içindeki demir yüzdesi ise kimyasal analizde yüksek çıkmıştı. Bu nedenle o da 3. maddeye aykırıydı. Diş macununda ise makroskobik olarak tüp boşaltıldığında diş macununun kirlilik ihtiva ettiği, bu kirliliğin madeni yağ evsafında olduğu tespit edilmişti. D İLANA GÜVENEBİLİR MİYİM? Bu yıl okula başlayan çok sevdığım bir yakınım, astıgmat, hıpermetrop ve kayma nedenıyle gerek çevreden gerekse aynadan rahatsız olmaya başladı. Dörtbeş yıldır çeşıtlı uğraşlar verılıyor, ancak ne yazık kı bugune kadar bir çözum bulunamadı Okula başlamasıyla arkadaşlarının göz durumuna dokunmaları ve kalın camlar arkasında okumayı yazmayı öğrenmesı sorun yaratmaya ve okuldan uzaklaşmasına neden olmaya başladı. Fotokopısını sıze gönderdığım ılanla birlikte çözüm umutları gelır glbı oldu, ama bu kez de ilanı veren şırket gerçekten çözüm getirebılır mı ekonomık olanaklar sınırlı gıbı sorular gündeme geldı Sızden ögrenmek ıstedığım,7bu firmaya guvenerek yola çıkabılir mlyız (KAORİYE PEKŞİRİNDİKİLİ) C/kurumuzdan yaklaşık 2 ay önce aldığımız bu mektubu uzunca süre bekletttk. Çünkü bızım herhangi bir mal ya da hızntet için marka ya da kişi lavsiye etmemtz zor. Ayrıca ılanların guvemlirlıği, okurumuzun da ifade ellığı gıbı çok tartifmalı bir konu. Kimı gerçekten gUvenılır, kımi hiç değil. Benım de gözlerimle ilgili sorunum var, Ama kendırm ıdare edebıldiğım ıçın böyle bir riskı göze almadım. Yalnız söz konusu olan ktiçük bir çocuk, onun psikolojtk problemlen, görünümü nedenıyle yarattığı sorunlar vs.... Tüm etkenlerın birlikte değeıiendirilmesi gerektiği kanısındayım. Bunu da en sağlıklı olarak gene yakınları olan sizler yapabilırsiniz. HATA TEMIZLEYİCIDE MI, ÜRETICIDE MI? Bir muddet önce almış olduğum Irıko bayan ceketımı ilk defa temızlenmek üzere TEMPAK Kuru Temlzlema'ye verdım Temtzlenıp gerı dönduğunde sıyah renklerı beyaza boyanmıştı. Kuru temizleme öncesınde benı hiçbir şekilde uyarmadılar Hadtseden kendılerının sorumlu olmadıklarını, hırkada uretim hatası olduğunu bellrttiler. Hırkada bulunan SİM Kar etıketınden yola çıkarak sorunumu üretici firmaya aktarayım dedim. Onlar da telefonu yuziıme kapattılar Elımde kullanamayacağım bir hırka var, hata bende değıl, ama zararı ben çekıyorum. Bu nasıl iş? (HATICE KUDRET ÇİRMEN İSTANBUL) 23