28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H AFTANIN KONUĞU "Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Korosu"nun kurucusu Ruhi Ayangilile Türk müziği üzerine: 'Sentez arayışında değilim...' Yann IstanbulFestivalikapsamında Cemal Reşit Rey Salonu'nda orkestra ve korosuyla Refik Fersan, Yalçın Tura ve Mutlu Torun'un eserlerini seslendirecek olan Ruhi Ayangil, Türk müziğine orkestra kavramı getiren ilk sanatçı. Turhan Günay üziği tttm alanlarıyla kavramaya ve uygulamaya çalışan bir sanatçı Rubi Ayangil. Yurtiçi çalışmalannın yanı sıra yurtdışında da çeşitli konserler vermiş, Türk müziğini farklı dönemleriyle tanıtmaya çalışmış izleyicilerine. Hasan Feril Alnar'ın "Kanun Konçertosu"nu bestecinin kendisinden sonra seslendiren ilk sanatçı olmanın onurunu da taşıyor Ayangil. Adı geçen konçerto Macaristan'da plak olarak da yayımlanmış. • 1979 yılmdan bu yana aralıksız olarak Istanbul Festivali'ne katılıyorsunuz. Bunun dışında da yönettiğiniz korolarla sürekli konserler verdiniz. Ama galiba toplumumuz sizi geniş anlamıyla Ali Ufki'nin "Mecmuai Sazı Söz"ünden günümüte taşıdığımz 12 antik ilahiyi içeren "Uyan Ey Gözlerim" adlı kasetinizle tanıdı. Yanılıyor muyum dersiniz? • Evet, Ali Ufki'nin kasetiyle tanımyor hale gelmemiz doğrudur, ama hemen şunu söyleyeyim, bu kaseti kendimi tanıtmak için yapmadım. Bir kere ne kadar bir kitle tarafından tanınıp tanınmadığımı bilmiyorum ve sorunu da tanınıp tanınmama noktasına dayandırmak istemiyorum. 1978 ile 1981 arasında Boğaziçi Üniversitesi korosuyla yaptığımız çahşmalarımız sırasında ve 1979 yılında festivale ilk katılışımızla bir "Türk Müziği Orkestra ve Korosu"nun işaretini ilk kez vermiştik. Bir değerlendirme yazısında "Türk Mttziginde Festlvalin Olayı" diye yazılmıştı ki bu benim için önemli bir değerlendirmeydi. Sonraki yıllaı kendi adıma kurup yönettiğim orkestra ile verdiğimiz konserlerde hep o işarete layık olabilmeye çalıştık. Ali Ufki çalışması bu çizgi içerisinde bir derinlemesine detay çahşmasıydı. Çünkü "Türk Müziği Koro ve Orkestrası" fikrini ve bunun icrasını ve bu icra için özellikle yazılmış repertuarın dayanılması gereken bir temel olduğu fikrini daima taşıdım. Bunu bugün de taşıyorum, dün de taşımıştım, yarın da taşıyacağım. Yani Yahya Kemal'in veciz deyişiyle "Kökü raazide olan atiyiz." Ali Ufki bizi temellendirdi. Bu temellendirişte benim çok büyük katkım yok. Sadece o notaları bugüne aktarmak ve o sesi dinlememiş insanlara bunları ulaştırmaktı amacımız, ama büyük bir ilgi topladığı kanaatindeyim. Bu bir kök meselesi. Bugün bulunduğumuz yer ise o kökün üzerine inşa edilen bir bina. • 10 yaşından bu yana yoğun olarak müziğin içindesiniz. Yoğunluk sözüyle belirtmek istediğim icracılık, öğretmenlik, nazariyatçılık ve orkestra şefliği gibi müziğin çeşitli alanları. Çahşmalanmzı bu kadar boyutlandırmadaki amacınız neydi? • Kendime, yani bugünkü fonksiyonuma baktığım zaman, her şeyden önce "arastırmacı icraa" sıfatını kendime layık görüyorum. Bu dan çağdaş çoksesli Türk müziği misyonuna geçişin bir aşaması Ferit Alnar. Bu bilgi köprttRuhl Ayangil 1953 yılmda dogdu. Muzlge on sünü, irtibatlandırma köprüsünü kurmak lazunyasııtdı kaMM çalarak basladı. İTÛ, tstmbul dı; bu bana nasip oldu. Daba önce de söylcdi«e Bogazlçl ünlversltelerlnde ğim gibi bu bir tesadüfün sonucu dcğildi, bimüzlk dersleri verdl. BÛ «e linçli bir seçimdi. kendl kurdugu 'Turk • Koronuzla verdiğiniz konserlerde Türk Muzlğl Orkestra va müziğinin klasik eserlerinin yanı sıra Korosuyla çeslttl günümüz bestecilerinin çoksesli eserlerine konserler yonetH. de yer veriyorsunuz. Bir sentez arayışı Hatan Ferlt Alnar'ın diyebilir miyiz buna? "Kanun Konçertosu"nu • Sentez konusu son yıllarda üzerinde çok duve Ali Ufki'nin 12 antlk rulan bir konu. Türk kültürünün, Türk millellahlslnl plak ve kaset tinin bir sentez ihtiyacı vardır düşüncesi çok yaptı. Mutlu Torun'la yaygın son zamanlarda. Belki bilinçaltımda buyurtdışında çeşitli nu duşlüyorumdur, ama düşümnüyorum. Bukonserler nu açmaya çalışayım. Sentez yapma ihtiyacı bünyeyi rahatsız eder. Yani şunu şuna ekleyeverdl. yim, bunu bununla kanştırayım veya olmuyorsa bunu atayım gibi arayışlar kitlesel arayışlara dönüştüğü zaman kitlesel huzursuzluk başlar, kültürel huzursuzluk başlar. Benim yaptığım ise belki son noktada bir sentez arayışı gibi görünflyorsa da bunun olağan, rahat bir çizgide seyk reden, kendiliğinden oluşan bir hareketmişçesine dinleyici ve bunu paylaşanlarca kabul edilmesini sağlama görevidir. Bir sentez arayışında değilim kısacası. • O zaman hemen şunu sormak istiyorum: Devlet Klasik Türk Müziği korolarından "Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Korosu"nun farkı ne? Ben bunu defaten de yazdım, söyledim. Bugün de tekrar edeyim. Burada hep teknik sorunlar giriyor işin içine. Koro dediğimiz zaman koro olmalı. Nasıl olur bu. Diyeceklerdir ki "Koro Batı miiziğinden gelme bir kavramdır. Koro çoksesli müzik icra eder." Hayır, teksesli müzik de icra edilir koroda, ama koroda icra edilir. Orkestrada da teksesli müzik icra edilir. Ama koro disipliniyle icra edilir, orkestra disipliniyle icra edilir. Bunun gereği de koronun boy sırasına dizilmemesidir. Burada koronun ses gruplarına göre teşkil edilmesi sorunu gündeme gelir. En kaba hatlarıyla bir koroda soprano, alto, tenor, bas grupları vardır; doğada bu olduğu için koroda da vardır. lnsan ses doğasırun amrları neyse müziği de onun içinde yapmak gerekir. Orkestra meselesine gelince; yüzlerce müzik terimiyle ifade edilen ve müzik duygusunu oluşturan ivmeyi sağlamak için bu orkestra düzenine geçmek gerekir. Yoksa orkestra yapmadan da içinde müzik duygusu olan her müzisyen tek başına da bu ivmeyi sağlayabilir. Ama yine bunun için müzikten haberdar olması lazım, müziğin gereğinden haberdar olması lazım. Yani orkestra burada bir hevesin, "biz de yapalım, bizde de olsuıT'un karşıuğı değil. Orkestra ve koronun içinde Nevakâr'ın da Segahkâı'ın da bir Mevlevi ayininin de gerçek koro ve orkestra düzenine yakışır biçimde yeniden şekillenip canlandığım, başka bir ruh kazandığını görebiliriz. Bu hiçbir zaman bundan sonra böyle yapılacak demek değildir. Bu bir rada icracılığım değeri üzerinde konuşmak istemiyorum. Onuıı değeri beni ilgilendirmiyor, ama iyi yapmaya gayret ediyorum. tyi olması ya da bir anlam ifade etmesinin sıhhatli bir araştırmaya dayanması gerekir. lcranın nitelikli olması için bu araştırmaya ihtiyaç var. Neden var? Çünkü sıhhatli yazılmış bir müzik tarihimiz yok, sıhhatli repertuar kaynaklarımız yok. Mutlaka bunların mukayese edilerek, araştırılarak yerine getirilmesi lazım. Ali Ufki de öyle bir araştırmanın sonucu örnegin. "Kanun Konçertosu"nu icra edişim keza böyle. Yalnız kendimi cesur bir icracı olarak niteleyebilirim. Kanun icrası konusunda detaylı bir eğitim ve öğrenim görmedim. Yani müziğin hiçbir konusunda detaylı eğitim ve öğretim görmedim. Benımkuşağım nasıl yetişmişse konservatuvar dışı ve birazı da kendi merakım ve çabamla şekillenen bir gelişme. Kanun icracılığımın gelişmesi gereken noktalanndan birisi Ferit Alnar'ın konçertosunda şekillenen aşama idi. Yaygın bir kanaat vardı, "Bu konçertoyu Feril Beyden başkası çalamaz, kendi için yazdı ve çaldı." Onu da araştırarak ortaya çıkardık. Yani notalarının araştırılması, bulunması gibi imkânsız bir noktadan hareket ederek bunu gerçekleştirdik ve başka bir müzisyen tarafından çalınabileceğini gösterdik. Koro ve orkestra icrasına gelince, onun da bir parça sıhhatli olduğunu bunca zamandır çalışmalarırruzda sınadık. Bunun so nucunda da Türk müziğine orkestra kavramını getirdik. Bu nedenle yapmaya çalıştığım, müziğin her boyutunun koro ve orkestra düzeninde, solo düzeninde temellendirilmesi ve yaygınlaştırılması. • Yurtdışında da birçok konserler verdiniz. Ayrıca Macaristan 'da Ferit Alnar'ın Kanun Konçertosu'nu plak yaptınız. Bu "asıl ve manevi öğretmeniniz" Alnar'a bir saygı borcu muydu yoksa biraz önce değindiğiniz mukayese ve araştırmalarınızın bir sonucu muydu? • Şimdi o da var. Bunun ilk temelinde Ferit Alnar'a ve onun gibi çalışan ses mimarlanna saygı yatar. Çünkü emek var işin içinde. Salt bir emek de değil bir gayeye yönelik emek var. O emeğe saygı, o emeği kim gösteriyorsa ona saygı. O emeğin kaybedilmemesi, ziyan edilmcmesi, gelecek kuşaklara aktarılması sorumluluğu artı araştırmacılık. Benim konçertoyu çalrruş olmam Türk müzik camiasındaki yaygın bir kanaati ortadan kaldırmaktı. Evet, bu eser çalınabilirmiş, hadi onun üzerine yeni bir şeyler inşa edelim meselesini gündeme getirmekti. Çünkü Ferit Alnar'ın doğumu 1906. Teksesli müzikten veya makami Türk müziğinden ölene kadar aynlmamıştır. Bazı Batılı bestecilerimizin söylediği gibi "Alalurkaa Ferit, Kanuni Ferit" misyonun 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle