Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R AZARIN PENCERESİNDEN Selçuk Erez Hayvan aşkı insanlara neler yaptırır? DEAD ANIM yetsiz (korkusuzca) fıili şenia n:ubaşeret ider (alçak fiillerini gerçekleştirirler). Amma cimaından lezzet alan fa'ali lain (aşağılık eylemciler) yemin idüb bikri nevşukufte (taze kız) cimaından lezizdir deyu medh edip gayet şiddetli harı (ateşi) vardır.. Cima edenin bir hafta avret yerinde misk rahiyası (kokusu) adenıiu dimağın muattar (kokuya boğup) idüp bir hafta zail olmaz.!' Evliya Çelebi, bundan sonra "Hikayeti garayibi timsahı Nil" başlığı altında Şelaler diyarında gezerken evinde kaldığı "Ebu Cedullah dirler bir şeyhi kebir"den dinlediği bir timsah aşkı hikâyesini nakleder. Şeyhin arada sırada balık vererek beslediği dişi bir timsah günün birinde karaya çıkıp sırtüstü yatınca şeyhin aklına "Arap taifesinin timsah ile cima ettikleri" gelir sonra "hemen etek dermeyan idüp bir kerre vardım Safayı hatırımdan aklım başımdan gitti" diye anlalır olup bitenleri ve ekler: "Üç sene kamil bununla geçindim!" rekçe, oğlanın keçieşinin ormanda avlanmayı bilmemesinin onun o ortamda ölmesine yol açabileceğinin düşünülmesiydi." Keçisiyle orman arasında bir tercih yapma konusunda adamakıllı bocalayan Mbutili oğlan sonuçta ormanı seçmiş.. Keçi deona gözü gibi bakacak bir köylüye enıanet edilmiş. Bu toplumda keçinin, içinde artık orman köyünden birinin spermlerinin bulunması ona belli bir ayrıcalık, bir olağanustülük sağlarmış. Profesör, Mbutili oğlanın bir süre sonra keçi eşini unutup Mbutili bir kızla evlendiğini de belirtmiş. Bir şahsa zarar verici bir eylemi hukuk açısından değerlendirenler muhakkak o eyleme yol açan kasde, niyete de bakarlar: Kötü niyetin ve kasdin yol açtığı bir eylem sonucu ortaya çıkan zararla, iyi niyetle, kasıtsız yapılan bir işlemin neden olduğu zarar, hiçbir zaman bir tutulmaz. Unutulmaması gerekli bir husus daha var: Insanların hayvanlara verdikleri zararlar yargılanırken diğer insanların hukukları da gözardı edilemez. Bu açıdan bakıldığında sümüklüböcek çiftliğine, mezbahaya, lokantaya hayvan kurtarmak için saldıranların çiftçi, lokantacı, kasap, tüketici vb. diğer insanların hukuk ve çıkarlarını da çiğnedikleri algılanır. O zaman da bu saldırıları hoşgörmek güçleşir. Diğer taraftan, Mbutili oğlanın keçisine, Şelale Arabı'nın da Nil timsahına yaptıkları eziyette üçüncü şahısların hak ve hukukları bahis konusu değildir. Böylece Mbutili oğlanla Arabı yargıladığımızda, Mbutilinin keçiyi eşi gibi algılamasına bakarak onu bir dereceye kadar mazur görmemiz, amma zavallı bir timsaha densizliğini, şehvetini gçmleyemediğinden saldıran Şeyh Cedullah'ı adamakıllı kınamamız gerekir. D Hukuk ne der? Mbutilerin keçi sevgileri Ingiltere'den bütün dunyaya yayılan "Kürk giymeye hayır!" kampanyalan, özellıkle bu yıl epey şıddetlendi "Hayvan Kurtuluş Cephesi" adlı yasadışı örgüt de bu yolda, şiddet eylemlerıns başvuruyor. ayramdan önceki günlerde, gazetelerde yer alan ilginç bir haber dikkatleri çekti: lngiltere'nin doğusunda bir çiftliğe baskın düzenleyen yasadışı Hayvan Kurtuluş Cephesi (Animal Liberation Kronl yani ALF) üyeleri, yemeklik on iki bin salyangozu kurtararak doğaya salmışlardı. Haberde kurtarılan salyangozların, sarmısak sosuyla servis yapılacakları lokantalara sevkedilmeden önce semirtilmekte oldukları belirtiliyordu. İngiltere'de 1970'ten bu yana hayvanları korumaya yönelik eylemlerde bulunan ALF, özellıkle gelenckscl tilki avlarına karşı giriştiği sabotajlarla adını duyurmuştu. Seksenli yıllarda İngiltcre'den bütün dunyaya yayılan "Kürk giymeye hayır!" kaınpanyasını başlatan örgut, kısa bir süre içinde hayvanseverlerin gözdesi olmuştu. Eylemlerinde kan dökmemeye çalışan ALF üyelerinin verdileri ekonomik zararlardan dolayı sık sık polis takibine uğradıklan, liderlerinin hapis cezasına çarptırıldıkları biliniyor. İngiltere'de, İrlanda'nın kuzeyini Birleşik Kralhk'tan ayırmaya çalışan İrlanda Cumhuriyet Ordusu'ndan sonra en tehlikeli ikinci yasadışı örgüt olarak tanımlanan ALF'nin sadece son beş yılda İngiliz ekonomisine 400 milyar TL. zarar verdiği ileri sürülmektedir. Hayvan aşkının insanlara neler yaptıracağını kestirmek güçtür. Sümüklüböceklerin salıverilmesinin iyi bir şey olduğunu düşunürsek günün birinde, "Diın gece mezbahayı basan SKÖ (Sığır Kurluluş Orgütii) iki manda ve üç boğayı kacırdı," ya da "Sarıyer'deki Urcan Lokantası'nı basıp garsonları elkisi/ hale getiren DMİÖ (Deniz Mahsullcri İntikam Örgütii) lokantanın havuzunda bulunan dörl ıstakozla beş pisi balığını denize saldı!", "Eczacıbaşı İlac Fabrikası'm basanlar, antibiyolik üretmek ve sonuçlarını sınamak için bu B lundurulan bakterileri kurlardılar!" gibi haberlerle karşılaştığımızda şaşırmamamız gerekir. Her Batı akımı, ergeç bize de ulaşıyor. Bu tür eylemler ülkemizde görülmeden önce lıayvanlara zarar veren insanhay van ilişkilerinin nereye kadar doğal, nereden sonra anormal olduğu konusunda dtişünüp karar vermenin yararı vardır. Bu sınırın çizilmesi öyle sanıldığı kadar kolay değildir. Bu kritik hududun belirlenmesi için inceden inceye düşünüp tarih, antropoloji, hukuk gibi birçok bilim dalının ve mesIeğin kaikısını aramak gerekir. ABD'de VVashington DC'deki George Wishington Üniversitesi antropoloji profesörlerinden Colin Turnbull, "The Human Cycle" (Triad/Paladin Books London, 1985) adlı eserinde diğer bir insanhayvan ilişkisini nakleder. Afrika'da Zaire'nin kuzeydoğusunda bulunan İturi Ormanlan'nda yaşayan Mbutiler'i incelerken genç bir Mbutili oğlanla bir keçi arasında gerçekleşen cinsel bir ilişkiye şahit olmuş. Profesör Colin Itırnbull bu oiayı şöyle aktarır: "Bu ilişki gizlenmedi, köyde duyuldu. Bu yüzden ne keçiye ne de oğlana kötü bir şey yapılmadı. Sadece keçi ve oğlan diğer Mbuti'ler ava ya da ürün toplamaya giderlerken köyde bırakıldı. Bu bir cezalandırılma ya da kirlenmiş birinin kutsal sayılan ormana götürülmemesi olayı değildi. Ge Evliya Çelebi'nin anlattıkları Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nin Mısır, Sudan ve Habeşistan'dan bahseden 10. cildinde (16721680) (Devlet Basımevi lstanbul, 1938) şu bilgiler yer alır: "Timsah cşi ile cezirelere (adalara) çıkub cima (cinsej birleşme) murad idindikte dişisinin arkasu üzerine yatırub eima iderken bazı Arab taifesi (Araplardan bazılan) belsoğukluğu ınarazına (hastalığına) mübtela oiup anın defiyçün (onun giderilmesi için) yahud nefsi emmaresiyçün (kötü içgüdülerini tatmin için) timsah cima ederler. Dişisi arkası üzre yatarken kemingahdan (pusu kurduğu yerden) zahir olup (ortaya çıkıp) bir nara haykırınca timsah erkeği firar idüp kendini Nile atup halas olur (kurtulıır). Lakin dişisi arkası Uzre kaskatı kalır. Guya kaplumbağa gibi kalur. Asla harekete iktidarı olamaz. Zira elleri kısacıktır. Mahareti suda kuyruğuyla ve ağzıyladır ta ki erkeği cima idüp dişisini sırtı üstünden dondürmeyince hali üzre kalır... Cima murad idinen melain (cinsel birleşmeyi amaçlayan melunlar) timsahın kıç ayaklarını kum ile örter, kuyruğu üzre dahi hayli kum yığar Badehu (bundan sonra) havî has Brezılyalı bir |aguar avcısı, uzun bir sürek avının hasılatı ile 12 "