Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dünün ustalarından bugünün koleksiyonlarına Osmanlı erkeğinin simgesi: Tespih Necati Güngör hmed Aydın Bolak'ı tanır mısınız? Dune kadar ben de ıanımazdım... Bir tespih koleksiyoncusu. Ama rasgele bir koleksiyoncu diyemezsiniz ona. Bu konunun uzmanı... Yakından tanısanı/, söyleşisine katılsanız, hani neredeyse "tespih bilimcisi" diyesiniz gelir. 1925 Balıkesir doğumlu Ahmed Aydın Bolak, ilk TBMM üyelerinden, Kuvai Milliyeci Memed Vehbi Bey'in oğlu olarak dunyaya gözlerini açmış. Çocukluğu, o yılların Balıkesiri'nde, babasının Kuvai Milliyeci dostları arasında geçmiş. Gençliğinde ıse Islanbul'a, hukuk öğrenimi görmeye gelmiş. lşte, tespih denilen nesneyle "iilfeti ve muhabbeti" de o zaman başlamış Bolak'ın. O yıllarda, Sahaflar Çarşısı'nın serin ve sakin atmosferi içinde tespih sanatının son temsilcileri henüz hayattaydılar. Toprak zeminli izbe dükkânlarında ayak kemanesi denilen aletleriyle sanailarını diri tutuyorlardı. Kimler yoktu o eski ustalar arasında? Tespihçi Nuri, Halil Usta, Fildişici Burhan, Kitapçı Hulusi, Nizamettin Bcy, Mühürcü Fehmi Dede, Hattal Halinı vb... Onların dükkânlarında, el becerilerini yakından görerek, inceleyerek, adap ve usulünce söyleşilerine katılarak hem hoşça vakit geçirmişti genç hukuk öğrencisi hem de kadim kultürümüzün bir öğesini ayrıntılarıyla tanıma şansına erişmişti. A Tespihin kaynağı Ahmed Aydın Bolak'ın verdiği bilgiye göre "tespih", kaynağını kutsal kitap Kuran'da bulan bir kavramdı. Şöyle deniliyordu "İSRA" suresinde: "Yedi gok, yer, oreda bulunanlar O'nu tesbih eder. O'nu hamd ile tesbih etmeyen yoktur. Fakat si/., onlann tesbihlerini anlamazsınız. Uogrusu, O, halim olandır, bağışlayandır." Bu anlamda "tesbih elmek", inananlar için Tanrı'yı arılandırma ve ululandırmadır. Islam dinindeki anlamı bu. Tespih yalnı/ca tslam inancıyla mı ortaya çıkmıştı? Ondan öncesi yok muydu? Hayır, tespih denilen nesneye lslam'dan önce de rastlanıyordu. Sözgelimi Budisl rahiplerin tespih kullandıkları bilinnıektedir. Aynı biçimde Hıristiyanlıkta da görmek mumkundür bu nesneyi. "Ave Maria" duası okunurken papazların ellerınde haçlı tespihler vardır. Bütun bunlar, lslam'dan önceki birtakım dinlerde tespihin var olduğunun birer kanıtı. Buna karşılık, Islam Peygamberi'nin tespihi yoktu. Dört Halife devrinde de tespih henuz kullanılmıyordu. Onun yerine parmak boğumları, hurma çekirdeği ya da çakıl taşı kullanılıyordu namaz üstünde. 10 Eskı ustalar, toprak zemınlı ızbe dükkânlarında, ayak kemanesi denilen aletleriyle sanatlarını ayakta tutmaya çalışırlardı Bugün Ise her şey farklı.