03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B K AŞKENT GÜNLERİ Müşerref Hekimoğlu Vera Hikmet ile Nâzım söyleşileri mak isteğinden, Anadolu'da bir köye gomıilmeyi özlemesinden, pasaportunu yitirmekten duyduğu Uzüntüdcn... Moskova'da Kızlar Manaslın'ndaki mezarı başında ilkokul öğrencileri geliyor gözümun önüne. öğretmenlerinin sözlerini Ekber Babayef çevirdi Türkçeye. Aslı Türk bir ozan, rüzgâra karşı giden ozan, diyor. Pasaporlunu yitirse, Moskova'da Kızlar Manastırı'nda da yatsa Nâzım bizim ozanımız. Bir gün mezarı da Türkiye'ye gelecek elbet. Konukların arasında Murat Karayalçın da var o akşam. Nâzım'ın Moskova'daki evini onarmaktan söz etli bir aralık, Moskova Belediye Başkanı'yla konuşarak bu onarımın gerçekleşeceğini umut ediyor. Sovyetler Birliği'nde konutlar yapan muteahhitlerimizden biri bu görevi üstlenir belki de. Belki Vera Hikmet'e de Türkiye'de bir ev verilir, dünyamızda yumuşama sürecinin başladığı bir dönemde belli saplantılardan sıyrılmak gerekir artık. Pastırmalı kuru fasulyeyi, pazı dolmasını, Fava'yı ve kayısı tatlısını iki Vera da çok sevdi, kabak tatlısını da nasıl pisirdiğimi sordular. Vera Hikmet biraz hastaydı, ama rakı içmekten geri kalmadı. Onu sevgiyle saranları, sevgiyle coşkuyla yanıtladı saatlerce. Tüm soruları içtenlikle yanıtladı. Duygusal bir gece yaşadık sözün kısası. Ona Gorbaçov'u sordum bir aralık. Geleceğe nasıl bakıyor öğrenmek istedim. Gorbaçov'un şiir ve tiyatro sevgisini biliyorum, üniversitedeyken Nâ/ım Hikmet'in konferanslarını dinlediğini de Veralar'dan öğrendim. Vera Hikmet, Sovyetler Birliği'nde umutlu, ama güç bir dönem yaşandığını söylüyor. "Uzun yılların birikimi de var, geçmişten bugüne akan kirli sular. O suları yüzerek aşacağız, karşı kıyıya ancak böyle ulaşabiliriz, geleceğe güvenle bakabiliriz" diyor, umutla gülümsüyor. Derken Nazım'dan bir dize okuyor bir arkadaş. Yıl 1376 Vera Hikmet ile Müşerref Hekimofllu Moskova'da Ekber Babayef'ın evmde 0 donemde Vatan Gazetesi'nde çalışan Hekımoğlu'nun Vera Hikmet ile söyleşileri, önce bu gazetede daha sonra da Bılım ve Sanat dergisinde yayım ısa bir buluşmada ne guzel bir dostluk, nc sıcak duygular oluşuyor kimi zaman. Geçen hafta Vera Hikmet ile karşılaşınca hiç ayrılmamış gibi sanldık birbiri. nıize. Moskova'da bir gece sabaha dek ertesi gün de akşama dek süren söyleşimizi anımsadık. Bcn yeniden onurlandını, buyuk ozanımızın saçları saman saıısı, kirpikleri mavi sevgilisiyle konuşan ilk gazeteci olduğum için. O söyleşiler 1976 yılında V'alan gazetesinde yayımlandı. Sonra Bilinı ve Sanal dergisinde de yinelendi. "Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorıım Müşerref", dedi boynuma sarılarak, "O söyleşilerde sana her şeyi, çok özel olayları da anlattım, ama sen her şeyi yazmadın, bana verdiğin sözü tutlun.." Çok sevdiğim bir ozanın saçları saman sarısı, kiıpikleri mavi sevgilisine verdiğim sözü tutmaz olur muyum hiç? Ayrıca benim dağarımda ya/madığım rıice olay var. Bana guvenerek anlatılanları, evinıde, soframda yaşadıklarımı da tümuyle yazmadım şimdiye kadar. Mesleğimde kırk yılda her şeyin yazılmayacağını da öğrendim galiba. Aradan on dört yıl geçti, ama ilk karşılaşmanın sıcaklığını koruyoruz. Ekber Babayef'in evinde sevgiylc kucaklayıp öptüm Vera'yi Çok sevdiğim bir ozanın saçları saman sarısı, kirpikleri mavi sevgilisini kucaklamanın içtenliğiyle. Sonra sıcak bir söyleşiye daldık. Ekber Babaycf aracıhğıyla konuşuyoruz. Ama Ekber için yeııi bir şey değil bu. Babayef uzun yıllar Nâzım ile Vera arasında da bir dil köprüsü kuruyor. Nâzım'ın şiirlerini Babayef'in çevirisiyle okuyor Vera, ilk dönemdeki aşk mektuplarını da.. "Sen bunları benim kıza oku" dermiş Nâzım. On dört yıl aradan sonra Vera'yı Nazım'a daha yakın buldum doğrusu. Moskova'daki söyleşilerde onu didiklemiştim biraz. Vera Nazım'ı gerçekten sevmiş mi diye kuşku duydum nerdeyse, belki de haklıyım. Vera büyük ozanımızı yeteri kadar tanımıyor, öylesine sevilmenin boyutlannı, birlikteliğin bilincini Nazım'ın ölümıinden sonra hissediyor belki de. Bana kitabından bölümler okudu. Kimi konulara hiç değinmiyor o kitapta, söylediğim zaman hak verdi. "Bunları hiç düşünmedim, aslında bu tür konuları ilk kez sen soruyorsun bana. Bu kitabı birlikte yazabiliriz yeniden..." Sonra bir düş kurduk, Vera Hikmet Türkiye'ye gelecek, ören'deki balkonda oturup konuşacağız, o da kitabını yeniden yazacak. O düş gercekleşmedi uzun yıllar. Ama Vera Türkiye'ye geldi, Nâzım'ın vatanını gördü, halkını yakından tanıdı, şimdi kimin eşi, kimin saçları saman sarısı, kirpikleri mavi sevgilisi olduğunu daha iyi biliyor sanırım. Oturup yeniden bir kitap yazabilir. Belleğindeki anılara yeni yorumlar, yeni boyutlar katabilir. Sovyel Elçüiği hayli kalabalık, lıcrkes onunla konuşmak istiyor, ben de Kuzey Kıbrıs Tiirk Cumhuhyeti'nin kuruluş yıldönümüne katılmak istiyorum. Ama ayrılmak kolay değil, Vera'ya sordum, belli bir progra lanmıştı. mı yoksa bana gelebilir mi acaba? Akşam yemeğinde konuklarım var, geceyi birlikte geçiririz, onu selamlamaktan dostlarım da çok hoşlanırlar. Sovyet Büyükelçisi Çernişev'e teşekkür ediyorum. Vera'yı bana yolladı o gece. Daha doğrusu Veraları... öteki Vera'yı, Vera Feodonova'yı da Moskova'da tanıdım. Ünlü yazar Simonov ile konuşurken o eşlik etti bana. tyi bir Türkolog, dilimizi de çok iyi konuşuyor. Ekber Babayefi anarak çok huzünlendim o akşam. Türkiye'ye gelmeyi çok isterdi, ama özlemini dindiremedi, daha önemlisi Sovyetler Birliği'ndeki yumuşama politikasını da göremedi. Ayrancı'dan bir solukta Devlet Konukevi'ne gittim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Büyükelçisi Oğuz Ramazan Korhan'ı selamladım. Devlet Konukevi'nde az görülen bir kalabalık, yüzlerce kişi kutluyor Büyükelçi'yi, Evren Paşa da konuklar arasında. Kalabalık kokteyllerin konukları konuşurken rastgele kulağımıza çarpanları saptayabilsek ne öykuler ve romanlar oluşur kimbilir! Konuklarımı sevgiyle, coşkuyla beklerim her zaman. Sabahlara kadar mutfakta yemek pişiririm onlara. O yemekleri Veralar da yiyecek diye çok mutluyum o akşam. Tam 20.30'da kapıyı çaldılar. öteki konuklara da büyük armağan. Çok sevdiğim Fatoş Özcan'a da bir görev, makinesiyle anı resimleri çekecek o akşam. Konuklar kim derseniz SHP'lilerden, diplomatlardan, sanatçılardan oluşan bir dost grubu. Vera'yı sevgiyle selamlıyor herkes, Nazım'dan dizelerle. Artık çok genç değil, ama güzel bir kadın Vera, mavi kirpikleri hafif ıslak, gözleri parlıyor, mutlu gülümsüyor. "Herkes Nazım'ı tanıyor ve seviyor Müşerref, Nâzım da yaşasaydı bunu", diyor. Yaşamadı, ama biliyor bence. Şimdi tüm kitapları okunabiliyor, ama yasak olduğu dönemlerde de elden ele dolaşan şiirlerinden sözediyoruz. Sonra Nâzım Hikmet'in özleminden. Gülhane Parkı'nda bir ceviz ağacı ol "Sen mutlulugun resmini çuebilir misin Abidin?" Birçok dize bırden çınlıyor kulağımda. Paris'te Seine kıyısında bir otelde saçları saman sarısı, kirpikleri mavi bir sevgiliye bakarak "Çoktandır böyle rahat uyumuşlugu yoktu" diyor. Nâzım. lvan İvanoviç Kimdir? oyunu neden üç gece sonra sahneden kaldırılıyor acaba? Bir gece Kızıl Meydan'da Mayakovsky için söyledikleri de hayli ilginç... Biliyorsunuz Mayakovsky de devrimin ozanı, bir devrimci gözüyle eleştiriler yapıyor, komünist partiyi de sert biçimde eleştiriyor, "Başlar ve bacaklar aynlıyor" diye bir şiiri de var. O şiiri Lenin'e de okuyorlar. O da şöyle diyor; "Yazdıkları dogru, ama şiiri beğenmedim, benim şairim Puşkin." Mayakovsky'nin yaşamına son vermesini bu olaya bağlayanlar da var. Kızıl Meydan'ın kaİabahğında bir yalnızlık hissederek Mayakovski'yi anımsıyor Nâzım belki de. Yanlışları o da görüyor. Italyan ozanın dediği gibi Nâzım Hikmet ruzgâra karşı giden adam. O gece Vera ile konuşurken düşündüm. Nâzım Hikmet Kızlar Manastırı'ndaki mezarında, Çankaya'da bir evde konuşulanları duydu mu acaba? Duysaydı mutlanır, yeni dizeler yazardı belki, belki de yeni bir Kurtuluş Savaşı Destanı... II 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle