Katalog

•RAZARIN PENCERESINDEN Selçuk Erez Agatha Christie'den Cemil Çiçeke yanıt 'onlar benim altımda!.." ABD'de Tigers takımından Jack Morris, bir DelroR sonra soyunma odasında kendisiyle maçtan T görüşmek isteyen Free Press gazetesinin kadın muhabiri Jennifer Frey'e böyle demiş. Amerika'da Federal Mahkeme'nin 1978 yılında aldığı bir kararla oyuncuların soyunma odalarına girip röportaj yapma hakkının sadece erkek muhabirlerde bulunmasının, kadınerkek fırsat eşitliğini zedeleyeceği kabul edilmiş. 1978'den bu yana kadın gazeteciler gidip erkek oyuncuların soyunma odalarına bile girmekte, orada röportaj yapabilmekteler. Bu yeniliği içine sindiremeyen, zaman zaman ham tepkiler gösteren oyuncu ya da antrenörler çıkıyor. Özellikle kaybettikleri maçlardan sonra bu gibilerin densizliği artıyor: Bu yol eylül ayında Herald'ın kadın muhabiri Lisa Olson, New England Patriols takımı oyuncuları ile konuşmaya yeltendiğinde bazı oyuncuların ona edep yerlerini gösterip mustehcen sözler söylediklerine şahit olmuş. 1 atmaktır Bu olay karşısında kadın dernekleri ayaklanmışlar, Kadın Spor Yazarlan Dernegi başkanlarından Christine Brennan bir demeç vermiş ve "Bu hadise on yıl once gerçekleşse Lisa tek başına kalırdı; ama bugiin hepimiz onun yanındayız!" demiş. Bugiin ABD'de bir kadının, erkek oyuncuların soyunma odalarına girmesinin engellenmesi "gericilik" olarak nitelendirilirken Turkiye'de aileden sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek, "Flörlün fahişelikten ne farkı var?" diyerek bir kızın gelecekteki eşini yeterince tanıyabilmesi şansına sahip olmaması gerektiğini savunabilmektedir. Böyle bir sözün ardında, flöriun ne olduğunun bilınmemesi yatar! Şu sıralarda doğumunun yüzüncü yılı kutlanmakta olan Agatha Christie, halıralarında flortten şöyle bahseder: "Flört, bugiin unutulmuş olan bir sanattır: Oysa o zamanlar (gençliğinden bahsetmektedir), çok yaygındı ve eski Fransız halk ozanlan, 'troubadour'lann 'aşk âlemi' dedikleri şeye yakın bir anlam taşırdı. Haya(a adım almanın giızel bir yoluydu. Bugun ilerlemiş yaşımda, oğlanlarla kızların arasında yarı hissi, yarı romanlik bir bagın oluşması olarak tanımlayabilirim bunu. İnsanlar sonuçta aşırı yıpratıcı, iizücii bir karşılık ödemek zorunda kalmadan yasam ve birbirleri hakkında bazı seyler öğrenirlerdi. Arkadaşlanmdan herhangi birinin ya da ailesinden birinin gayri meşru bir çocuk dogurdugunu hatırlayamıyorum. (A. Christie: An Autobiography. FontanaCollins s. 172) ..."Biz İngiliz kı/.ları, flortün kurallarını eksiksiz bilirdik. Fransa'da genç kızların genç bir erkekle bir arada bırakılmadıklan doğruydu. Ama İngiltere'de dıırıım degişikti. Bir delikanlıyla yurüyuşe çıkar, ya da gider ata binebilirdiniz. Danslara gitligini/.de de ya anneniz ya da başka bir yaşlıca kadın size refakat ederdi. Ama kıırallara uyup danselliklen sonra ayışığırida gezinebilir, go^dcn uzak bir yerde başbaşa hoşça bir vakil geçirebilirdinü." ( S.176) Bugün yaşasaydı 100 yaşında olacaktı Agalha Christie. Bu yaşlı kadının, "insanlara hayata, birbirlerini daha iyi tanımaya yarayan nezih bir eylem" olarak hatırladığı flörtu siz nasıl fahişelik olarak nitelcndirirsiniz? Flört iki ayrı cinsten insan arasında gerçekleştiğine göre ve size göre bunlardan biri fahişe yani "para karşılıgında erkeğe cinsel haz saglayan bir kadın" olduğuna göre diğeri nedir? "Fahiş" mi? İnsanlar bir yaşamboyu bir arada bulunacakları eşlerini tanımadan mı evlensinler? Kimin bu tanışıklıkta dokunmakla yetineceğine kimin cinsel durtuye ne oranda baş eğeceğine hangi bakanlık karışacak? "Babam cahildi... Yaşam hakkında pek az şey bilirdi. İİrıin nasıl yetiştirilir, duşmanın zehirlediği sığır ölmeden pa/ara nasıl ulaştırılır, henü/ vakit varken bakire kız başlık parasına nasıl satılır, ürun olgunla$ır olgunlaşmaz komşudan atik davranılıp nasıl çalınır, karı nasıl dovuliır, anasından emdiği sul her gece nasıl burnundan getirilir?.. O zaman daha çocuktum. Krkekler hakkında hiçbir şey bilmiyordum... Çcvrelerinde olup biteni kuşkulu, sinsi bakışlarla, saldırmaya ha/ır gözlerle, bana tuhaf gelen aşağılık bir saldırganlıkla gozlediklerini gorurdum... Bir gün anneme, babam hakkında sorular sordum. Babam olmadan nasıl doğurmuştu beni? Annem beni bir guzel dovdıikten sonra elinde kiiçük bir çakı olan bir kadın çağırdı. Beni siinnet ettiler." "Hamur yoğurmak için tekneyi bacaklarımın arasına koyup yere çomelirdim. Ocak sıcak olurdu, saçlarımın ucu yanardı. Galabeyam sık sık kalçalanma dogrH sıyrılırdı; ama amcamın elinin okuduğu kitabın altından yavasca uzanıp bacağıma yaklaştığını görene dek aldırıs etmezdim buna. Bir an sonra elinin temkinli, gizli, titrek hareketlerle bacaklarımın arasında gezindigini hissederdim. Evin girisinde ayak sesleri duyulunca çekerdi elini." Neval Kl Seddavi'nin "Sıfır Noktasındaki Kadın" adlı romanında, 'Firdevs', flörtün yasak olduğu Mısır'daki "deneyimlerini" böyle anlatıyor. (Metis Yayınları. 1987 Çev: Selma Demiröz) Flörtun, erkeklerin, kızların birbirlerini tanımasına musaadenin gcçerli olmadığı yerlerde kızları, bu bilgiden yoksun buyumus amcaları sıkışlırır, bu konuda gelişmemiş akrabaları gelin alır, evlenirler. Daha mı iyi olur? Daha mı ne/ihtir bu? Goruluyor ki flort aıle bırliğinin temellerinin sağlam bir şekilde atılmasını sağlayan ve bu nedenle kutsal sayılması gereken bir eylcmdir! Bunu böyle kavramayanlara, kavrayamayanlara ne demeli? Amerika'da kendisiyle röportaj yapmaya gelen kadın gazeteciye 'pipisini' gösteren densiz sporcu konusunda Melissa Luke'un Time'a söyledikleri, bu gibiler için de gecerlidir: "Sporcu soyunma odalanndaki kadınlar 1990'da mesele olmamalıdır? Üstunde durulınası gereken, bazı oyuncuların ham ve iğrendirici davranışları, bu kimselerin kadınlarla erkeklerin eşit olduklarını kabul etmek yerine zamanın getirdigi gelismelere ayak uyduramamış olmalandır." U fcıplakken ICft'ya onların kadınlarla konuşmam için üstiınde olmalıyım ya da Y Genç Agatha Chistıe (soldan üçüncu), arkadaşlarıyla bırlikte Torquay Pıer'dakı paten pıstınde.