Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlıı Abidin Dinödan Şükran Kurdakul'a G enel/ikle, sanatçılardan söz etmek çok güçtür. Bir sanatçıyı, yapıtlanndan soyutlayarak, salt yaşamöyküsel bilgilerle anlatmak, onu sıradan yaşam süren on binlerce çağdaşıyla aynı düzeye indirgemek otur. Bu nedenle, Paul Valâry'nin de belirttiği gibi, sanatçının yaşamına ilişkin tamkhk yapan kişiler, olaylara ne denli bağlı kalırlarsa o den'i de yanıltıcı olurlar; çünkü bu tamklıklar bizi sanatçının yapıtında gizlediği bildiriden uzaklaştırarak, bakışlarımızı ikincil olgulara yöneltir. Oysa, sanat bildirisini aydınlatacak gerçek bilgiler, yapıtlann içindedir ve üstünde durulması gereken de sanatçının çahşmalarıdır... Abidin Dino Yapıtlanyla, sanatçı kifiliğiyle, davrams biçimleriyle, dünyaya bakış açısıyla, yaşadığı dönemde, geniş bir alanda önemli ışlevler üstlennuş sanatçılarımızdan biridir A bıdın Dino. 1913 yılında Istanbul'da doğduğunu söytemek; ağabeyi Arif Dino 'nun yüreklendirmesiyle resme yöneldiğini belirtmek, 1933'le. D Orubu'nun kurucuları arasmda bulunduğunu ammsatmak; resmin yanı sıra seramik, heykel ve fılm çalışınalan da yaplığmı vurgulamakla, belki yasamındaki belli başlı etkinliklere değinmiş oluruz; ama gene de, sanatçı Abidin Dino'yu, tümüyle anlatmış sayılmayız. 1951'den beri Paris'te yaşadığından, "Ülkemde o kadar az şey yaptım ki" diye hayıflanan sanatçı, bunun sorumluluğunu da, karşılaştığı otumsuz koşuliara ve engellemelere (sürgün, yapıtlannın yasaklanması, vb.J yüklemek yerine, kendi üstlenıyor gibi. Kısacası, resim çalışmalarının ağırlık taşıdığı bir yaşamda, sinema, heykel, seramik ve yazarlık gibi alanlara da yönelmis, çok boyutlu bir sanatçı Abidin Dino. 17 Temmuz 81 Şükran Kardeş "Yaş Alan Sanatçı"*yı yeni okudum, eline sağlık, ne güzel bir duygu, ne güzel bir yazı. Ama burukluk duyma, yaşlanmış olmama rağmen, çocukluktan vazgeçmedim daha, ihtiyarlamasını bilmiyorum (biraz ayıp), ne yapayım, belki de bir sakatlık? Eskiden ne güzel yaşını başını alırdı sanatçılar. Victor Hugo "Büyükbaba olmanın sanatı"nı yazmaktan başka, dillere destan bir beyaz sakal salmasını biliyordu, ihtiyarlığın görkemini yaşıyordu. Rembrant'ın ihtiyarlık kendi portreleri acı dolu filan. Nâzım da az yakınmadı ihtiyarlıktan, ölümden, oysa sonuna dek filinta gibiydi. Herhal ömründen yıllann çalınmış olması, iştahınca Türkiye'yi yaşamamış olması onu kederlendiriyordu, ihtiyarlık ve ölüm, o yokluğun gölgesi gibi bir şey. O anlamda benim de yaşımdan yakınmam gerekir. Aslında ülkemde o kadar az şey yaptım ki "Kel"** piyesim çıkar çıkmaz "heyeti vekile" kararı ile yasaklandı, kitaplar toplatıldı. Toros Destanı adlı senaryo da (sinema senaryosu), sansürde takıldı kaldı. Daha sonra "Verese""* adlı bir piyes yazdım, birinci perdesi poliste kaldı, dönmedi. Bütün sinema filmi deneylerim sonuçsuz kaldı. Resim, evet, biraz. (Çiçeklerimi ne güzel yorumlamışsın!) Her ne ise, elimden geldiği kadar Türkiye'ye resim gönderiyorum, biraz bir izim kalsın dostlarda. 68 yaş, siperden çıkıp ölümün kurşun yağmuruna tutulma yaşı. tnanır mısın onun da bir keyfi var kendine göre, bir çeşit sevinci? Hoşçakal, gözlerinden öperim. Abidin * (*) Şükran Kurdakul'un bu yazısı, Sanat Olayı derglsinin Temmuz 1981 (s. 62) sayısında çıkmıştır. ( " ) 1941'de Adana'da yayımlandıktan sonra toplatılmıştır. (***) A.Dino, VereM'yı 1947 yılında yazmıştır. Şükran Kurdakul Şiir ağırlıklı sanat etkinlıklerini; öyku, edebiyat tarihi, deneme dallarına yayarak sürduren bir ozan ve yazarımız ŞUkran Kurdakul... 1927yılında ıstanbul'da baslayan yaşamında, siyasal görüşleri nedeniy/e genç yaşta cezaevıyle tanışmış, eğıtımını sürdürmesi engellenmis, kurşılaştıgı güçlüklere karsın. inandığı düşünce ve ılkeler dogrultusunda yürUmekten yılmamış bir sanatçı. Toplumcu gerçekçi yapıtlarma egemen olan siirsellik, Kurdakul'un ustalığtnı kanıtlayan temel göstergelerden birı sayılabilir. 1944'te yayımlanan Tomurcuk, giderek yeni ve güzel çiçekler vererek ozanı günümüz şürinin önde gelen adları arasına sokmuştur... Siyasal düşünceleri nedeniyle karşılaştıkları sorunlar, birden çok alanda yapılan çalışmalar, ülkemizdeki birçok aydın gibi, Dino ve Kurdakul'un yaşamlan arasmda da koşutluklar yaratmış.