Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Side ve Şile'nin kaleleri Side ve Şile'nin altın kumlarında ellerinde kova ve kürekleriyle oynayan çocukları görmeye alışmış insanlar, yaşı epey ilerlemiş olanlann da kumlarda oynadığını görünce önce irkiliyorlar. Ama yapılan muhteşem kale ve köprüleri görünce, irkilme yerini hayrete bırakıyor. Haldun Aydıngün Ç ocukların yetişkinlerden daha iyi vakit geçirdiklerinden, daha iyi eğlendiklerinden sık sık söz edilir ve bu durumu açıklamak için de pek çok mantıklı neden öne sürülür. Ancak işin bcnce en öncmli noktası, çocukların daha fazla bir oranda gerçekten sevdikleri işlerle uğraşmalarıdır. BüyUklerin sırtlarında pek çok sorumluluk vardır, hayat gaileleri, gündelik işler ve daha neler neler. Ama gene de öyle bir an gelir ki, insan o anı değerlendirmek için sadece kendi koşullanmalan ve zevkleriyle başbaşadır vc nedense hep büyüklere yaraşır eğlencelere dalar. gelen akıncı genlerin çağrısına daha fazla karşı koyamayıp, çocukların anneleriyle münakasa etmek pahasına, hepsini sepetleyip biı güzel kcndimiz yıkıyoruz. ttiraf etmek gerekir ki bu da işin en zevkli kısımlarından birini oluşturuyor. Karışık duygular Çevremizde bulunanların tepkileri çoğunlukla yoğun ve ilginç oluyor: Yabancılar her /aman ölçulü bir sempati gösteriyorlar. Pek çok Avrupa ülkesindc sahıllerde bu isin yarışmalan düzenleniyor ve bu konuda da belli bir birikim var oralarda. Vatandaşlarımı/ın bazıları ise nasıl davranacaklarını bilemi yorlar. Sanırım bu, önemsiz bile olsa, daha önce karşılaşmadıkları bir durumda bulunmaktan geliyor. Çünkü kumsalda pür ciddijet eşinen bir grup yeti^kin ınsanı bir lürlü tanımlayamıyorlar. Çok abartılı övgüler de hep böylelerinden geliyor. Bir takım genç anne babalar çocuklarını kalenin içine sokup resım çekiyorlar. Bu arada pek çok kisi olayı normal karşılamasa da kimse açık bir alay ya da düşmanlık göstermiyor. Hatta bazı insanlar çok olumlu bir sekilde etkilenip (veya cesaret alıp) hemen kendileri de benzer şcyler yapmaya çalışıyorlar Bir kalenin inşası belli bir teknik istiyor. Bu da oldukça uzun zamanda ve deneme yanılma yöntemiyle elde ediliyor. Ancak gene de en önemli faktör kumun kalitesi. Kumun çok ince taneli olması gerekiyor. lstanbul çevresindeki en uygun kumlar Şile ve Kilyos sahillerinde. Sonuç olarak, kumda kaleler yapmak, kendimizi geliştirdiğimiz, yeni ve daha büyük şekiller üretmek için uğraştığımız, ama gene de pek ciddiye almadığımız bir uğraş. En fazla her yaz iki ya da üç kez bir araya gelip büyükçe bir yapı oluşturabiliyoruz. Ve biliyoruz ki eğer daha sık ve sistematik yaklaşsak, bu da yaşantımızı saran zorunluklar çemberine katılıp, çocukluğa özgü "sadece istendiğı için yapılma" özeliiğini yitirebilecek. Bunu göze alamayi7. L! Basit zevklerin keşfi Bu tezat pek çok kişiyi hiç rahatsız etmez. Çünkü çocuklar çocuktur ve eğleneceklerdir, büyükler de büyükıür ve sıkılacaklardır. Bu konuyu anlayabilmek için toplumun yetişkinlerin üstüne yüklediğı yukler tek başına açıklayıcı değildir. Kişi vatana, millete, ailesine, işine vs. karşı tüm vecibelerini yerine getirdiktcn sonra bile bir miktar zaman ve enerji bulabilir ve isterse bunun çok küçük bir kısmında da bilerek ve isteyerek çocuklaşıp, onların oyunlarından bazıbrını oynayabilir. Bu şekilde ömür boyu kaybettiğine inandıgı bazı eski küçük ve basit zevklerini yeniden keşfedebilir. Annemin anlattığı, çocukluğunda, yaz gccelcri bütün ınahalle halkının yediden yetmişe oynadığı körebe ya da yakar top oyunları bu söylediğime çok güzel bir örnektir. Ancak bizim apartman neslimiz için geçmişin hüzünlü bir parçasıdır. Onlar kadar güzel olmasa da kumdan kale yapmak da insanı aynı şekilde çocukluğuna yaklaştıran bir uğraş olma özeliiğini korumaktadır. Çünkü alışılmış davranış biçimlerine göre, kumla oynamak, bizim çevremizde, belli bir yaşa kadar çocuklar vc onların kUçük olanlarına eşlik eden anne ve babalar için uygun bir davranışıır. 1981 yılında yapımı tamamlanan Side Kalesı. kumdan kale yapımının ilk örneflı olar. ce aktif. İnsan hem günler boyu oturarak hamlaşmı; bedenini çalıştırıyor hem de belli ölçülerde kendi yaratıcılığını kullanıp değişik biçimler üretiyor. Ayrıca basit deneme yanılma yöntemleriyle insan geçmiş çağların mimarisini keşfedip anlayabiliyor. örneğin kumdan yapılan bir köprü (eğer belli ölçülerin ötesinde büyükse) aynı Roma veya Osmanlı köprülerine benziyor. Çünkü boyutlar çok farklı olsa bile benzer denge ve statik prensipleri geçerli oluyor. Uygulanan kemer sisteminin yükü nasıl iki yana dağıttığı görülüyor. Ve bu deneyler insana zeki ve meraklı bir çocuğun hissedeceği hazlan verebiliyor. Bir baska tam çocukça zevk ise yaratılan küçük bir hayal dünyasının içinde, kısa bir süre bile olsa yaşamak. Yaklaşık 2 ile 4 saat sonra, yoğun bir çaba ecılik tarihimize. meyvelerini veriyor ve eser tamamlanıyor. (Gerçekte bir şeyin tamamlandığı yok, belli bir plan takip edilnıediği için daha devam edilse edilir.) Daha doğrusu "inşaata" katılanlar yorulup olaydan doyrnuş oldukları için işi bırakıyorlar ve ortaya büyük bir yapı da çıkmış oluyor. lşte o zaman işin en zor ve her zaman başansızlığa mahkum kısmı başlıyor: Kaleyi çocukların şerrinden korumak. Pek çoğunun boyundan yüksek kuleleri, kemerleri, burçlarıyla kalelerimiz her zaman küçük çocukları büyulüyor. Bir türlü ayrılmak istemiyorlar. Bazen iyi niyetle sırf nıeraktan, bazense sadece dayanılmaz bir yıkma isteği ile her zaman zarar veriyorlar. Biz ise kimi zaman bir Çin bilgesinin sabrı ile kenara çekilip, çocukların istediklerini yapmalarına sessizce seyirci kalıyoruz, kimi zamansa, atalarımızdan Takdir kazanan "eserler" Çok küçük bir çocukken, özellikle Şile'ye gittiğimi/ zamanlarda babamla kaleler yapardık, daha doğrusu o bana nasıl yapılması gerektiğini gösterirdi. Daha sonra kendi başıma ya da yaşıtlarımla yazın deniz kcnarında kumla oynamak ve bir şeyler inşa etmek en çok sevdiğimiz oyunların başında yer aldı. tnsanın bir an önce buyumek istediği, buluğ çağı denilen gülünç dönemi geçtikten sonra, kendimi tekrar kumlarda buldum ve eskisi kadar hoşlandığımı hayretle fark ettim. Zamanla, önceleri samımi alaylarına mazhar olduğum yakın arkadaşlarım da birer birer katıldılar ve çocukken yapmamız olanaksız büyüklükte ve karmaşıklıkta "eserler" ortaya çıkarmaya başladık. Artık 30 yaş civarı bir arkadaş grubu olarak, gittiğimiz kumsallarda herkesin takdirinj olmasa bile, hayretini kazanacak kaleler yapıyoruz ve çok da eğleniyoruz. İnsan üstünde dü$ündüğü zaman, bu uğraşın pek çok yararlı ve güzel yanını buluyor. Her şeyden önce bir nıaç ya da TV seyretmek gibi pasif bir eğlence dcğil. Aksine son dere Şıle'de kamp kuran bir başka kum kale yapım ekıbı de Zemn ve Cüneyt Altınışık çilti. Çitt bir tutku halinde sürdürüyor hobilerim