Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Keman yapmak için iç barış gerekli Küçük bir çocukken başlamış Süreyya Usta'nın müzik aleti yapma tutkusu. Kibrit kutuları, mukavva parçaları ve misinalarla başlayan bu çocukluk düşünü, bugün küçücük atölyesinde sürdürüyor. Cezml Enöz igacosyan isimli Ermenı keman yapım ustası, atölyesjni kapatıp. bir dostunun yardımıyla Amerika'ya kapağı attıktan ve "süper zengın" olduktan sonra Kuledibi'nde bu yalnızca ve /alnızca bir gönül işi ve antiticari bir zanaJt kolu olan keman yapım ustalığını bir bajina sürdüren Sürey>a Piriler'ı Yörük Çıkmazı Sokağı'nın isimsiz bir hamndaki altında ustunde ve yanında mobilya atölyeleri olan toA cila, rutubet kokan ve karanlık koridorlardan geçerek küçücük atölyesinde ibadet eder gibi sejsi? ve dingin, çalışırken buldum; elindeki küçuk bu k 17111 göğüs kafcsı kadar narın ve dokıınaklı bir keman kapağını işliyordu... Süreyya Usta çahşırken, dudaklarında yumuşak bir tebessüm vardı, çünku yanı başında o müthış kemanî Ali Erköse kürdılihıcazkâr bir şarkının nağmeleriyle bu yoksul ve iç burkucu atolyenin içini sımsıcak susluyor, başka bir düş boyutuna sokuyordu... İçinin sıkıntısını kemanın sesine katmayan bir usta: Süreyya Piriler N Sıcak ve mahçup bakışlı biri Süreyya Usta; butun has zanaateılar gibi içe dönük, tedirgin \e levazu sahibı... Tanışıyoruz; hemen kücuk tüpunün üzerinde demlediğı "sıkı" çayından ikram ediyor. Laf lafı açıyor... llk kez bir gazeteeıyle, mesleki konuda söyleşi yapmanın telaşını üzerınden atıyor. Bu sırada Ali Erköse, lııcaz bir taksime başlayınca saygıyla susuyoruz... Bu altın sesleri çıkaran usta parmaklara, ağaca ruh verip, keman adındaki bııyulu aleti yaratan işçiliğe hayran oluyorum. Ali Erköse elimizi sıkıp, vedalaşıyor bizımle. Ali Erköse gittıkten sonra, Süreyya Usta'nın atölyesine birçok kemancı ve muzisyen ya ufak bir onarım işi için ya da hal hatır sormak bahanesiyle uğradılar... Süreyya Usta, o çelebi hali ve mahçup tebessümüyle hem bana öyküsünü anlattı hem de gelenlerin işlerinı kotardı, gönüllerinı aldı... Küçük bir çocukken başlamış Süreyya Usta'nın müzik aleti yapma tutkusu; kibrit kutulanndan, mukavva parçalarından, misinalardan tuhaf müzik aletleri yapar ve çalmaya çalışırmış... Aradan yıllar geçmiş evbark, çolukçocuk sahibi olmuş Süreyya Usta, bir ara ayakkabıcılık yapmış, fakat atölye haline getirdiği evinin bir odasında keman, viyola ve hatta viyolonsel yapmayı sürdürmüş; ilginçtır bu arada bir başka tutkusu olan saksofon çalmayı hemen hiç aksatmamış; ayakkabı dükkânını kapattıktan sonra burada, Kuledıbi'ndekı bu ısimsrz hanın küçücük bir atölyesinde çocukluk düşlerine dönmüş yeniden. Keman yapımcıltğı ya da çok bıllnmeyen adıyla Lutıer'lık ulkemızın belki de en kıyıdakı zanaatkârlık kolu Süreyya Piriler tüm yaşamını adamış bu çocukluk düşüne Tum olumsuzluklara karşın da surdürmeye kararlı bu uflraşını tın alıyor. Viyolaya göre daha tiz ve seri diğer tınılann Uzerinde yuzen kemanın sürümü viyolaya göre daha iyi; sonuçta ikısi de nazlı; kıyıda ve popüler olmayan sazlar; bağlama, gitar varken kim bakar unların yüzüne (!) İtalyanlar kürek kerestelerinden keman yaptılar... Bir keman (veya viyola) yaklaşık 500600 bin lira arasında alıcı buluyor... Batı'da fabrikasyon kemanların fiyatının 400 bin liraya yakın olduğu düşünülürse korkunç düşük bir fiyat bu... Yine Batı'da el yapımı kemanların fiyatı 3.54 milyondan başlıyor: Fark trajikkomik... Gelelim Süreyya Usta'nın gerekli malzemeyi nasıl ve kaça bulabildiğinin öyküsüne... Bir anektodla başlamak istiyorum bu öyküye: llk kemanı yapan ltalyan, ünlü Amati ailesi, keman yapımı için gerekli keresteyi Venedik'ten alıyormuş, gerçekte tekne ve kürek yapımı için Osmanlı Türkiyesi'nden Venedik'egetiriliyormuş bu keresteler. O dönemlerde Hıristiyan Avrupa'yla sürekli savaş halinde bulunan Osmanlı Türkleri, savaş gemilerinin kürekleri çabucak kırılsın dıye dayanıksız bir tıirde kereste ihraç etmek gibi bir "sivri zekâlılık" yapmışlar. Gerçekte bu kereste keman yapımı için en uygun keresteymiş... Hiç şüphesiz Ameti aile sinin medarı iftiharı Antonio Stradivari işte bu kerestelerdcn o paha biçilmez kemanlarını gerçekleştırmiş. tşte ülkemizde bol miktarda bulunan bu kelebek ağacı kötU ellerde katledilirken, lTÜ'yei>ağh Enstrüman Yapım Bölümü Başkanı Cafer Açın, enstrüman yapımında kullanılan ağaçların standartlarını çıkarttığını ve bu konuda defalarca yetkililere uyarılarda bulunduğunu soylediği halde hiçbir sonuç alamadığını belirtiyor. "Arlvin ve Borçka'da bulunan ve kemanın göğiis tahtasının yapıldığı guzelim ladin agaçlan sorumsu/ca satılır... Ve koyluler bu agaçtan balta veya baston yaparlar. Muteahhitler kilosunu I liradan odun niyetine salarlar. SKKA'da bu agaç talaş haline getirilir. Oysa bu agacın 1 m"ü 35 40 milyondur... lnanır mısınız daha kelebek ağacını, ladin ağacını tanımayan, bilmeyen orman muhendislerine rasllanıyor... Korkunç bir katliam yaşanıyor bu alanda" diyor. Evet, bu ahvalde Süreyya Usta ne yapsın, sağa sola koşturuyor; Avrupa'ya giden dostlarına bu ağaçlardan ısmarlıyor, ülkemizde "İçlmîn sıkıntısı mutlaka kemanın sesini etkiler..." Bir kemanı (veya viyolayı) ortalama 1.5 ayda bitırıyor Süreyya Usta, benzetmemiz yanlış anlaşılmasın, ünlü keman yapım ustası Antonio Stradivari bir haftada bir keman yaparmış. Bu aradaki fark için psikolojik güç, iç barış, gerekli malzemeyi "çabucak" bulma olanakları, kurumlaşma, sosyal güç ve yüksek talep gibi insani ve stratejik faktörleri göz önline almak gerekiyor sanınm... Süreyya Usta; "tierekli malzemeyi bulmak için akla karajı seçiyorum" dıyor, "Tabii psikolojik durıım, yani iç barış çok onemli, eger içim rahat degilse, huzursuz ve mutsuzsam o giın te7gâhın başına olurmam; yoksa içimin sıkıntısı mutlaka kemanın tınısını, sesinin rengini, ahengini etkiler mutlaka..." Yılda 6 parça iş üretiyor Süreyya Usta, Bunun 4'ü ya da 5'ı keman (vıyolin) oluyor, l'i yada 2'si viyola... Viyola, bu bir ara altın dönemini yaşayan sonraları 'tutunamayan', enstrümanın sürümü şimdilik oldukça az, boyu 38, 40, 42 cm.'lerde olabilen (kemanın boyu 3536 cm. arasında) sesi kemana göre kalın ve genış arahklı olan vıyolayı şu sıralar Türk sanat müzıği icra edenler sa 8