Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN KONUÖU Sevda Ferdağ, YılmazGüney'ianlatıyor: 'Çirkine nazar değmez derdi' Sevda Ferdağ, 70'li yıllarda Imralı Cezaevi'ndeki Yılmaz Güney'e bir nazar boncuğu verdiğinde, 'Sen bana hep çirkin derdin; korkma, çirkine nazar değmez' yanıtı alır. NuriDikeç ayallerimi hep sinema yıldızı olmak süslerdi. Ama bu hayallerimin Tür sincmasıyla bir ilgisi yoktu. Düşlcrimde yalnızca Hollywood vardı." Henuz çocukluktan genç kızlığa geçiş günlerindcki sinema tutkusunu böyle özetliyor Sevda Ferdağ. Aslında sanatçı bir ablanın kardeşi olarak hiç de yabancısı değildi sinemanın. Türk sinemasının tanınmış isimlerinden Ferda Ferdağ, bu konuda kuşkusuz onu ilk etkileyen kişiydi. "Ferda'nın beni etkilediği doğru; ama bu aslında olumsuz bir etki idi. O hissettirmek istemese de çok mutlu görünse de aslında çok zor günler ve sıkıntılar geçirdığinin farkındaydım. özellikle maddi konularda... Belki de onun bu durumu beni çok uzaklardaki bir sinemanın hayaline kaptırmı^tı. Bu bende çok uzun yıllar sürdü: Marilyn Monroe öldüğünde, kendimi uç gün odama mahkum ettiğimi şitndi ammsadıkça..." Her şeye rağmen ablasıyla birlikte gittiği setler, sinema çevresinden pek çok kişiyle tanışmalar belki de gelecek günlerin ilk adımlarıydı Sevda için. "Henüz on altı yaşındayım. Yıl 1958. Birgün lstiklal Caddesi'nde yürürken yanıma yaklaşan bir adam, filmci olduğunu ve çevireceği filmde benim oynamamı istediğini söyledi. O yıllarda deli dolu ve her şeyi hafife alan bir yaşamım vardı. Sonradan prodüktor tlhan Bey olduğunu öğrendiğim bu kişinin verdiği adıese de gırgır olsun diye gittim. Bu belki de benim yaşam çizgimin belirlendiği gün oldu. Bana teklif edilen rolün o günlerin gerçekten ün!ü isimlerine de teklif edildiğini öğrenince hiç tereddütsüz rolü kabul ettim." Çevirdiği ilk filmi olan "O GUnden Sonra", yalnızca ilk filmi ve uzun yıllar datek H Sevda Ferdafl'ın anılarinda 30 yıllık bir Yeşilçam yolculuâu yaparken, en genış yer Yılmaz Güney'e ait... evda Ferdağ, sinema oyunculuğuna 1958'de "0 Gönden Sonra" lle başlamış; 1964'lerde "AzrairinHaberci$i"ileadmıduyumuştu. 1941 doğumlu olan Sevda Ferdağ çokluk, gösterişli fiziğinin de yardımıyla, dlşillği ağır basan kadm rolleriyle ün yaptı. Yaklaşık 30 yıllık sinema yaşammda 150 kadar filmde rol alan Sevda Ferdağ, Türk sinemasına illşkin ilglnç gözlemlere sahip: "Bence Turk sinemasının ilk çb'küşu renkllye geçişle başlamıştır. En ucuz ve en geri teknik uygulanarak geçilen renkli dönem, siyahbeyazın saygmiığını alıp götürdü beyazperdeden. Çalışanlar ne kadar başanlı olurlarsa olsunlar, ekonomik yatınmlar ve teknik, en başta gelen unsuriar" diyen Sevda Ferdağ, T969 yılmda, sinemanın krizll döneminde Yeşl/çam'dnn uzaklaştı... Stfriı Ferdafl, "Kı«hr8den Kurşun" Hlmınde (1966) Yılmaz Gunev ıle birlikte Fotoğrai. YAKUPERTUNOA s 6