03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Geceyi sabaha ulaştıranlar Bizler, yaşanılan bir günün yorgunluğunu atmak üzere bir geceliğine dünyadan elimizi eteğimizi çekerken, bazı insanlar için gün yeni başlamaktadır. Bir geceliğine, onlara teslim ederiz dünyayı. Muzaffer Abayhan emen hepimiz, geceyi, bugünle yarın arasında bir köprti olarak düşünürüz. Geceyi uykuya feda ederiz ki, gündüzü yaşayabilelim. Çünkü, bizce asıl yaşanılası olan, gece değil gündüzdür. "Gecenin hayrındansa sabahın şerri iyidir" demişiz bir kez! Oysa, bizler yaşanılan bir günün yorgunluğunu atmak uzere bir geceliğine dünyadan elimizi eteğimizi çekerken, bazı insanlar için gun yeni başlamaktadır. Bir geceliğine onlara teslim ederiz dünyayı. Onlar, ya bir direksiyon başında, ya bir hastanenin acil servisinde, ya da bir barın ardında sabahı edeceklerdir. Onların görevi güneşi doğdurmaktır. Hiisnii Zerenöz de güneşi doğduranlardan biri... Iki yıldır, gece çalışıp gündüz uyumakta. Taksi şoförlüğü yapıyor ve gecede beş, oıı bin lira kazanıyor. "Ama hiç kazanamadıgım giinler de oluyor" diyor. "Çiinkii palrona giinde yirml bin lira odemek zorundayun. V'akıt da benim cebimdcn eıkıyor." Otuz beş yaşında Hüsnü Zerenöz. Dört çocuk babası. Gece çalışmaktan hiç hoşnut değil. Ama başka yolu yok, çünkü gündüz patronun oğlu çalışıyor arabada. Gündüz işi bulmak kolay değil. Çocuklanna baba şefkati gösterme fırsatı bulamadığından yakınıyor. "Daha doğrusu, çocuklarımın yüzlerinl göremiyorum" diyor. Kazancı Yokuşu'nun başindaki taksi durağında konuşuyoruz HusnU Zerenöz'le. Içinde bulunduğumuz kulübe beşaltı metre kare büyuklüğünde. Biz konuşmaya başladıktan sonra başka şoförler de geliyor. Arabada uyumaktansa "gazeteci"yle konuşmayı yeğlcmiş olsalar gerek... Gün ışığı ortadan çekildikten sonra "işbaşı" H Istanbul'un blrçok semtlnde, sabaha kadar açık bakkal dukkânları ya da büteler bulmak mümkündür: Meraklıları, buralara "nGbetçi eczane" derler. Tarlabaşındakl bakkal da bunlardan biri. içki ve sigaranm dışında "mezelik" bir şeyler de bulabilirsinlz gecenin her saatinde. Fotoğraf: UĞUR SANER yarınlanmızın güvencesi olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz ögretmenler var ya? Onlardan... Öğretmcnlikten ayda yüz kırk al'tı bin lira geçiyormuş eline. Bir o kadar da şoförlükten kazanıyormuş. O da öbür şoförler gibi, sarhoş müşterilerden ve kaba trafik polislerinden yakınıyor. Gündüzki işinin ne olduğunu sorduğumuzda, biraz mahçup, biraz küskün bir tavırla söyledi öğretnıen olduğunu. Daha sonra, "Meslegimi çok seviyorum" dedi. "Daha çocukken ögretmen olmayı kafama koymuştum. Belki para vcrmcsclcr de yaparım bu İşi. O çocukları yetiştimıek benim için zevk..." Şoför öğretmen ya da öğretmen şoför sabaha karşı yatıp, öğleye doğru kalkıyor. öğleden sonrayı öğrencilerinin karşısında ders anlatarak, geceyi ise başkasına ait bir takside direksiyon sallayarak geçiriyor. Böylece, gccesini gündüzüne katarak geçinip gidiyor. Ozal ekonomisinin sonuçları henüz tam olarak ortaya çıkmadığı için, şimdilik üçüncü bir iş aramaya gerek duymuyor. Gecesini gündüzüne katanlardan biri de Gürol Tokdemir. Gündüz, Marmara Universitesi lşletme Fakültesi'ne devam ediyor... Son sınıfta... Geceleri ise Beyogju'nun ara sokaklarından birindeki Modiıl Diskotek'te şef garson olarak çalışıyor. Diskotek çok gürültülü'olduğu için, sokakta, rengârenk neon ışıklarının altında, cümbüşlü bir kalabalığın içinde konuşuyoruz. Gece, ikinci bir iş Yeni gelenlerden biri, adını söylemek için, ses alıcıyı kapatmamızı şart koşuyor. Dediğini yapıyoruz. Daha sonra, devlet memuru olduğıı için böyle tedbirli davrandığı ortaya çıkıyor. Bir ilkokulda öğretmenmiş. Hani şu Uykusuz bir şef garson Gürol'un en büyük derdi uykusuzluk. Gece saat dokuzda başlayan işi, sabah saat dörtte bitiyormuş. Günde dört saat uyuyabildiğini söylüyor. Bir de sarhoşlardan yakınıyor. "t)c beş kuruş için, ciğeri beş para etmez sarhoşlann kahnnı çeki>oruz" diyor. Sözünü ettiği üçbeş kuruşun Türk Lirası olarak karşıIığını sorduğunıda, "Gecede on, on beş bin. Duruma göre yirmiye kadar çıktıgı oltır" yanıtını ahyorum. Ardından ckliyor: "Normal bir işyorinde çalışsam, gündeligim en fazla beş bin lira olur." Yıne de sevmiyor Gürol gece çalışmayı... Bu konuda patronu da onun gibi düşünüyor. Gece çalışmayı sevmediğı gibi, yaptığı işi de sevmiyor patron. "Kskiden müşleri gelirdi" diyor. "Şimdi gelen giden yok. Millette para kalmadı. Cebine on bin lira koyan Beyoglu'nun agası oluyor!" Gecenin, adını açıkiamak istemeyen ikinci kişisi, Gürol'un patronu. Oysa, gündüz öğretmenlik de yapmıyormuş! Kendine göre haklı bir nedeni vardır elbet. Otogar'da bir sabahçı kahvesi: Taksi duraklarının şoförieri. çay içip uykulannı daoıtmaya çalısıyoriar Fotoğraf IRFAN UNUTMAZ 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle