03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yaııuı aımemar denen kürsiı, kayık biçiminde yapılmış ılginç bır ahsap ışçıliğı var. Dcnize doğru yUrüyüp, "Mürsel Paşa Caddesi"ne çıkınca, yıkık Selanik Sinagogu'nu görüyoru/. "ŞalomselamKahol Kado> Selanikiyun 5686 (1926)" tarıhını tasıyan bır kitabc var. Cemaatini \e tarihsel ilgıyı kaybedcn bır yapı... Harap bir mabed insanı ürpertiyor. Ülkemı/. ınsanlaıınm oıtak özclliğinden, ıhmalden payını alan bır tialat Sınagogu bu... R A S O E L E Raif Ertem Yaşamasını bilen fakir Balatlılar Balat semtı adını muhtemelen pek uzakta olmayan Vlaherna sarayından dolayı, "Palation" (saray) kelımcsinın Osmanlı 'asırlarındaki deyiş bıçimındcn almıs. Gelcn seyyahlann, hele 19 yuzyılda Kdmondo dc Amicls'ın anlatısına bakarsak, "Herkesin kendi bahtsı/lıgı ve fakirliği içinde yaşadıgı bir seınt," olmalıydı Osmanlı tmparatorluğu'nda ikbal ve /enginlık Musevı nııtusunu 16. yu/yıl sonunda terk etmeyc baslamış. 19. yuzyılda, Musevıler iakır bıı cenıaat. Ama Balat'ta mutsu7 bır hayat surmck ıçin, bu yeterli değil. tstanbul folkloruna geçen olaylardan, şarkılardan, lulumbacıları, kulhanileri pek iyi bilip anlatan Reşat Kkrem Kot,u ve yenilerde Balal folklorunu araştıran Marie (JhrislineVarol'dan okuduğumıı/ kadarıyla, Balat'ta ınsanlaı, lıayalı yaşama sanatmı bılmışlcr. Bugun Balat'ın Istanbul lolkluıuııa gt\en unlu Karabus mahallesi ariık yok. Bu fakıı kesim, lamamen vıkıldı ve yeşıl saha oldu. Öyle kı sahilden baktığımı/da, unlu Musevı hastanesi OrAhayim (Nuru hayat dcmek), 19. yu/yıl mimaıisinın hoş çizgilerıyle tek basınaduıan bir taş yapı. Galiba Osmanlı aydınlarının son temsilcilerınden olan Avram Galanti bu hastanede son demlerını gecırmişti. Yaşlı yaban dpmuzunun dişleri öye indinı! Yorgun indim! Yeni Şakran'a. Yol kahvesıne attım kendimı. tl yas'la karsılaştım. Otuzlu yaşlarındadır. 1yi bir avcıdır! Bir davada savunmasını yapmıştım. Yaşamayan hukukun kurbanlarından!.. Köyde oturmuyor artık. Kalabalık yerlerden kaçıyor. "Sakar Kayası"nın altında bir tarla aldı. lçıne ey yaptı. Çoluk çocuğuyla yerleşti. Köpckleri, kedileri, keçileri, tavukİarı... Ekip biçiyor. "Huzuriuyum," diyor. Köye inince tıraş oluyor... Balat'da, Musevılerın yanı sıra, Ermenıler ve Muslumanlar da oturur Işte, Balat'ta. Ermenı Yortusu na hazırlık alışverışı Konuk gelmenin ilk konuşmalannı yaptık. Hemen söze girdi: Ağabey! Benden domuz dışi istemiştin. Sakladım! Araban var. Gidip alalım! Gidehm tlyas! Sakar Kayası'nı, o yöreleri çoktan görmedım. ÖAedim. Birer çay ıçtik. Hemen yola düştük. Yolda anlattı: Dişleri görünce anlayacaksın. Alamet bir şeydi. Daha akşaın karanhğı çökmemişti. Köpekler havladılar! Acı acı navladılar! Dilleri boğazlarına tıkanıyordu! "Bunda bir iş var," dedim. Tüfeğimi kaptım, koştum. Domuz! Tek domuz. Ayakta. Sırtını bir çalıva davamıs. Köoekler yaklaşınca azılarını gösteriyor. Kaçışıyorlar. Yaklaştım. Tüleğimı doğrulttum. Gözledim. Tetiği çekmek üzereydim. Benı görünce yürümek istedi. Sallandı. Bır gariplık var. Parmağım gitmedi. Bırkaç adım yüriıdü, durdu! Gidemiyor... Yaklaştım yanına. Tüfeğin namlusuyla itiverdim. Köpekler de saldırdılar. Direnmek istedi. Gücü yetmedi. Bırakıverdi kendini. Yıkıldı. Gözlerini kapadı. Uyuyor... Köpekler çekıştirmeğe başladılar. Bir ara başını kaldırdı. Gözlerini açtı. Baktı. Yenik dUşmenin hüznüntl okudum. Bozuldum. lçim burkuldu. Kö^eklere bastım tekmeyi. Kaçıştılar. Hiç yapmamıştım. Şasırdılar. Bugune kadar hep Ustüne salmıştım. Ne olmuştu?... Garip garip bakıyorlar... Kendimi tutamıyorum! Ağlayacağım! Ne domuza bakabiliyorum ne de köpeklere. Köpekleri aldım, oicşadım. Kuyruklarını salladılar. Uzaklaştık. Evde ne sordularsa yanıtlamadım. Bir süre sonra sormaktan vazgeçtiler. Yemek de yiyemedim. Yattım. Uyku girmiyor gözüme. Ne oldu bana? Ben bu kadar zayıf dcğildim. tnsanlardan uzaklaşmak mı yaptı? Kırlara duşkunlük mü? Yalnızlık mı?.. Bir başka adam oldum!.. Çabuk duygulanıyorum! tlk ışıkla vardım. Buldum. ölmüştü! Upuzun yatıyor. Zayıfiamış, incelmış gitmişti. Yalnızca azıları parlıyordu. Yeni doğmuş ay gibi parlıyordu. Çenesi kitlenmişti. tşte o zaYanbolu sınagogu. Balat'ın Lapçacılar sokağında Avlu kapısınm ustundekı tarıh 1895 man anladım... Bu hayvamn domuzu. Ya^landıkça azıları büyüyor. Çenesini sarıyor. Ağzını açamığil, burada hüküm sürmüşler, deniyor. Ama rabı ile caminin her kösesi lstanbul'un onhııc ı yor. Eğer ağaçlara, taşlara sürterek kıramazbına daha c k ı tarıhlı \c uzcrındc, 10. yu/yılasrına ait şirinliklerini banndırır. Tek kubbdı. sa silahı kendine dönü> or Yiyemiyor, içemiılan itibaıcn Bı/ans mımansıııın buyuk etkibcs sahınlı bu cami Istanbul'a 0/gun tnııi' . ı yor. Sürüden de atıyorlar. Yalnızlık, açlık, lonmckıını gornıck ınuınkun. Erken İtalyan parçalarmdandır. ölüm!.. Röp.'sdnsı'nm etkılerı sade bu harabede deAnlaşılan son günleıınerastlarnışım. ÖİUğı' a/ otedeki kari\e (C'hora) ınanastırında münü çabuklaştırdım Scnin diş istediğin ak.a görulebılir. rektuı sarası karşısında yer lıma geldi. Kjrdıın, sakladım... alan İva/ I tcrıdi Camısı ıse butun guzel eserİstanbul folklorunun en ih'.'iı " <ı!anııleı gibi Sinan'a mal edılnıek ıstcnen, ama nıidan biriToklu Dede'dir. Suıl.ııındibpuknK Tavuklar, keçiler motor gürültUsünden kamarı beliısi/, taıihi 16. yuzyılın son v'eyreğıncidi vardır. Hazreti Peygamberın soh.ılxİLiınçıştılar. Köpekler ha v !adılar. Gelmiştik. Evi, de venlebılen unlu lvaz Ffendi Camısı. Bu cıdcn olan bu mubarek zat, 7. yuzyıldakı Arap bir kulübe azınaın. Çanı ağaçlannın arasınvarııı en buyuk, guzel görünumlu \e Vlahermuhasaralarından birinde şehit duşmuş ve da kaybolmuş. Yaşayanlar da uyumuş. Karna sarayı ile bir buttinluk gösteren yapısı. mezarı fetihten sonra bulunmus. Ne var ki Bişı cıktılar; sevindilcr... llyas dişleri getirdi. Gerçekten alamet bir zans hagıograpnıesine (menakibname) gore, Bu semt, az gezilen, az bilinen bır köse; şeydi! YUzüne baktım. Sevinçle hüznü bir aynı yerde biı Aya Tekla'ntn olmast da gereama bir pa7ar nnuı lialat, Ayvansaray uzearada yaşıyordu. kiyor. Bizim çö/ebileceğimiz ış değil. Guncrinden \ ditııekapı'va bır tur yaptığımızda, Sordum: "tlyas, domuz çok mu; çıkıyor ye dönüp tırmanalım. Surboyu yürürsek unher dakil ,ı ın.anda Isunbul tutkusu yaratamusun?.." İü bir kalıntı olan Vlaherna sarayına veya cak biı gu/ellık, bın >>lhk bıı anı veya uzunYanıtlamadı!.. "Tekfur sarayı"na ulaşırı/. Haçlılardan sehtü verecek br tnlıııplı." k.ırşılaşmamız mümRasgele... U ri geri alan lznik Paleogları 1260'tan ıtıbakun. tstaııbul .cdiiivı lıovlc gc/ıleıle daha çok ren Marmara kıyısındaki 'Eski Saray'da desahiplenilecek |MI »fiııı. ' K Moğolların kraliçesi Maria 1629'da bolgedekı Rum kılıselerınden bırı ErmeniGregoryen cemaatine verilmıştı. Surp Hreşdegabet kılısesı. Yakın /amanlaıa kadar Balat'ta Irmenı gruplar da yaşardı. Balattaki sevımli bir Osmarılı devrı eserı; Mımaı Sinan'a atfedilen Ferruh Kethiida Camisı'dir. Ferruh Kclhuda, sadıa/anı Semı? Alı Paşanın kethüdasıydı, yanı bugunun tçisleri Bakanı gibi bıı şey Cami küçuk ama, 16. yüzyıl mımarısinin sade gu7elliklerden yararlanan üslubunu, sonıaki değişikliklere r ağmen barındıran bir escr. Az oıcde gcııe 1730'da yapılan, ama temelleri ıtibanyle Bızans'u kadat uzanan A>a Uimitri kiliseM görulur. 1204 nisanında Bı/aııs'ııı kaı.ı gıınlerinde, bırkaç gun tstanbul tahtında kalan Nikolo Kanadu yaptırmış. tstanbul bugun Bizans'tan berı kullanılan hemen hicbir kiliseye sahip değil. Bunların ikisi camıden muze haline getırıldı (ChoraKarıye ve Ayasolya) kimisi cami olarak kullanılıyor. Mevcut kılıselerın hepsi sonraki asırlarda yapılmış veya cskinın temelleri üzerinde tamamen yeniden vapılan binalar. Bir tekı harıç. Balat'ın yanıbaşında Fener'de Maria Mouhliotissa kilisesi. Paleoglar sülalesinin bu prensesi, tran Moğol llhanlı Hakanı Abaga Han'a gelin gıtmjsti. Onun oldurülmesinden sonra geri dönup bu kiliseyi tamir, daha doğrusu yeniden yaptırdığından, halk arasında Moğolların kraliçesi Maria'nın kilisesi diye biliniyordu. Bizans'tan bugüne kiliseliğini olduğu gibi koruyan tek bina bu, tstanbul'da. Ayvansaray'a doğru Ayvansaray'a doğru yürüdüğümüzde, Balat'ın en eski ve göze çarpan mimari eserlerinden biri Atik Mustafa Paşa Camisi'ni görürüz. Menşei karanlık kiliselerden birisidir. Genelliktt Aziz Paul ve Markus için yaptırıldığı söyleniyor. Güya 11. yüzyüın ünlü imparatoru baac Komnenos, bir seferde Aya Tekla'nın mucizevi yardımı sayesinde fırtınadan kurtulduğu ıçın, buradakı bir Aya Tekla kılısesini tamiı ettirmiş ve bu yapı oıtaya v'ikmış. Bu da başka rivayet. Fetihten sonra, kınıın burayı cami haline getirdıği de munakasalıdır. Avludakı hac seklindeki vaftiz teknesi, sonraki devirlere ait Bizans süslemeleri, mih Sur boyu yürürsek... 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle