Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sokaktaki insanın umıtulmayan dostluğu Federal Almanya'da yaşayan Türklere en yoğun tepkilerin gösterildiği dönemde, Türkiye'de Türk insanını, tüm onuru ve terbiyesi ile tanıma fırsatı bulduğunu söyleyen Oncken, yurdumuzdan ayrılırken kafasında taşıdığı unutulmaz sıcaklıktaki Türkiye anılarını bugün de heyecan içinde dile getiriyor. Enls Berberoğlu/BONN öln'deki emekli evinin oldukça loş ve bır duvarı kitaplarla kaplı odasında ılk kez karşı karşıya geldiğimizde, ne Türk devlet adamlarmdan ne de tanıdığı politıkacılardan söz etti. 1979 sonu ıle 1984 ortasındakı kritik dönemde Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçılıği'nı yapan Dirk Oncken'ın bu tuiumu bır olçüde, "diplomatik aftzı sıkılık"tan kaynaklanıyoı olabılırdı. Ancak görüşme ilerledikçe, nıeslektcn tarihçı bu diplonıatın, görev süresinde, "Sokaktaki Turk insanı"na daha yakın bır ilgi duyduğu ortaya çıktı. tkinci Dunya Savaşı'nın anısını sağ elinde taşıyan bu emekli diplomat, görüşme talebimizi ılettiğimizde, içerigine ilişkin bir sınırlamayı, koşul olarak koydu: "Türkiye'de 1979'un sonundan, 1984'ün ortasına kadar kaldım. Ankara'dan ayrılalı daha 3.5 yıl oldu. Bu yüzden geçmişe ilişkin yorumlanmda lemkinli olmam gerektiğini anlayışla karşılamalısınız. Zaten bır büyukelçi, çok kısa bir süre önce ve birlikte yaşadığı bir takım olaylar konusıında yorum yapmarnalıdır. Rski dostlarını ve özellikle politik yaşamı surenler, benim ağzı sıkıiığıma güvenmclidirier. Son olarak, benden sonraki ve halen görevdekı Alman Buyükelçisi'nin ışini zorlaştırmak ıstemem." Federal Almanya'nın eski Ankara Büyükelçisi Dirk Oncken'ın anıları K Unutulmayan 1979 kışı Görevli olduğu Cumhurbaşkanhğı Köşkü'ndetı, hapıshanelere kadar her yere girip çıkabılcn bu emekli diplomata ılk olarak, "Federal Almanya Buyukelçisi olarak, ülkemi/deki görev suresi sırasında karşılaşlıgı zorluklan" sorduk. Oncken, şöyle yanıtladı: "Ülkenizde politik yönden zor günlcr geçiıip geçıunedığımı soruyorsanu, yanıtım evettir. I979'u l980'e bağlayan kışı hâlâ unutmadmı. Yakıl sıkınıısı nedeniyle tum Turkiye'nin doııduğu bir kıştı. Terör dönenıinı de unulmadım. Geceleri sılah sesi ile uyanııdım. Butun bunları ve bunlan takip edcn dönemı, siz çok daha lyı bıliyorsunuz. O dönemde duzenin yenıden yerleştirilmesi ve yaşam şansına sahıp bır demokrasinin kurulması için gösterilen çabalara sempatiyle yaklaştık ve desteklemeyc gayret ettik. Vıze uygulaması Türkiye'de anlayışla karşılanmadı Turkiye'nin iç poliıikasına yönelik dış dunyanın ılgisı konusunda da yanlış aıılamalar oldu. Bu noktalarda dengeli ve farklı çıkarları ortak bir paydaya getirmeye özen gösteren bir İutum ı/lcdim. Bu arada, esas amacım olan TürkAlman dostluğunun korunması konusunda başarılı olabildiysem, nc mutlıı bana.. Turkıye'dekı arkadaşlarım benı hiçbiı /aman yarı yolda bırakmadılar ve sokaktaki Türk insanını, tum onuru ve tcrhiyesi ile tanımak benim için mutluluk oldu." yakın en "zorlu" yıllannda, T urkiye'ninsonundandönemindekiortalarına kadar, Ankara'da 1979'un 1984'ün Federal Alman Büyükelçiliği görevini yürüten Dirk Oncken, meslekten tarihçi bir diplomat... 1919 yılında Almanya'nın üniversite kenti Heidelberg'de dünyaya gelen Oncken, Münih ve Berjin kentlerinde yetişmiş. Tarih ve cpğratya dallarında yüksek öğrenim gören Dirk Oncken'ı, Ikinci Dünya Savaşı, askerlik hizmeti sırasında yakalamış. 1952 yılında Dışişleri Bakanlığı'na giren Oncken, sırasıyla Yunanistan, Hindistan ve Türkiye'de büyükelçilik görevleri üstlenmiş. 1984 yılında emekli olan eski büyükelçi, dört çocuk babası ve bugün yaşamını Köln kentinde sürdürüyor. deral Alman Büyükelçisi şu yanıtı verdi: "Türkiye hem Avrupa hem de Asya ulkelerine sının olan bir konumda. Batıda, I'iırkiye'nin Asya iilkelerine olan sınırlan nedeniyle, bu ulkelcrle /orunlu ilişkisi ve yükumlulüklerinin tam anlaınıyla kuvranmış olduğundan emin degilim. Ama benim için Türkiye, bizim dünyamı/a, Batı dunyasına aittir. Turkiye'nin kopru.olma konıımu, Batı için son derece saglam temeller de ohışlııruyor. Politik olarak yineliyorum ki, Türkiye Balının bir parçasıdır. Bu aynı zamanda, Atatürk'un de bir hedefidir. Bu buyuk devlet adamının ulkeniz için koydugıı hedef, hepimiz için, Turkiye'nin dostları ve aynı zamanda Turkler için /orunlu bir perspcklif olmalıdır." D Taksim'de trafiği durduran dostluk Almanya'da yabancı ve özellikle Türk duşmanlıg'ının doruk noktasına çıktığı yıllarda Tıııkiye'de çalışan Oncken'e, sık sık vurguladığı "TürkAlman dostluğunun orneklerine ulkemizde rasllayıp rastlamadıgım" sorduğumu7da şu yanıtı aldık: "Sakarya'dakı küçük balık lokantasında masamıza geleıek uç kırmızı karanfili karıma hediye eden, onlarla birlikte olmamıza ne kadar sevındığini söyleyen beyi nasıl unutabilirim?.. Ya da 1980 yılında Matthöfer'in resmı bır gezisinde eskort görevi yapan bir trafik polisine 4 yıl sonra fstanbul'da Taksim Meydam'ndaki trafiği yönetirken rastlamamızı... Sö7ünu etıiğim polisin, elçilik otomobilini görur görnıez trafiği durdurup Taksim Meydanı'mn ortasında bizimle sarmaş dolaş olmasını, görevini bırakıp bize çay ısmarlamasını unutarnam. Toros geçidinde otomobılımızi duıdurup kulüb'esınde bizi yemeğe alıkoyan bekçiyi, Samsun'da biziın Almanca konuştuğumuzu duyduğunda, bize rarkettırmeden hesabımı ödeyen ve yuzunu bile görmediğim hemşerınizi unutamam. Bu tün bunlar, TurkAlman dostluğunun birgerçek olduğunun kanıtlarıdır." Oncken, görev yaptığı dönemde tanıştığı Turk politikacılannı nasıl değerlendiriyordu? Bunu sorduğumda yanıtı kısa oldu: "Görev sıırenı içinde karşılaştığım bütün Türk polıtıkacıları yurtseverlerden oluşuyordu. Hepsı kendi anlayışları içinde, ülkelerinın lyıhğini istiyorlardı. Bunların arasında çok zor donemlerde ulkeleri için çalışanlar veya çalışmak îiteyenlere buyuk saygım var. Kimleri kastettiğımi, kendilerı anlayacaklardır '• Türkiye Batıda Oncken'a son sorıımuz, "Turkiye'yi bir Avrupa ulkesi mi, yoksa bir Asja iilkesi olarak mı degerlendigi?" yönündeydi, eski Fe 10