Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S A 6 L I K Erdal Atabeki Kanserin ilacı zakkum mu? TRT, henuz ilaç niteliği bile kazanmamıs bir maddeyi, "Kanserin ilacı bulundu!" gibi bir anonsla bütün ülkeye ve dünyaya yayarak birçok hastanın görmekte olduğu sağaltımı ve hastaların morallerini etkilemlştir. Bu açıdan TRTnin yayını, bilimsel bir skandaldır. 11 Şubat 1988 Cuma günii, bütün haber bültenlerindc olağan sürelerden daha fazla süre ayırarak önemli bir habcri bütün Türkiye'ye ve elbette dünyaya duyurdu: Bir Türk doktoru kanserin ilacını bulmuştu, yıllarca uyguladığı bu ilaçla pek çok kanserli hastayı iyileştirmişti. Dr. Ziya Özel, bu ilacı zakkum bitkisinden kendi özel yöntemleriyle yapıyordu. "lyileşme umudu yok" denilen birçok hasta bu ilaçla sağhğına kavuşmuştu. Haber prograrnda iyileşen hastalarla yapılan röportajlar da yer alıyor, doktorun açıklamaları, bir üniversite öğretim üyesinin bu konuyla ilgili araştırmaları açıklanıyor, böylece bütün topluma bir müjde veriliyordu. Kanser, dünyanın başındaki bu büyük bela, yıllar boyu her yol denenerek, her madde araştırılarak çare aranan bu hastalık, sonunda bitkiler dünyasında eriyip gidecek miydi? Bu çare, " z a k k u m " muydu? Keşke. Keşke öyle olsa. öyle olsa da, bu belalı hastalığın sonu gclsc. Konuya serinkanlı bakmak zorundayız. Serinkanlı, dikkatli, bilimsel. Kanser sağaltınıında pek çok madde denenmektedir. Daha bilinmedik, akla gelmeyen birçok madde de dencnecektir. Gerek bitkisel kökenli, gerek kimyasal pek çok madde kanser sağaltımında etkin olup olnıadığı açısından dencnecektir. Yaklaşım ne önyargılı olmalıdır, ne de heyecanlı. Konunun bilimsel yanını ben bilmiyorum, kimse de bilmiyor. Zakkum, şimdi bilimsel çalışma yöntemleriyle ele alınmalı, incelenmeli, araştırılmalı, hayvan deneyleri yapılmalı, " i l a ç " olma derece olumsuzdur. Bugün, kanserin, bulunduğu organa, hlicre tipine, hastalığın içinde bulunduğu evreye göre cerrahi, radyoterapik, kemoterapik sağaltım yulları vardır. Kanser kemoterapisinde, yani, kanserin ilaçlarla sağaltımında kullarulan birçok ilaç vardır. Yenileri de araştınlmakta, sonuçları değerlendirilmekte, yararı olduğu anlaşıldığında " i l a ç " olarak listeye girmektedir. Zakkum da, kanser sağaltımında araştırılması gereken bir madde niteliğindedir. Henüz araştınlma aşamasındadır, "ilaç" niteliği kazanmamıştır. Çalışmalar sonunda " i l a ç " olduğu anlaşılırsa, hangi tip kanserlerde, hangi evrede, hangi miktarlarda kullanılması gerektiği belirlenecek ve kullanılacaktır. Bu aşamaya gelinceye kadar, kanser sağaltımında bilinen, sonucu anlaşılan sağaltım yollarının dışına çıkılmamalıdır. Bu konu daha çok tartışılacaktır. Ancak, en büyük yanlışı TRT yapmıştır. TRT, kanser sağaltımında denenmesi gereken bir maddeyi, henüz ilaç niteliği bile kazanmamıs bir maddeyi, "kanserin ilacı bulundu" gibi bir anonsla bütün ülkeye ve dünyaya yayarak, birçok hastanın görmekte olduğu sağaltımı ve hastaların morallerini etkilemiştir. Bu açıdan TRT'nin yayını bilimsel bir skandaldır. Ayrıca, bu yayının "kamuda heyecan yaratıcı", "toplumu yanıltıcı" yam, Uzerinde durulması gereken büyUk bir sorumsuzluktur. Zakkumun kanser sağaltımında kullanılacak bir ilaç olduğu ilerde anlaşılsa bile, bu aşamada yapılan böyle bir yayın yanlıştır. sorumsuzluktur, toplum sağhğına aykındır. Saglık Bakanlıgı'nın, Üniversite araştırma merkezlerinin bugüne kadar konuyla ilgilenmemeleri kuşkusuz yanlış, bu konuda çalışmaları ise kuşkusuz doğrudur. Sebzeler ıehben Göz hastelıkları, havuç rendesine emanet edilebilir mi? Bu köşede vordiğimiz bilgllerl ilgiyle okuyan bazı dostlar "sebzelerin şifaları"nı da öğrenmek istiyor. Mineraller, vitaminler iyl de "Hangi sebze hangi nastalığa İyl galir?" sorusunun yanıtını da öğrenmek istiyorlar. insanların reçete merakı var. • "Ispanak kansızlığa iyi gelir." • "Karaciğeriniz mi bozuk? Enginar yiyin." • "Gözleriniz iyi görmüyor mu? Havuç bire birdir." Gerçek eczanemiz doğa değil mi? Eğer bitki dünyasını iyi tanısak, hiçbir kimyasal maddeyi ilaç olarak kullanmadan bütün hastalıklarımızı iyi ederiz. Böyle düşünenler, böyle davrananlar, bu düşüncenin giderek genişleyen kendine özgü bir dünyası var. nitelikleri saptanmalı, sonra da hastalarda uygulanmahdır. Sonuç ancak böyle ortaya çıkacaktır. Meslektaşımız henüz bilimsel olarak "ilaç" niteliği kazanmamıs bir maddeyi hastalara uygulamış, kendi belirttiği sonuçlara varmıştır. Bu davramş tartışmalıdır, tartışmaya açıktır, tartışılmahdır. Kanserii hastaların kendilerine uygulanan sağaltım yollarını terk edip "zakkumdan yapılan kanser ilacf'nın uygulanması peşinde koşmaları haklı görünse de yanlıştır. Bilimsel yoldan aynlıp, sonucu belirsiz bir yola girmeleridir. Kendi iyileşmeleri açısından son Bir doktorun kaleminden "Evlilik Raporu" Doç.Dr. KurtMn özuğurlu, Olkemlzdeki evliliklerle ilgili gözlemlerlni, çalışmalarını, önerllerini yazmıs, kitap vapmış, çok da iyi etmlş. "Bileni yazmaz, bilmeyehl okumaz" toplumumuzda, Dr. Kurbart Ûzuğurlu'nun kitabının özel bir öneml var. Evlilik glbi yıllar boyu tabulaştırılmış bir kavramı ele almak, tartışmak, insan mutluluğunda, mutsuzluğunda yerini irdelemek, toplum hayatımızın önemli bir eksikllğinl gidermektır. Kltabın önemlnin bir yanı bu. Diğer önemli yan, "kendi toplumumuzun", "kendi insanımızın" davranışlarını ele almasıdır. Bu konudaki çeviri kitapların başka toplumların incelemelerini vermesi nedeniyle "ulusal" özelliklerden yoksun olduklan düşunüldüğünde, yapıtın bizim Insanımıza yardımcı olma özelliği anlaşılacaktır. Kuşkusuz, evlilik bir sosyal kurum. Her sosyal kurum gibi, tarihi, sosyolojisl, ekonomisl, pslkolojisl, değlşimi var. Konuyu sadece anababaçocuklar düzlomindo ele almak yeterli değil. Doç. Dr. Kurban Özuğurlu, "Evlilik Raporu"nda, temel olarak evlıliklerdeki kadınerkek llişkisini, karşılıklı davranışlan, çocuk sorununu, ağırhkla cinsel sorunları ele almış. Busjorunların da toplumumuzda suskunlukla geçiştirildiğini, farkına bile varılmadığını, yaşandığı zaman da yakın arkadaşlarla dertleşme sınırlarını geçmeyen yakınmalarla geçiştirildiğini biliyoruz. Böyle bir toplumda, bu konuda yayımlanan kitap, çok yönlü bir önem taşır, çok yonlü yararlar sağlar. Bu kltabı herkes okumalı diye düşünüyorum. Evliler, bekârlar, gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler, herkes okumalı. Yazarını kutluyorum. Altın Kitaplar Yayınevi'nin editörünü, yayımcısını kutluyorum. Yazarın başka kitaplarını, bu konuda yazılacak başka kitapları da bekliyorum.D Yapılması gereken... Şimdi yapılması gereken, konuya serinkanlılıkla, ilgiyle, bilimsellikle bakabilmektir. Türk Tabipleri Biriigi, konuyu bilimsel ve meslek ahlakı bakımından incelemekle yükümlüdür. Üniversite Tıp Fakultderi, konuyla ilgilenmek, kamuyu aydınlatmak, hastalara yol göstermekle yükümlüdür. TRT, yaptığı yanlış yayını en kısa zamanda düzeltmek, Sağlık Bakanlığı, tıp fakülteleri, Türk Tabipleri Birliği yetkilileri ve Dr. Ziya özel'in yer aldığı bir açıkoturumla, konuyu kamu önünde açıklamak, topluma ve kanser hastalarına doğru yolu göstermekle yükümlüdür..(•) Insanların ve kurumlann yasal sorumluluktan önce gelen bir vicdan sorumluluğu vardır, bunu da sağlık konusunda en büyük duyarlılıkla görmeleri bir insanlık borcudur. (Bu güncel konu nedeniyle, "Ksansiyel Hlpertansiyonun Sonuçlan" konumuzu haftaya erteledik. D (*) Buyazı, TRT'nin 14 şubat gecesi, 1. Kanal'daki "Panorama" programı çerçevesinde gerçekleştirdiği konuya ilişkin açıkoturumdan bir giin önce kaleme alınmıştır. Babam şeker hastasıydı. Hiç ilaç sevmezdi. Şeker hastalığına slnir otunun iyi geldiğini duymuştu. Bahçenln nemli köşelerinde sinir otu yetiştirir, kaynatır, içerdi. Ben, lise ögrencisiydim. Şeker hastalığı plbette iyileşmedi. Onun yol açtığı başka hastalıklar ortaya çıktı. Bir gün de kaybettik. Ihlamur öksürüğe İyl gelir. Ben de severek içerim, hastalarıma da öneririm. Ama öksürüğün altındaki bir "akut bronşit", bir "kalp hastalığı", bir "tüberküloz", bir "bronş kanseri" ıhlamurun şifasıyla iyileştirilmeye çalışılırsa, bunun adı şarlatanlık olur. Bilimde bilinmezin yeri yoktur. Ispanakta demir vardır. Her çeşldl yenmelidir. Ama "anemi" çok değişik tipleri olan bir hastalıktır, sağaltımı da özel yöntemler gerektirir. Enginar, yararlı bir sebzedir. Ama karaciğer bozukluklarının sağaltımı ciddi bir konudur, hekim sağaltımı temel koşuldur. Hovuçtaki A vitamini gözler için, derl için çok yararlıdır, ama göz hastalıklarını havuç rendesine emanet edemeyiz. Bilmem, anlatabildim mi?D 16