29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

• Birkaç dilden tangolar. Biraz lspanyolca, Almanca, Fransızca, Rumca tangolar, geçerliydi o zaman. Ecnebi kadınlar da çalışıyor. Içeride alaturka var. Hatta doğru dUrUst mikrofon yok. Elde olan tek mikrofonu içerdeki alaturkaya koyuyorlar. Ben megafonla tango söylüyorum. Bir müddet böyle gitti. Sonra yerimızi değiştirdik ve Londra Bar'da çalışmaya başladım. • O nerede idi?.. • Şimdiki Galatasaray Postanesi'nin biraz altında. Necdel Koyutürk de oradaydı. Be raber çalışıyoruz. Fehmi Ege daha lstanbul'a gelmemişti. Ankara'da çalışıyor. Celal tnce* yle programlar yapıyorlar. 1943 sonlarına doğru yedeksubaya gittim. Hatta, okumak da akkmdan çıkmıyor. Hukuk FakUltesi'ne devam ediyorum. Derslere devam edip not tutmak gerekiyor, sabah erkenden gitmezseniz yer bulamazsımz... Yani, biraz da zor geliyor. Tarih Fakültesi'ne gideyim dedim. Dekanı l\ıat Koprulu. Kim girmek isterse karşısına çıkıyor ve sigaya çekıliyor. Mecburcn çıktık karşısına: "Şu kitabı oku," dedi. Baktım eski Türkçe bir kıtap: "Efendim, ben «ski Türkçe bümiyorum," dedim. "Ee! Eski Türkçe bilmezsen nasü okuyacaksın Tanh Fakültesi'ni" dedi: "Burada butun kitaplar eski Türkçe". Tersyüzü döndüm. Dediğim gibi harp yıllan. Ekmek vesıka, pahalılık var, okumak zor... O gün karar verdim yedeksubaya gitmeye. Okulu bıraktık. • Tbngolara ara mı verdiniz? • Hayır. Hazırlık kıtasını lzmir Güzelyah'da yaptım. 15 gün izinden sonra Ankara Ycdeksubay Okulu'na gittim. Ankara'ya iner inmez doğru Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası'nın prova yaptığı binaya. Fehmi Ege*yi görmeye. Orada tanıştık. Ismimi evvelce duyduğu için merak etti, "Bir tane oku bakalım" dedi. "Kirplklerini" tangosunu çaldı, okudum. Gitti tonmayster odasından dinledi. Yanıma geldiğınde yanağımı okşayarak söyledıklerini hiç unutmam: "Çok iyi!" "Istanbul Radyosu Tango Orkestrası", 50'li yıllarda: Soldan sağa' Engin Ege, Fehmi Ege, Şecaattın Tanyerli ve bateristleri Hayri Çelik. na, yıllarca diz dize çalıştık. Bir hayat geldi geçti. Bugünlere geldik. • En sevdiğiniz ya da anısı olan tango? • Ben oldum bittim "Aynlık" tangosunu çok severim. Benden önce Celal Ince sık sık okurdu. Ben de çok severek okurum. bir • Besteniz var mı? • Yok. Sadece yorum. • Hocam, geçmişte bir de işadamlığmız var bildiğim kadarıyla... • Sıkıntıyla başlamışız. Çalışıyoruz, geçiniyoruz. Sonra serbest çalışmaya başladım. Eniştem taahhüt işleri yapıyordu. Terhisten sonra onunla biraz beraberlik yaptım. öğrendikten sonra tamamen bana bıraktı. 25 Şubat 1948'de eşim Kfimuran Hanım'la evlendım. lstanbul'da büyük inşaat işleri yaptım. Sait Halim Paşa yalısını 1957'de ilk defa ben tamir ettim. Sonu hüsran oldu. Bazı zorluklar falan, işleri 1972'de tasfiye ettim. • "Papatya" tangosu, "Aynlık", sonra efendim, "Sensiz Kaldıgım Geceler", "Bir Melek Gibi". Onlar çok sattı. • Aklmızda olan bir rakam var mı? • Bunlar önce tek tek yapıldı. Sonra long play'e çevrildi. 2030 bin arasmda sattı ve 1971 senesinde altın plak aldım. • Şu anda radyo dışında çalıştığımz yer var mı? • Aşağı yukan iki yıldır Engin Egetyle birlikte pazar akşamlan 10.3001.00 arasında Ece Bar'da çalışıyoruz. Pazartesi akşamlan da Sheraton'da "Gelse O Şub Meclise" programında bır bölüm yapıyorum. • Bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz? • Efendim, bu "Hafif Batı Müziği" dediğirniz şey veya aranjmancılar çıktı. Fakat bizim işimizle hakiki manada alakadar olan kimse çıkmadı. Ben arzu ederdim ki, arkamdan bir hanım veya delikanlı gelsin bu işi devam ettirsin. Bir ara radyodan da söylediler. Biriki adam yetiştirin diye. Konservatuvardan birkaç kişi geldi, çalıştık. Gördük ki, kolay şeyleri söylemek daha işlerine geliyor. "Sevdim Bir Genç Kadını" tangosunu bile tam manasıyla öğrenip karşımıza çıkamadılar. Yani, bir genç çıktı arkamızdan devam ediyor diyemeyeceğiz... Ikisi erkek, biri kız üç çocuk ve dört torun. "Çocuklara ve torunlara daha yakın olayım" diye evini Yeşilköy'den Bakırköy'e taşımış. Şimdı Hatboyu'nda birbirlerıne uzaklıklan çok az olan evlerde oturuyorlar. Bır pazar günü, eski bir lstanbul efendısının evinden çıkıyomm. Ağzımda Kâmuran Hanım1 ın sohbet boyunca aralıksız tazeledıgı çayların tadı. 13 Ocak günü, altmış yedi yaşına giren ve yarım yü/yıla yakın bir zamandır aralıksız söyleyerek bızlere taııgoyu sevdiren, tangonun bu spn üstadına en iyı dilekJcrimi gönderiyorum... Nice yıllara hocam, nice yıllara... Ve dudaklarımda bir tango: "Sevdim bir genç kadını Ansam onun adını Her şey beni ona bağlar Kalbim durmadan ağlar..!' • Radyoda okuduğunuz ilk tango? • Yedeksubay olduğumuz için, radyoda okumamıza izin yok. lsmimiz anons edilmiyor. "Salih Tanyer" diye anons edildim ve "Kirpiklerini" tangosunu okudum. Kurada Istanbul Yassıviran'ı çektim. Harp zamanı, Uç sene yedeksubaylık yaptıktan sonra 1946'da üstteğmen olarak terhis oldum. • İlk plağıntz hangisiydi? • 1948'de Necdet Koyutürk'le beraber yaptık. Bir yüzü "Papatya" diğer yüzü "Rüzgflr Gibi GeçÜ". Plak çıkar çıkmaz doğru Cemal Reşat Rey'e gittik. Dinledi ve "Buyrun program yapın" dedi. O sıralar Fehmi Bey yeni gelmiş lstanbul'a. Engin (Ege) ufacık çocuk. Ziyarete giderim, Engın pencerede karşılar ve uğurlar. Bir hafta Fehmi Bey ile yapıyorduk programı, bir hafta da Necdet Koyutürk'le. • Plak olarak en fazla satan tangolarınız? Unutulmaz tangoların bestecisi: • Radyoda mı? • Tabii. Her hafta tango programı yapılırdı. Sonradan bu radyo, tango orkestrasına dönUştürüldU. Bir hafta Fehmi Ege bir hafta da Necdet Koyutürk yönetiyordu. Radyonun sözleşmeli sanatçısı olmuştuk. Orkestra da radyonun malı. Rahmet olsun canına, o arada omrü vefa etmedi Fehmi Bey'in. Necdet biraz yönetti. Sonra da Engin (Ege) geçti. Şimdi o yönetiyor lstanbul Radyosu Tango Orkestrası'nı. Böylece radyo programlarını devam ettirip gidiyoruz. Fehmi Ege 27 Nisan 1902'de doğan Fehmi Ege, "Nafıa Nezaretı"nde Fransızca tercümanlığı yapan ressam ve kanuni M«hm*t Nuri B*y'ın oğlu Dört yaşında keman çalmaya başlıyor ve dokuz yaşına gelınce, Farah Tlyatrosu'nda bırlnci keman Manol efendinln yanında rnüzik dünyasıyla tanışıyor. 1923 yılında Hoca Ismall Hakkı Bcy'ln bestelediği "latanbul EtondM" operetinde çalmaya ve ylne aynı yıl Seyri Sefaln'in bir acentesinde memurluğa başlıyor Gerisinl eski bir gazete kupurunde şöyle an latıyor: "1933 yılında Işlmden ayrılarak serbest müzlsyen olarak çalışmaya karar verdim 29 Eklm 1933'te bır gecelığıne onuncu yıl balosu için Ankara'ya davet edilerek Ankara Palas Oteli'ndeçaldık i934'tel«tanbulRadyoau'na29 lira maaşla girdlm Aynı yıl "Mehtaplı Bir G«c«" isiml) tangomu plak yaptım 1935 yılında ikinci eşım Hafize hanım ıle evlendim. Muhsln Ertuğrul Bey'in isteğıyle çocuk operetlerl bestelemeye başladım Bır yıl sonra Ankara Rtyaa«tl Cumhur Kttşk Orfcastraaı'na • Yıllardır sevilmeniz sizce... • Tangonun bir yorumu vardır. Bizim okumamızın sevilen tarafı da yorumumuzdandır. Kadınların başka türlü yorumu vardır, erkeklerin başka. tbrahim Ozgttr vardı, ağabeyimiz olur. Ondan sonra Cdal tnce geldi. Oriların yaptığı tarz yorumu sonradan ben devam ettirdim. Sevildi ve seviliyor. Halen böyle gidıyor. O yorumu burada birlikte şekillendirdik Fehmi Ege"yle. Şurasım şöyle yapalım, burasını böyle... Rahmet olsun canı Istanbul Radyosu Tango Orkastraaı şefı ve besteci olarak görev yapmaktayım." 1978 yılında ölen Fehmi Ege'nin 300'ü aşkın tangosu var. Yazdığı ilk tango ıse "Ntoçhıiı" operetinde kullanılmış fakat operetle beraber kaybolup gıtmış lstanbul Radyosu Tango Orkestrası'nın şimdıkl şefı oğlu Engin Egc'nın verdığı bılgılere göre, Muhsın Ertuğrul'un teşvıkıyle bestoledığı "Mavl Boncuk", ilk çocuk operetı Daha sonra da Ankara Çocuk Operetı ıçın "Altın B4l«zik"ı bestelemlş Bütün tangolarından derlediği "ömriknttn Htotodlsl" adlı senfonlk eseri Ise orkestraya çaldırmak nasip olmamış. "Babam müzeyen olmamı hk? istemiyordu," dlyen Engın Ege, babası talobelere ders vorirken gızlıce ızlemeye ve çalışmaya başlamış. "Baktı kı olacak gıbı değıl, kendı de yardım etmeye başladı. Konservatuvara gittim. Babamın orkestrasında pıyanıst olarak çalış* maya başladım Şecaattin Tanyerli'yle küçüklükten beri babamın arkadası olarak, sonra da ^! Iİ7 aynı orkestrada çalışarak dosOuğumuz sürdu Fehmi Ege'nln kondi 0I yazısıyla "Ay?e" tangosuBir süre Avrupa'da çalıstıktan sonra döndüm nun söz v» muzlğl ve kendı adıma orkestramı kurdum. Fakat dans müziği orkestrasıydı Tango değil, her atandım. Aynı zamanda da Ankara şeyi çalıyorduk Babamı kaybettıkten sonra Radyosu'nda çalışıyordum. Ikl yıl Atatürk'e hizmet ettim Sonra da on bir buçuk yıl Inö Ncctfat Koyutürk ıle devam ottırdık O da rahatsızlanınca, tango kaybolmasın diye radyonü'ye 1950 yılında ŞvMrOricaalraaıve lstandaki orkestra işini ele aldık ve devam ettırıyobul Radyosu'nda çalışmaya baştadım 1969 yıruz." lında K«rvan«aray'da sahneye çıktım Halen •TH 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle