05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

deki harımın kapısından giren bir kalabalık onlara yaklaşıyordu. Bir ses, "Yapabilcceğimiz hiçbir şey yok oğlum Mehmet, yatıp ölmektcn başka" diye söylendi. Bu sesin sahibi Mehmet'in yavuklusunun, Zeyncp'in babasıydı. "Bre komşular geldi!" diye Ali seyindi; "Buyurun geün hele, şöyle ayazlığa geçin. Bu karga belasına hep birlikte bir çare düşünelim." Komşular, sağlanna sollarına, kargalara baka baka geçtiler, ayazlıktaki sedirlere oturdular. Şaşırmışlar, korkmuşlardı; selamlaşmayı bile bilemediler. Ali bir bir merhaba diyecek yerde soruyordu: 'E.. Selim, senin bahçe nahal?" 'Nahal olacak Ali, kargalar bastı..." 'Ya seninkisini trecep kardaş?" 'Aha şu senin bahçe gibi Ali..." 'Bre kardaşlar nereden çıktı bu binlerce karga?" 'Valla ne bilem nereden çıktılar?" 'Kovalıyorsun kaçmıyorlar.. tnsana kötü kötü bakıyorlar..." "Ne olacak bu işin sonu? Çekirge sürüsünden daha beter bunlar." Ayazlığın dışında ayakta dikilen, ne yapacağını şaşırmış öfkeli öfkeli dağlara, taşlara, ağaçlara bakan Mehmet'i, anası çağırdı. Büyük bir tepsinin içinde, komşular için hazırladığı çaylan verdi. Mehmet de tepsiyi getirip, çayları komşulara dağıtmaya başladı. Ne ki kimsenin çay içesi yoktu: "Sağol bacı, kimde çay içecek iştah kaldı ki.." diye Fatma kadıncığa seslendiler. Bir yandan da herkes başını uzatıp uzatıp kargalara bakıyordu. Ali, "Köyde Muhtar Emminin haberi var mı?" diye sordu. Komşular, "Ne demek.. çoktan ilçenin yoluna dUştü Kaymakam Beyi haberdar etmek için. Daha doğrusu candarma Kâmil Onbaşı telefon etmiş, durumu bildirmiş, Kaymakam Bey de 'Bütün, köyünü kargaların bastığı muhtarlar ilçeye gelsin, bir toplantı yapalım' demiş" karşılığını verdiler Ali'ye. Ali, bu habere sevindi: "Aman çok iyi, çok çok güzel komşularım.. Elbet bir çare düşünürler..." Mehmet'in yavuklusu, Zeynep'in babası Süleyman, "Bakalım muhtarlar köylerden ilçeye varabilecekler mi? Her bir yakayı kargalar bastı. Kargalar yolları kesti" dedi. "Ne bu yahu dünür, iş bu denli büyüdü mü? Neredeyse kargalar ülkenin yönetimini ele aldılar diyeceksin..." Komşulann saşkınlığına aldırmayan Süleyman, çember sakalını yolarcasına, nasırlı parmaklarıyla kaşıdı. Sonra sağ elinin işaret parmağı ile kasketini ensesine itti. Konuşurken neredeyse ağzından takma dişleri fırlayacaktı: "İyi bildin Ali kardaşım, ülkemizin yönetimini kargalar ele aldı! Köyde, ilçede; ve de bütiln illerde bunlar duruma egemen! Bir baksana sağına soluna..." Ali, istemeye istemeye güldü: "Geç be yahu!" dedi, "biz bu kargalara başımıza bela olsunlar diye oy mu verdik?" "Biz nereye, kime oy verdiğimizi bilir mi~ yiz? Vermişiz ki geldiler işte..." Süleyman'ın bu sözlerine komşular biraz bozuldu. Birbirlerinin yüzüne bakarak, "Biz bu kargalara oy verdik mi?" diye düşündü ler bir süre. Ayazlığın ilerisinde, bir aşağı bir yukarı dolaşan Mehmet, başmı birden göklere kaldınp, "Geliyorlar! geliyorlar!" diye bağırmaya başladı. Herkes ayazlıktan dışarı uğradı. Gökyüzüne bakmaya başladılar: Uzaktaki ulu dağlann ardından bir alay serçe kopmuş geliyordu. Millet sevindi; merakla serçelerin gelmesini bekledi. Bir yandan da göz ucuyla kargalara bakıyorlardı. Kargalarsa sinmiş görünüyordu. Serçeler, yaklaştı yaklaştı, bahçelere, ağaçlara inmeye niyetlendiler ki birden kara bulutlar gibi kargalar havalandı. Gökyüzü görünmez oldu; karmakarışık oldu. Gökyüzünde kuş tüyleri uçuştu. Sankj yağmurlu bir hava gibi güneş görünmez oldu. Köylüler sindiler kaldılar. Çömelip yere oturdular. Sonra kargalar bahçelere, ağaçiara döndll. GökyUzünde bahçelerde, ağaçlarda bir tek serçe kuşu görünmez oldu. Ali, komşulan, korkuyla ayazlığa döndüler. Ali, sedire otururken 'guguk' diye bir ses duydu. Baktı ki sedirin altına saklanmış bir çift kumru. Hiç kaçmadılar. Ali, kumruları incitmeden tuttu aldı. Ceketinin altına saklayarak kargalar görmeden evin içine, kendi yatak odasına götürüp sakladı. Ayazlığa döndüğünde Ali, komşulan ayaklandılar, "Varıp evlerimize tedbir alalım, muhtarı bekleyelim..." dediler. Süleyman sitemli konuştu: ~ "Bu kargaların niyeti kötü. Ülkeyi, bağı bahçeyi talana hazırlanıyorlar; bakın kafa kafaya vermişler, ülkeyi nasıl talan edelim, hem de nasıl yönetelim diyerekten plan, program yapmaktalar..." Komşulan, köylüleri kızdı: "Sen de üstümüze varma be Süleyman Emmi!" diyerekten söylendiler. Süleyman onlara aldırmadı, Mehmet'e seslendi: "Gel benimle oğul, bizim evegidelim.. Izin verdim, son bi kez yavuklun Zeynep'i gör. Belki bir daha birbirinizi göremezsiniz. Siz de komşularım hakkınızı helal edin. Inşallah kargaları yenersiniz. Haydi gazanız mübarek ola!" Köylüler, hızlı hızlı ytırüyerek evlerinin yolunu tuttular. Ali oğlunun arkasından bağırdı: "Mehmet, oğlum Mehmet! çabucak eve dön. Ne yalan söyleyeyim ben korkuyorum..." "Hemen gelirim baba, Zeynep'i görür gelirim..." karşılığını verdi Mehmet. Çok geçmeden kargalar; bağı bahçeleri, köyü ili ve de ilçeleri talana girişti. • Y E M E K Güneş Schneider Şeytanın kuyruğundaki şeker Dondurmanın tam olarak ilk defa nerede keşfedildiğini belirlemek zor. 7'den ^ . 70'e herkesin & çok sevdiği dondurma bugün, en çok Amerika'da f\\tüketiliyor. y Günümüzde ise eskinin saf dondurmalarınr \ \ bulmak f çok zor. ondurmaya, Konfiiçyiis gibi felsefi de bakılabilir. Ögrencileriyle, ders aralarında sık sık "teneft'üs" yapıp net'is dondurmalar ikram edeımiş. Analitik düsünceyi kamçıladığına, ruhu tazelediğine ve kavrama kabiliyetini artlııdığına inanırmış. Bu lczzetli yiyecek sanalsal açıdan da değerlendirilebilir. Picasso'nun kübik tablosunda bir dondurmakoliğin resmi meşhurdur. ("Waffelmann"). Op ve pop resim sanatının ba^ ııslası Dieler Asmus'un "Dondurmalı Kadınlar"mı bu lip resimlcrle ilgilenenler bilir. Fakat, bu köşede sanatsal felsefi açıdan çok, dondurmanın mutfaktaki yerine değineceğim. Dondurmanın tam olarak ilk defa nerede keşfedildiğini belirlemek çok zor. Buz elde etmenin kolay olduğu birçok yerde aynı anda başladığı düşünüluyor. Tarih öncesi devirlerde Çinliler çoktan dondurmayı biliyorlardı. Bugün ttalyan dondurması çok beğenilir. Sicilyalılar, 9. yüzyılda Arabistan'dan göç edenlerden öğrenmişler. Daha sonra Marco Polo da Çin'deh başka tarifler getirip, ttalyan dondurmasının çeşnide zenginleşmesine katkıda bulundu. Araplar'ın ise Çinliler'Ie aynı zamanda dondurmaya başladıkları tahmin ediliyor. Mönülerde, ilk yazılı dondurma Ingiltere'de 8. Henry'nın taç gıyme törenıne rastlıyor. 16. yüzyılda ttalyan asıllı Catherine de Medici Fransa kralı ile evlenince dondurmayı Fransa'da tanıtıp 34 gün devam eden düğünde her gün misafirlere değişik dondurmalar ikram etmiş. 18. yuzyıldan sonra Fransa'da her şık yemeğin arkasından "dondurma bombesi" ikram etmek âdet olmuş. Benim dondurmam 1 paket saf süt kremasını iyice mikserleyin. 45 dakika sürüyor. içine zevkinize göre biraz bal akıtıp yine çırpın. Koyulaşsın. Öbür tarafta 1 tatlı kaşığı sakızla dövmüş olduğunuz 1 paket vanilyayı kremanın içine ilâve edin. Kanştınp buzluğa koyun. oo D Dindarlar hariç dondurmayı herkes seviyordu. MarieAntoinette'in annesi MariaTberesia da çok tutucu olduğu için çevresindekilerin dondurma yemesini hiç tasvip etmezmiş; çünkü o zamanki inanca göre şeytanın kuyruğu jöle gibi yapışık bir şekerle kaplıymış ve bu jölenin de tadı dondurmaya benziyormus. Fakat George VV'ashinglon'un en sevdiği yiyecek dondurmaymış. 1790 senelerinde sırf dondurma için, o zamanın parası ile, ayda 200 dolar ödermiş. Bugün, ülkeler arasında en fazla dondurmayı Amerikalılar tüketiyor. Sonra Avustralya, Kanada ve tsveç geliyor. Günümüzde, eskinin saf dondurmalarını bulmak çok zor. Koruyucu ve diğer kimyevi katkı maddelcri bulunmayan dondurma yok gibi. Ağar, sodyum karboksimetilselüloz, sodyunı malginat, kalyumalginat karajen, karajenat pektin, tragen, boyalar, tatlandırıcılar vs. vs. gibi maddeler dışında, çeşitli meyve ve sebze çekirdeği unları bugün birçok yerde dondurmalara ilâve edilmektedir. Çeşitli ülkelerde, bunları yutmak istemeyenler henuz yurdumuzda bulunmayan biyodondurmacılardan alışveriş yaparlar. Buralarda her şeyin en doğalı kullanılır. Dondurma, endüstri yumurtası yerine köy yumurtası ve biyoçiftliklerden gelen ilaçsız meyve, bal veya ham şeker ile yapılır. Dondurma, yedikten sonra ağızda bazen beğenmediğimiz bir lezzet bırakır. Bu da konulan kimyevi maddelerin iyi ayarlanmamasındandır. Şayet çocuklannızın, eşinizin, dostunuzun bu suni malzemeleri yemesine razı olmazsanız bu hafta size evde çok kolaylıkla yapacağınız iki dondurma tarifi vereceğim. Birincisi, birçok arkadaşın çok beğendiği, o zamandan beri de sık sık yaptığım bir larif. tkincisi ise şamfıstıklı dondurma. Yalnız kalorilere dikkat! D 1 litre sütü, 200250 gr. şekerli ve 5 gr. kadar saf sahlebi koyulaştırana kadar pişirin. (Sahlep saf değilse muhallebi kıvamına getirebilmek için az nişaşta eklemek gerekir). Piştikten sonra dövülmüş 100200 gr. şamfıstık içine ilâve edip dondurun. Fıstıkh dondurma 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle