05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

için büyük bir malzeme oluşturmuştur. Kuşkusuz, 'ah bir iki serüven yaşasam, ne güzel şeyler yazacağım' diyen bir yazar yoktur. Hiçbir sanatçı sertiveni sanatlanna malzeme oluştursun diye yaşamamıştır. Yine de Gaugin, Stevenson gibi sanatçılan ayn tutmak gerekir. Onları uzak Ulkelere ve özellikle gelişmişliğin başındaki toplumlarda yaşamaya iten serüven tutkusu değil, tam tersine çağdaş toplumlarda tadamadıkları huzuru bulma arayışıdır. Serüven ve yazarlar arasındaki ilişkiyi düşündUğümüzde bazı adlar ötekilerin arasından öne çıkar. 1. Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkım, değerlerin ve inançların alt üst oluşu, amaçsız, yolunu çizemeyen bir kuşağın oluşmasına yol açmıştı. Gertrude Stein'ın admı koyduğu ve Hemingway'in "Güneş de Doğar"da (1926) üzerinde durduğu bu 'yitik kuşak'tan birçok yazar çıkmıştı. özellikle S. Maugham'ın 'Bıçak Sırtı' (Rasor's Edge 1944) adlı romanı da bu kuşağın çıkmazını ele alır. S. Fitzgerald, E. Hemingway, E.E. Cummings savaşta Kızılhaç şoförlüğü yapan yazarlardan yalnızca birkaçıdır. Hemingvvay'in tüm yaşamı boyunca yerinde duramayarak serüvenden serüvene koşuşu; ski, boğa güreşi, balıkçıhk gibi meraklar geliştirmesi; Nairobi'den Madrit'e uzanan, lspanya Içsavaşı'nı da içine alan yıllardan ve mutluluğu bulamadığı dört evlilikten sonra canına kıyması serüvencilik ruhu olduğu kadar kökleri savaşa uzanan o yitişin öyküsüdür de. tspanya lçsavaşı Batılı aydınların son büyük serüveni olmuştur aslında ve yitik kuşağın birçok üyesi bu savaşa şu ya da bu biçı'mde katılmışlardır. lspanya lçsavaşı serüvende paranın yer almadığı ender olaylardan biriydi. ldealler paranın Ustünde yer alıyordu. Yine de serüven deyince beş yazar adı özellikle aklıma geliyor. Bunlardan üçü serüvenciliğin tanımlarına tam anlamıyla uyuyorlar. Bir tanesi mesleği gereği serüven dolu bir yaşam sürmüş. Biri ise ötekiler gibi çok dolu yaşamış olmasa da en güzel serüven romanlarını yazmış. Bu sonuncusu, R. L. Stevenson. Otuz dört yıllık kısacık ömrüne şiir, deneme ve roman dallarında sayısız yapıt sığdırmış. Iskoçya'. da doğan Stevenson, baba mesleği olan gev m i ve deniz feneri yapımcılığı nedeniyle denize ve yolculuğa küçük yaşından başlayarak derin bir sevgi besledi. Genç yaşta vereme yakalanması onu ılıman iklimlerde yaşamaya zorladı. Avrupa'da tanıştığı Amerikalı bir kadınla evlenerek yeni kıtaya gitti. Avrupa ve Anıerika arasında birçok kez gidip geldikten sonra Güney Pasifik'teki Samoa'ya yerleşti ve orada 1894'te veremden değil, ama beyin kanamasından öldü. 'Define Adası' (1883) onu tüm dunyaya tanıtan yapıtı oldu. Beni, kendi hesabıma, yalnızca bir serüven romanı olarak değil, okuduğum her şey arasında en derinden etkileyen metin olmuştur Dcfine Adası. Çocukluk duşleriyle karışan korsan çığlıkları, uzak denizler, vahşi tamtamlar benı hep çok ısteyip de gidemediğim yerlere doğru surukler. Serüveni insana kendi içinde yaşatan en güzel kitaptır 'Define Adası.' lngiliz dilinin büyük ustası Joseph Conrad'ın yaşam öyküsü de başlıbaşına bir serüvendir. Jösef Teodor Conrad, Nalecz Korzeniowski olarak Ukrayna'da, Polonyalı bir toprak sahibinin oğlu olarak doğan bu gözüpek serüvencinin, yirmi yaşından sona öğrendiği bir dilin virt>üozu olması dünyada eşine rastlanmayacak tekil bir olay, bir bilmece olarak duruyor hâlâ. Babasının şiddetli bir Pelonya milliyetçisi olması, aileyi Kuzey Rusya'da sürgüne sürükler. On ikisinde annesiz babasız kalan Conrad, mutsuz, yalruz, ama sürekli okuyan bir çocuk olarak, Krakovv'a, dayısının yanına yerleştirilir. Serüven ve denizle ilgili öykülere düşkündür. Hugo'nun "Les travailleurs de la mer'i" onu derinden etkilemiş olmalı. On altı yaşında dayısından izin kopararak Marsilya'ya gelir ve miço olarak Fransız gemileriyle Uç kez Batı Hint Adaları'na yolculuk yapar. Marsilya'ya dönüşünde siyasi olaylara karışır, lspanya tahtında hak iddia eden Don Carlos için şimdi sahibi olduğu gemiyle silah kaçırır. 1878'de bu hare Ernest Hemingvvay, 1941 yılında Sun VValleyde oğlu Gregory ile. Fotoğrafı çeken ünlü fotoğrafçı Robert Capa, İspanya iç savaşınm silah sesleri arasında karşılaştığı Hemingvvay'e hayranlık duymuştu. Hemingvvay, tüm yaşamı boyunca serüvenden serüvene koşmuş, dünyayı dolaşmış. İspanya iç savaşını da içine alan yıllardan ve mutluluğu bulamadığı dört evlilikten sonra canına kıymıştı. hep ketli yaşam bir felaketle sonuçlanır. Conrad ağır yaralıdır. Daha sonraları yazacağı The Arrow of Gold'da (1919) bunun düello sonucu olduğunu belirtecektir. Dayısına göre ise Conrad intihara yeltenmiştir. Bir an, bu girişimin başarıyla sonuçlanmasının büyük bir dehayı yok edeceği, Conrad diye bir yazarın asla varolmayacağı düşüncesi insanı nasıl da irkiltiyor. Conrad'ın yapıtlarının çoğu denızle ilgili öykülerdir. llk romanı olan "Almayer's Folly" (1895) Borneo ormanlarında ve nehirlerinde ticaret yapan bir Hollandalının öyküsüdür. "An Outcast of the Islands" (1896), "The Nigger of Narcissus" (1897), bizdeki adıyla z"ölüm Seferi", Lord Jım (1900), "Karanlığın Yüreği"ni de içeren "Youth" (1902), Nostromo (1904) hep Asya, Afrika, Güney Amerika'da geçen uzak ülke öyküleridir. Ama bunlar sıradan serüven öyküleri değildir. tnsan deneyimlerinin, vicdan ve ahlakın ele alındığı, yabancı kültürlerin içinde modern insan daVranışlarının irdelendiği öykülerdir bunlar. Conrad çağdaş insanın yabancılaşmışlığını, gizli suçluluk ve korku gibi duygulannı en iyi anlatan yazarlardan biri olarak seçkinleşmiştir. Yine gençliklerinde yaşadıklan serüvenleri kâğıda döken iki yazar da Mark Twain ve Jack London'dır. Twain'in çocukluğu Missisipi nehri kenarlannda geçmiştir. Yazı yazmaya erken yaşlarında başlar. Bir yandan da nehir gemilerinde kılavuzluk yapmaktadır. İç savaşın başlamasıyla onu Güney ordusuna alırlar. Ne var ki iki hafta sonra ordudan firar eder. Kendi deyişiyle, o her zamanki mizahi üslubuyla, istifa ettiğini yazacaktır. Nevada'ya kaçar ve kolay yoldan zengin olma planlan içinde gümUş aramaya başlar. Ne var ki sonuç kocaman bir sıfırdır. Kendisini gazeteciliğe ve yazı yazmaya verir; bu yoldan, gümüşten kazanacağı paradan daha fazlasını kazanır. Ne var ki, gerek Missisipi kıyılarında geçen çocukluk yılları, gereksc gümüş peşinde koştuğu yıllar, ona büyük bir yaşam zenginliği kazandırmıştır. Yine de dünya yazınının en büyük serüvencisi Jack London'dır diyebiliriz. Doğumu bile büyük bir tesadüftür. Çünkü kendisine hamile olan annesi, birlikte yaşadığı adam onu terk edince intihar etmek istemiş ve başaramamıştır. Kurşun, kadına ve bebeğine zarar vermemiştir. Conrad ve London'ı düşününce tesadüflerin yaşamımızdaki önemli yerlerini bir kez daha anhyoruz. Bu mutlu tesadüfler duzenliyor sanki bizleri. Oysa Puşkin, Lermantov gibi düelloyu kaybedenleri, Mayakovski gibi intiharı başanya kavuşturanları acıyla anıyoruz şimdi. Neyse, London için doğum büyük bir şans mı olmuştur? Ailenin sefaleti onu eğitimin dışına, hayatını kazanmaya sürüklemiş ve bu genç adam, gazete satıcılığıyla başlayan gezgınci hayatını, giderek merkezden uzaklaşan halkalar gibi, daha ötelere sürükleyerek geçirmiştir. Çok küçük yaşta hırsızlık, serserilik, avcılık yaşamına girmiştir bile. Japonya kıyılannda fok avcılığından, Kanada ve Alaska'ya kadar uzanan serserilik yılları, sık sık polisle başının derde girmcsine de neden olmuştur. Bir ara üniversiteye de girer. Şimdi Marx'ı Nielzsche'yi, Darwın'i okumaktadır. Bu metinler hayatını değiştirir. Ama 1897'de çevreyi altın deliliği sarmıştır. London durur mu? Altın hırsı onu sarmıştır. Ama Tvvain gibi, mutlu tesadüf, onu da eli boş çıkaracaktır. Çünkü 1893'te bir ödülle başlayan yazınsal kariyer, altın zengini olmuş biriyle asla süremezdi. Altın, Londonın son büyük serüveni oldu. Yaşamı bundan sonra yazar ve adaletsiz dünyanın gözüpek bir eleştiricisi olarak sürdü. 1916'daki intihar mı olduğu belirsiz ölümü bütün Amerika'yı sarstı. Elinde bir gezi kitabı açık duruyordu. Belki son kez uzak bir yolculuğu düşlemiş ve gözlerini bu mutlu rüyayı hapsetmek için kapatmıştı. Arthur Rimbaud'nun serseri yaşamı kendisini, henüz 17 yaşındayken yazdığı 'Şarhoş Gemi' adlı şiirinde ele verir. Uzak, egzotik ülkelere gitme, uzaklaşma isteği şairi iliklerine kadar yakmaktadu. 17 yaşını doldurmadan önce Uç kez evden kaçmıştır zaten. İkisinde arandığı, birisinde serserilik suçundan yakalandığı için evine gönderılir. Şarhoş Gemi'yi gönderdiği Paul Verlarne onu hayranlık içinde Paris'e çağırır. Ne var ki Rimbaud'nun, aksi, saldırgan kişiliği, ondan bir türlü ayrılamayan Verlaine'in, tüm dostlarını yitirmesine neden olur. Birlikte Belçika'ya ve lngiltere'ye giderler. Bu büyük dedikodulara neden olur. Karısı Verlaine'i sapıklıkla suçlar ,boşanırlar. Arthur, Verlaine'in parasını son kuruşuna kadar bitirdikten sonra onu terk eder. Bir kavga sonucunda Verlaine onu tabancayla yaralar ve hapse girer. Rimbaud ise kayıplara karışır. Bütün şiirlerini 1519 yaşları arasında yazan bu dahi çocuk, sonraki yaşamını şiirlerinde düşlediği gibi serüvenler içinde geçirir. Afrika'da kahve, parfüm, altın ve fildişi ticareti yapar. Yerliler arasında bir tür lider olmuştur. Italya ve Fransa'nın Afrika konusundaki çatışmalarına karışır. Kangrcn olan bacağının tedavisi için Fransa'ya döner. 1891'de otuz yedi yaşında ölür. Şiirlerinin çoğu ölümünden sonra yayımlanır. Rimbaud'nun öbür serüvenci yazarlardan farkı yaşadıklannı değil, yaşamak istediğini yazmış olmasıdır. O özlemlerini yazmış, yaşamaya başlayınca yazmasına gerek kalmamıştır. Rimbaud dünya yazınının belki de en büyük serüvencisidir. Serüven ne zaman sona erer? Belki hiçbir zaman. Yaşamın kendisi bir serüven değil mi? Hepimiz yarını araştırmıyor muyuz? Gün batarken ulaştığımız tepe son durağımız olmuyor hiçbir zaman. Gün doğunca bilmediğimiz yollara, karşıki tepelere doğru yola düşüyoruz ve yolculuğumuzun ortasında hiçbir yere varamadan ölümün bizi beklediği yere doğru sürükleniyoruz. Ama hep umut içinde... Çünkü yine Stevenson'ın dediği gibi, "umutla yol almak, bir yere varmaktan çok daha güzel' geliyor bize. Serüven özlcmlerimizi gerçekleştiremezsek bile bütün o güzel yazarların kitaplarını okuyup avunuyoruz. Biz yerlerinden kopamayan asırhk ağaçlar gibiyiz. Sorumluluklar, kurallar derin köklerimiz bizim. D 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle