Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bat Bertin: Kreuzberg'de kanal ve yanı sıra uzanan metro istasyonu. liyor Almanların. Meğer Tank'tan para isterlermiş bira almak için. Tank 2 mark vermeye razıymış. Alman ise 5 mark istiyor. Bunun pazaruğmı yaparlarmış. Berlin'in bakımsız bölgesi Kreuzberg. Bir ay kadar önce Reagan gelmiş Berlin'e. Kreuzberg'de olaylar çıknuş. Arabaları devirip yakmışlar Reagan'ı protesto etmek için. Asfalt hâlâ yanık izlerini taşıyor. "Duvar" gibi Kreuzberg'de de evlerin ön yüzleri renk renk boyalı. Pencere kenarları, kapı üstleri hep resimlerle dolu. "Burada klralık ev yoktur" diyor Tarık, "Çünkü ev boşaldı mı ya da boş bir ev varsa heraen isgal edilir." Kreuzberg bir küçük tstanbul. Döner, lahmacun, her sey var. Bir dükkâna girip merj cimek çorbası içiyoruz. Köşe başlannda bij berler, patlıcanlar... Sanki Berlin değil, Akı saray pazan. Yolda, "Gutentag" yerine "merhaba"ylrselamlaşıhyor/ "çüs" yerine, "hadi eyvallah" ile. Hiiseyin, Kreuzberg'de kitapçı. Ama kitaptan baska her şey var dükkânında. Şaraplar, tütünler, karpuzlar... önceleri kitap satıyormuş. Ama işler ters gidince, kitap satamaz olunca, dükkânı değiştirmeye başlamış. Kitabın yerini başka mallar almış. Tezgâhın altındaki ocaktan çay veriyor. Bol miktarda tütün alıyorum Hüseyin'den, bir de sigara sarma makinesi. Pazar günleri kesinlikle yasak dükkânı açmak. Ama Hüseyin kolayını bulmuş. Pazar günü dükkânın kepengini bir kanş açıyor. Gelen, kepengi iki tıklatıp ne istediğini fısıldıyor. Hüseyin de anında siparişi kepenk altından ulaştırıyor. Böyle geçti ikinci gün. Akşam Aras Ören'le buluşacağız "ManeJ" adlı anlatısında sözünü ettiği Savigny Platz'a gitmek için. Münih'te yaşayan ve şiirlerini Almanca yazan şairçevirmen Zafer Şenocak var ören'in yanında. Burada sözü ören'c bırakalım: "Savigny Plat/ ü/erinden geçiyoriar. Kant Strasse'den akan taşıtlann farlan upuzun bir ışık huzmesi. Altlarında alan; alkol kokulu bir bıizne yaslanmış. Demiryolu köprüsünün hemen dibinde, sag yanında, önünde biç eksik olmayan iki orospu gölgesiyle Pansiyon Sophia; onu geçince Schtımann Bar. Carmer Stra$se"nin girişinde, kapısında ince san neonla "Berliner Kindl" yazılı 'Dicke VVirtin' birahanesi, karşısında 'Cour CareeBistro'. Daha sonra Grollman Slrasse, köşesinde Zwiebelflsch. " Zwiebeirısch'te sabahlayacağız, öyle görünüyor. Bacardi ve Calvados. Gece bitmek bilmiyor. Yaman Okay geliyor. Kansı Meral. Yaşar, Cafer, Sezai. Theos ve Nicos. Saatler ne çabuk tükeniyor. ören bira içiyor. "lyi bira yedi dakikada gellr", diyor, "Damla damia dolacak bardaga. Bir bes markı biranın köpiiğünün üzerine koydugun zaman madeni para öylece duracak, dibe batmayacak." BIR SU USTU KENTI: BERLIN Gökdelenleri olmayan bir kent Berlin. Bir su üstü kenti. Geniş bulvarları ve kanallarıyla göz alıcı, çevresi duvarlarla sınırlı bir kent. 1914'ten 1918'e, 1919'dan 1922'ye bolüm bolüm Alman tarihi sergileniyor. Bir çekiç, Singer dikiş makinesinin bir kolu, bir gazete kupürU, Alman meclisinde oyların dağılımt, özetle Alman tarihini ilgilendiren ne varsa toplanmış, temizlenmiş, bir dtlzene konmuş, sergileniyor. "Çıkalım" diyorum Acem'e, "Bogulacagım!.." Tiergarten'in çimlerine atıyoruz kendimizi. Güneş iyice yükselmiş. Yüzümüze Spree ırmağının serinliği vuruyor. Ama ırmağın kıyısına varmak olanaksız. ÇUnkU bir "duvar" ırmağın kıyısına inmemizi engelliyor. Spree ırmağj agır ağır geçiyor önümüzden. Bir kuleye çıkıp Doğu'ya bakıyoruz. Hiçbir hareket yok. Duvarın Batı'ya kalan yüzünde renk renk resimler. Kim aklına ne gelmişse, almış fırçayı eline, boyamış. Bir küçük mezarın önünde duruyoruz. Üzerinde solmuş çelenkler ve yeni bırakılmış taze çiçekler... Mezarın yanı başında, Rosa'nın öldürüldüğü yerde olduğu gibi sıra sıra tabelalar. Üzerlerinde isimler ve tarihler. Doğu'dan kaçanların mezarı bu. Tabelalar da onların. En son kaçanınki, 15 Ocak 1987 tarihini tası ">r. Braya da bir anıt dikilecekmiş. Buyle geçti birinci gün. Her ay 600 bin kitap Reflk Durbaş I BERLİN "Burda yalıyor gOmülü Rosa Luxemburg Polonyalı bir Yahudi öncil savaşçısı Alman işçisinin Buyruğuyla Alman ezenlerin öldüriildü. Evlenler Gömün bOlünmüflüğünüzü!" n Uneşli bir sabah Berlin'de. CorneUus kanalının kıyısında durmuş, Rosa Luxemburg'u düşünüyorum. Rosa ile birlikte Karl Liebknecht'i. DUimin ucunda, B.Brecht'in yukarıdaki dizeleri. Comelius kanalının kıyısında bir beyaz levha. Çevresini otlar bürümüş. Kanala yeşil dallann ışıltısı vuruyor. Bir de tam arkamızdaki Reichstag'ın gölgesi. Acı yeşil bir su... Rosa ile Karl bu yörede öldürülüp cesetleri burada kanala atılmış. Tarih 15 Ocak 1919. Bu, geçici bir anıt. Suyun yüzünde belli belirsiz yüzlerini görüyorum Karl ile Rosa'nın. 4JCulağımın içinde Hitler'in boğucu sesi. Reichstag'dan korkunç uğultular yükseliyor. Tabelanın üzerinde sade bir yazı: "Banş, demoknui ve sosyalizm içln savaşular." Berlinliler buraya yeni bir anıt dikecekler Rosa'nın ve Karl'ın anısını yaşatmak için. Kanalın karşısı Doğu Berlin. Bütün ha$metiyle yakılmış yıkılmış Brandenburg kapısı görülüyor. Kanalı sağımıza alıp Reichstag'a dogru yürüyoruz Acem özlcr'le. Reichstag bir büyük müze haline dönüsl tttrülmttş. { Muzenin her kaü, her katın bir bölümü Almanya'nın canlı bir tarihi. 1871'den 1894'e, G Oranienstr'nin Prinzenstr ile kesiştiği köşede dört Alman önümüzü kesiyor. Yüzleri ve saçian boya içinde. Kollarında ağır zincirler. Deri pantolonlar baldırlanna yapışmış gibi. Köşede bir tümseğe oturmuş, bira içiyorlar. En şişmanları Tarık'm omuzuna elini koyup bir şeyler söylüyor. Bir korku yalazı yüzümü yalayıp geçiyor. Tank cebinden paralar çıkarıp havada sallıyor. Şişman Alman bir an öfkelenip, sonra kahkahalar atıyor. Ne olup bittiğinin farkına varamıyorum. Ne kadar zaman geçti? Kaç saattir buradayız? Tank da öfkeleniyor ve ardımıza bakmadan yürüyoruz. Ardımızdan gülüşmeleri ge Kreuzberg, bir küçük istanbul Kreuzberg, Berlin'de Türklerin en yoğun olduğu bölge. Punkçulann, yesillerin, feministlerin de... : Tank Seden'le Kreuzberg'i geziyoruz. Postdamer Caddesi'nin dükkanlan onunde müşten beMeven sokak kadınlan.