Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZAR EĞLENCESİ Nevzat Erkmen Al Takke Ver Külah En alttaki harfe birer harf ekleye ekleye yukarıya doğru ilerleyiniz ve "DİKİLİTAŞ" anlamına gelen bir sözcüğe ulaşınız. Pazaroyun Labirent Şeyhln develeri D'den başlayıp X'e gideceğiz. Duvarların arasından ya da duvarların üzerinden ılerleyebilirsiniz. Ancak, duvarlara, merdivenlerden yararlanarak çıkıp ınmek gerekır. Şeyh Şehsüvar, vasiyetinde, ailesinln üyelerinden birine bırakılacağı özellikle belirtilmeyen her türlü varlığının, kurmuş olduğu vakfa bırakılmasını istemektedir. Şeyh, develerini şu şekilde dağıtmıştır: "En büyük oğlum develerimin yarısını, ortanca oğlum üçte birini, en küçük oğlum da dokuzda birini alacaktır." Sadece on yedi deve kaldığından, Şeyh'in üç oglu bunları, develerden birini kesip parçalamadan nasıl Tanımlar bölüşeceklerini bilemezler. Bu sorunu nasıl 7. Cinsel gücü artırıcı bir çözeceklerini tartışırlarken, bir deveye binmiş vitamin bir bilge kişi çıkagelir. Gençler, bilgeye ne 6. iiave yapmaları gerektiğini sorarlar. 5. Eisenhover'ın kısa adı "Çok basit," diye yanıtlar onları bilge. 4. Prensip "Benim devemi sizinkilere ekleyelim. 3. Olabilir ki Böyiece on sekiz deve olur. En 2. Süleyman Peygamber büyüğünüz dokuz deve alır, ortancanız zamanında Saba ülkesinde altı deve alır, en küçüğünüze de iki deve <» hüküm sürmüş olan güzel düşer. Zaten bunların toplamı da on yedi deve eder. Şeyh babanızın kadının adı size bıraktığı sayıda deve yani." Şeyhin oğulları bu öneriyl kabul edip on yedi deveyi aralarında MlniOyun paylaşırlar. Bilge kişi de kendi devesine biner ve oradan Burada altı adam var. Blri, tüm ötekilerden farklı. Hangisi? Ne bakımdan? uzaklaşır. 3i Z C e bu çözüm herkes açısından tatmin edici bir çözüm olmuş mudur? Olmamışsa, niçin olmamıştır? Meraklının Kösesi Maupassant pantolonunu ödünç veriyor? Fransız yazarı Anatole France (18441924), yüzyıl başlarındaki kimi sosyalizan düşünceleriyle bazı aydınlarımızın gözünde "tozlu sayfalar arasındaki sempatik ihtiyar" iken okuryazar feministlerimiz tarafından pek sevilmez: Çünkü üstat, kadınlar hakkında ilerigeri, pek çok kelâm etmiştir. Ancak nerhalde bu karamsar ihtiyarın ince hicvine kimsenin bir diyeceği yoktur. Profesyonel bir abartma var mı bilemeyiz; ama bizce, çağdaşı'olan ünlü öykücü Maupassant'ı (18501893) hiç kimse, bir fıkracık çerçevesinde, Anatole France kadar canlı bir biçimde anlatamamıştır: "Daha Horla'yı yayımlamazdan çok önce ben Maupassant'ın kafadan çatlak olduğuna kanaat getırmiştim. Onu yalnız başına bulabileceğimi düşünerek evine gıttığım bir akşam, büyük bir davet verdiğini gördüm. Girişte karşıma çıktı. Ben, kılık kıyafetim yüzünden özür dilemeye koyuldum. Beni dinlemez gıbi çıkıştı: Ama neden kalmıyorsunuz ki? Gördüğünüz gibi, kıyafetim müşaıt değil. Önemi yok. Tamam; benimkini ister misinız? Ben şaşkın, bakakalmışken, o, kadınlarla dolu girişte, yeleğinin düğmelerını çözüp pantolonuna el atmıştı bile ve kararlılıkla tekrarlıyordu: Pantolonumu ve giysilerımi size vereceğim! Bu zavallı deliden kurtulabilmek için epey ter döktüm o qece."D LMOIA... Dünyanın en yaşlı genç evlilerl Ne demişler, "Aşk, sen her şeye kadırsin! "Evet, onlar da birbirlerini sevdiler Korsika doğumlu Jacques Romanetti, emeklı topçu albayı, Fransa'nın Nıs kentinde mukim, 98 yaşında, Legion d'honneur nışanı sahibı. Celestine Audiberti ise, 92 yaşında ve albay Romanetti'nin eski baldızı dul bir bayan. Uzun zamandır birbirlerini seviyorla.dı venisan ayı sonlarında Nis'teki muhteşem düğünde, bu uzun aşkın sırrını, "ölçülü davranışlarına ve hatırı sayılır bir yaşam coşkusuna" bağladıklarını belirttiler.D 27