Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I L D M Ü Z E S İ ' N D E B İ R G E Z İ RAMANhOTOMOBİL oldukça benzer eşdeğerleri haline natçılar tarafından sevdayla inşa ıhlplenen bütün bir halk tarafından, çağdaş eser." ROLAND BARTHES EUiIi ve altmışü yıllarda tstanbul'da da nispeten sık görülen ve pek an taksiye düşmüş olan "Studebaker", Amerikan otomobilleri arasında en Avrupalı olanıydı. Ünlü stilist Raymond Loewy'nin "Champion" ve "Commandcr" dizaynını çizmiş olması da bunda etkendi. Basık, aerodinamik, narin ve yarı spor bir görünümü vardı. "Sludebaker'ın bendeki mitosu, altmışlı yılların başındaki bir "Life" dergisinde basılmış bir reklam. Geri planda San Fransisco ve "Studebaker"dan çıkan bir kadın. Otomobilin kadından daha güzel olduğunu hatırlıyorum. Bir de, o tarihte, "One More Chance"ın moda olduğunu. "Packard" ise, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye"de de lüks bir otomobildi. Sekiz silindiri çok yavaş devirle döner ve mırıltı yapan bir ses verirdi. "Clipper" tipinde olanlarının cüsseli ve biraz tankı andıran bir silüeti vardı. tarafsız 1954 ve 1955 modelleri. Müzenin ikinci katına çıkıldığında, Avrupalı efsaneler birinci planda. önce, "Citroen önden çekiş yedi beygir"i. Firmanın kurucusu Andre Citroen'in acTıyla birlikte anılan model. ötekı efsane model ise, hâlâ üretilmekte olan "2 CV". "tki beygir", belirli bir Fransa imajının da sembolü. IstanbuPda papaz mekteplerinde okuyan ve Rimbaud'ya, Sartre, Camus'ye girizgah yapan Müslüman TUrk çocuklarının Paris'e gittiklerinde sahip olacaklarına mutlaka inandıkları otomobil. "Boul Mich"ten "Saint Germain"e sapma ve lam "Les Deux Magots" önüne park edip, Sartre'nın gelmesinı bekleme hayallerinin otomobilı. "Citroen"in müzedeki öteki olumsuz modeli ise, Barthes'a, "Bugttn, otomobillerin, gotik kalcd rallerin oldukça benzer eşdeğerleri haline geldiği kanısındayım. Yani, bilinmeyen artisder larafından sevdayla in>a edilmiş, onda tamamen sihirli bir nesneye sahiplenen butun bir halk tarafından, irnajında ve kullanımında tuketilen buyiık bir çağdaş eser" dedırten "DS". Almanlar. Her zaman ve herkes için bir şeyler çağrıştırmış olan "Mercedes" ve "Volkswagen"leri bir kenara bırakır, Alman otomobillerinin bütün zamanlarda çok sağlam olmuş olduğunu vurgular ve "Autoworld"daki "OpeP'in önunde duraklarsak, Karıncaezmez Şevki" Mithatpaşa Stadyumu'ndan çıkmış da, Gümüşsuyu yokuşuna vurmuş da "Opel"i de çekrnez olmuş demektir. "Skoda" belediye otobusunün içindeki Fenerbahçeli taraftarlar da, Şevki'ye "Kova Galata" diye bağırmak densızliğinde bulunmuş ve "Karıncaezmez" manivelayı kaptığı gibi koşmaya başlamıştır. Bir de, *acı Necip Bey, Emirgan'a gelmeden Istinye'de "Opel"ini durdurmuş, aksam için Manol'dan kefal seçmektedir. "Opel"ın şarkısı her halükârda alaturka: "Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin icra edeceği ilk parça, Nikogos Aganın Isfahan Mıısenımem bestesi: Duşme ey aşık hayale, yağma yok / Yağma yok hanı visale, yağma yok." "A" modeli bir Ford 192930'lu yılları Önden çekışli "V 8" motoru ıle 1936 model bir Cord 1950 öncesının Amerikan ruyası Chr. Pıerce Arrow 1930'lann ünlü Amerıkan markası Istanbullu şoförler, hakiki ve sahte ltalyan otomobillerinin içinde benim için bir "Packard" dolmuşlarda, Yemen'c gidiş türtanesi var. "Alfa Romeo". 1957 model ve spor. küleri ve Rumeli havaları dinlerdi. Amerikan arabası dendığınde, ılk akla ge Mitosu, sinema tarihinin en büyük mitoslarınlen iki marka, "Ford" ve "Chevrolef'dir. Bı dan biri. Godard'ın "Nefref'inde sondan bir rincisi firma kurucusunun adını taşır. tkincisi önceki sekans. Benzincinin önü ve "Alfa Rode, "General Motors"un en popüler arabası meo"nun yanı. Jack Palance Brigitte Bardotdır. Brüksel müzesindeki "Ford'Marın haddi ya, "Bu akşam Roma'da benimle yemeğe hesabı yok. lhtilalci "Ford T'ler, Stcinbeck' gelecek misin?". Brigitte Bardot, Jack Palanin "Gazap Üzumleri"ni, "Bonnie ve Clyde"ı, ce'a: "Sonre söylerim. Şimdi Alfa'na bin". Üç Chicago gangsterlerini çağrıştınyorlar. Daha saniye sessizlik, "Romeo", "Nefret"in son sesonraki modellerde "derin Amerika" var. Be kansı: "Alfa Romeo" otoyolda bir kamyonun yaz bir kuğu kuşuna benzeyen "Thunderbird" altında. Brigitte Bardot ve Jack Palance'ın ceise, Trakyalı çiftlik beylerini hatırlatıyor. setleri üzerine doğru büyük plan. "Muslang"da da, altmışlı yılların Bağdat Otomobiller mitosturlar. Brüksel'deki en yeCaddesi gençliği ve yeni tip şehir burjuvazisi ni efsane ve masal müzesi "Autoworld"dür. mevcut. Bir de, Ldotıch'un "bir kadın ve bir Adresi: Musie de CAutomobile. Palais du erkek" filmi. Benim tercihim ise, standart ve Cinqdntenaire. Bruxelles 1040. Belçika. D Bir resmıgeçıt otomobilı 1955 model Cadıllac, 8 sılındırlı 17