26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 28 Mayıs 2013 Salı Sıfır çöp politikası ? DR. İSMAİL KILINÇ S anayi devriminden bu yana ürettiğimiz çöpün miktarı çeşitlenerek arttığı gibi zehirliliği ya da tehlikeliliği de artıyor. Öte yandan giderek tükenen hammaddelerin yerini geri dönüşümle elde edilen ‘ikincil hammadde’ adı altında alan çöp hem hammadde piyasasını düzenliyor hem de şirketlerin kâr oranına katkıda bulunuyor. Dünyada günde yaklaşık 10 milyon ton çöp üretiliyor. Yıllık çöp miktarı (2006), tahminlere göre yaklaşık 3,4 ila 4 milyar ton/yıl. Toplanan çöp miktarı belediye çöpleri için 1,23 milyar ton, sanayi çöpleri için 1,2 milyar ton ve tehlikeli çöpler için 300 milyon ton; toplamda 2,74 milyar ton. Çöplerin %68’lik bir bölümü toplanmakta ve kalan kısmı ise vahşice doğaya dökülmektedir. Türkiye’de üretilen belediye çöp miktarı (2006) 35,9 milyon ton olup bunun 29,7 milyon tonu toplanmaktadır, yani çöplüklere gitmektedir. Sanayi çöpü miktarı ise 17,5 milyon ton olup bunun 7 milyon tonu toplanmaktadır (2004). Sıfır çöp politikası geri dönüşümü sonuna kadar zorlayan bir politikadır. Geri dönüşüm sayesinde kurtarılan enerji miktarı çöpün yakılması ile elde edilen enerjiden yüksektir. Amaç hiç çöp üretmemek değil. Çöp üretimi kaçınılmaz. Amaç çöpü geri dönüşümünü sağlayarak ikincil hammadde yaratmak. Bu nedenle sıfır çöplük politikası demek yerinde olur. Sıfır çöp kavramı da Paul Hawken tarafından ‘Natural Capitalism’ (Doğal Kapitalizmnasıl bir şeyse !) eserinde ortaya atılmış. Sıfır çöp gereksiz çöplerin ortadan kaldırılmasını, üretilenlerin kompost ya da geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanılmasını ve bunlar olmazsa çöpün yasaklanmasını amaçlayan çöpü yöneten değil ortadan kaldıran bir felsefe, strateji ve pratik araçların (kaynakta ayrım, toplama, altyapı, yönetmelikler v.b.g.)tümü olup çöpün çöplüklerde yığılmasına ve yakılmasına karşı çıkan bir görüştür. Çöpü üretim sürecine yeniden sokmaktır. Çöpün insan ve doğaya verebileceği zararı en aza indirmektir. Sıfır çöp uygulamaları genelde yerel düzeyde gerçekleşmektedir. Bunlardan birkaç örnek verelim: 1996’da Avustralya’nın Canberra kenti yıllık 440.000 ton olan çöpünü 6 yılda %40 azaltır yani çöplüklere gitmesini engeller ve geri dönüşümü %80 artırır. Çöplerin %51’lik gibi önemli bir kısmı çöplüklerden ve yakma birimlerinden kurtarılır. Kanada’da Toronto kenti 2006 yılında çöplerin %60’ı çöplüklerden kurtarır ve 2010 yılında tam anlamıyla sıfır çöp politikasına geçeceğini açıklar. ABD’de Kaliforniya eyaleti yıllık 70 milyon ton olan çöp miktarının %48’i çöplüklerden kurtarır. Yerel uygulamaların dışında kimi üreticiler ve birlikleri de sıfır çöp politikasını kabul ederek ürettikleri ürünlerin geri dönüşümünü sağlamaya çalışıyorlar. Rank Xerox firması 16 Avrupa ülkesinden topladığı fotokopi makinelerinin geri dönüşümünü sağlayarak 10 yılda 100 milyon dolar gelir sağlamış olup çöpe giden kısım sadece%5. Ambalaj, pil, akü, lastik üreticileri de geri dönüşüm yoluyla çöplerini kurdukları birlikler aracılığıyla topluyor. Ancak tüm bunlar çöp yönetmeliklerinin üreticileri geri dönüşüm için zorunlu tutmasından kaynaklanmaktadır. Her nesne sonsuz şekilde kullanılır ilkesiyle ‘birinin çöpü diğerinin kaynağı olmalıdır’ der. Bu amaçla kurulan EPEA (Environmantal Protection and Mimar Bill McDonough ve kimyacı Michael Braungart’ın ortaya attığı ‘Beşikten beşiğe’(cradle to cradleC2C) adlı kavramda sıfır çöp politikasının bir başka adıdır. Çöp yoktur sadece kaynak vardır ilkesiyle hareket eden bu kavram döngüsel bir sistem önerir ve yeniden kullanım ve geri dönüşüm ürün tasarlandığından itibaren planlanır. Encouragement Agency) ajansı 10.000 dolar karşılığı(!) üretilecek ürünlere sertifika verir. Sertifika için 5 ölçüt vardır: Ürünlerin kullandığı malzeme zehirli olmayacak yani malzeme içeriği doğaya zarar vermeyecek, yeniden kullanılabilir olacak, yenilenebilir enerji kullanacak, su kaynağına ve toplumsal kurallara saygılı olacaktır... Çöp artık değerli bir hazine olmuştur ve geri dönüşüm kârlı hale gelmiştir. Özellikle kâğıtkarton, plastik, cam gibi ürünlerde getiri yüksektir. Geri dönüşüm için yapacağı yatırım maliyeti ya da çöpü kaynakta azaltmak için yapacağı yatırım maliyetini çöpten kazanacağı gelirle ya da yeni ürünle elde edeceği piyasa getirisini karşılaştırır. Bu karşılaştırma sonucu çöple ilgilenir. Kimi kez ceza ile maliyeti karşılaştırır. Cezayı ödeyip üretime devam edebilir ya da yatırımını başka ülkede gerçekleştirebilir. Petrokimya, demirçelik, cam, çimento, elektrik üretimi gibi sektörler karbon salımının ve katı, sıvı, gaz çöplerinin başlıca sorumluları olup çokuluslu şirketlerin denetimi altındadırlar. Diğer sektörlerde üretilen artı değere el koyarlar ve aşırı kâr arayışındaki sermayeleri kendilerine çekerler. Devlet’in çöp azaltma politikası çöpü azaltma ya da çöpten elde edeceği geliri dikkate alır. Ürettiği çöpün doğa ve insan için tehlikeli olup olmadığını değil! Daniel Tanuro’nun da dediği gibi kapitalizm yeşertmez, çürütür. Kapitalist sistem iklim değişikliği ya da sıfır çöp politikası gibi konularda tam bir açmaz içerisindedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle