Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 28 Mayıs 2013 Salı Buğday Derneği, ekolojik yaşamı destekleme konusunda bugüne değin pek çok öncü proje hayata geçirdi, çalışmalarını da geliştirirerek artırıyor. 30 Mayıs’ta Ghetto istanbul’da gerçekleşecek “Buğday için Söylüyorlar” konseri de ekolojik yaşama dikkat çekmek adına önemli bir proje. Konserde Nejat Yavaşoğulları, Yasemin Mori, Buğday Derneği’nin sürekli destekçisi Şehnaz Sam, Sumru Ağıryürüyen ve piyanist Utku Yurttaş ile KeKeÇa (Kendi Kendini Çal) beden perküsyonu ekibi ve bgst dansçıları sahnede olacak. Gecenin biletleri 30 TL’ye dukkan.bugday.org adresinden online olarak veya Buğday Derneği ofisinden, Şişli ve Kartal yüzde 100 ekolojik pazarlardan, Ghetto gişesinden veya etkinlik günü kapıdan satın alınabilecek. Konserin geliri de doğaya uyumlu bir yaşam için mevcut örneklere destek olan ve modeller oluşturan Buğday Derneği’nin ekolojik yaşamı destekleyen projelerine aktarılacak. Peki Buğday için sahnede olacak sanatçılar, ekolojik yaşama dair neler düşünüyor? İşte anlattıkları... o ZUHAL AYTOLUN “Buğday İçin Söylüyorlar” Başka bir dünya mümkün “Aslında gerektiğinden fazla tüketmeme bilincine ulaşmalı insanoğlu. Bu arada varlıklarını devam ettirebilmek için bireyleri bilinçsiz birer tüketici olarak gören büyük sermaye gruplarını değişmeye zorlamak gerek. Bu düzeni mutlak olarak görmeyip değiştirmek gerekiyor. Teknolojiyi bilinçli kullanarak iyi bir yaşam kalitesini daha az çalışmayla elde edebileceğimizi düşünüyorum. Başka bir deyişle “başka bir dünya mümkün” diyebiliriz. Bence hükümetler kapitalist ülkelerde kalkınma refah aldatmacalarıyla büyük sermaye çıkarlarını gözetmekte. Onlardan olumlu bir beklentim yok, her olumsuz gelişmenin altında gece yarısından sonra kamuoyunun dikkatinden kaçırarak iktidarların meclisten geçirdiği yasalar var. Bu sadece besin konusunda değil enerji, maden gibi konularda da söz konusu. Kentlere yapılan rant darbelerini de buna katabiliriz. Bireylere görev düşüyor. Bu konuda bilinçlenen veya bilinçlenmeye uygun kesim, duyarlılık gösteren eğitimliler olarak gözüküyor. Genel kitle içinde küçük bir kesimi oluşturuyor bu grup fakat önemli görülmesi gerekir. Çeşitli konularda ellerinden geleni yaparak ses çıkartmaları, hiç değilse genel uyanışa neden olmalı diye umut ediyorum. Biz de bunun için bu konsere katılıyoruz.” Nejat Yavaşoğulları Tüm geliri ekolojik yaşamı destekleme konusunda öncü projeleri hayata geçiren Buğday Derneği yararına kullanılacak olan “Buğday İçin Söylüyorlar” konseri 30 Mayıs’ta Ghetto İstanbul’da. Tüketim sel gibi; sınırları belli değil, yataksız! “Tüketmek, düz bir çizgi üzerinde sınırsızca, pervasızca ilerlemek gibi, dur durak yok. Oysa ihtiyacım kadarını aldığımda bedenime, duruyorum; döngü tamamlanmış oluyor. Tüketmekte, “ihtiyacım kadar” değil, param kadar, kredi kartım kadar, borç alabileceğim çevrem kadar vb. KEKEÇA Tugay Başarsınırları belli olmayan, yataksız, sel gibi bir gidiş var. Ben farkettiğim en küçük bir bağlantıyı bile hayatıma geçirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bireyler kendi “taş”larıyla oynamaya başlasalar iyi olur. Adınızın dürbün olduğunu ama hiç merceğiniz olmadığını düşünün! Dönüşmedikçe, uzağı yakın etme işlevinizi gerçekleştiremezsiniz. Ve dönüşmenin sonsuz doğru uzandığını düşünürseniz, herkesin kendinden başlayarak yapacağı çok iş olduğunu söyleyebiliriz. Birçok insan için görünür olmayan “Ekolojik yaşam” üzerine çalışmaların farkına varılması için Buğday Derneği, birbirine bağlı birçok projeyi yürütüyor. Bugün otları ancak meze tabaklarında görüyor çoğumuz. Bu otların kaynağı kırlarda. Kıra çıkıldığında birçoğumuz için bu kaynak görünmez oluyor. Anneannem yenilebilir otları tanırdı. Kaynakla bağı kopmamıştı. Ben de kaynakla bağımı yeniden nasıl kurabileceğim üzerine çalışıyorum. Buğday’ın her projesinde kaynaktan başlayarak sürecin bütününü görebiliyoruz. Taşın altına elini koymak gerek! “Günümüz insanı ivedilikle basitinden, laboratuar ortamında farkındalığını arttırmalı. Gerçek genetik modifikasyona uğramış tohumla ihtiyaçlarını fark edip, ihtiyacımızmış atalık dediğimiz geleneksel yöntemlerle gibi bize alttan alta dayatılan her şeyi doğal yapısı bozulmamış halde saklanıp ayıklayabilecek bilince ermesi gerek. zamanında ekilen tohum arasındaki Kendini doğadan ayrı görmek ve farkı ve bedenimizdeki sonuçlarını onu kendi emrine anlayabiliriz. Gıda sunulmuş bedava güvenliği ve bunu bir kaynak olarak bana sağlayan doğal kabul etmek yaşam hepimiz günümüz insan için çok önemli. profilinin en belirgin O taşın altına ben yansımalarından elimi koymayayım biri. Olaylar da kim koysun! arasındaki neden İnsanların dikkatini sonuç ilişkisine bu yöne çekmek bakabilirsek yani ve en önemlisi bu konudaki bilgilendirmek adına farkındalığımızı bu projeler oldukça arttırabilirsek en etkili. Şehnaz Sam v Sumru Ağıryürüyen “Kar amaçlı şirketler ya da devlet organları zaten bu tüketim zincirinin yönlendirici itici güçleri. Değişimin motoru ya da öncüsü olmalarını beklemek bana çok gerçekçi gelmiyor. STK’ların ve burada çalışan/ çalışmayan bireylerin, hem karşısında durmaları hem de yeni bir yaşam anlayışından yana tavır almalarını sağlamaya çalışmaları gerekenler. Buradaki mücadelenin, en sahici anlamıyla siyasi bir mücadele olduğunu/ olması gerektiğini düşünüyorum. Yüzünü yaşamdan, bugünkünden Yüzünü yaşama dönenlerin mücadelesi bu farklı bir yaşamdan yana çevirenlerin nihai mücadelesi olmalı bu. Bu mücadelenin en önemli, en temel parçası ise bireyin kendi değişimi, bunun gerekliliğinin farkına varması. Sisteme bağlı olduğu her parçayı keşfetmesi ve mümkün olduğu yerde dönüştürmesi. Görünür projeler de elbette bu uzun soluklu mücadelenin yapı taşları. Konserde de, yıllardır ekolojik yaşamın en istikrarlı destekçilerinden olan derneğin projelerine karınca kararınca destek olacağız seslerimizle.”