Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 Mayıs 2013 Salı 7 Organik Tarım Sektörü, 18. Dünya Organik Kongresi’nde İstanbul’da bir araya gelecek. “Organik Köprüler Kurmak” Ü ç yılda bir dünyanın farklı ülkelerinde, IFOAM (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) tarafından düzenlenen Dünya Organik Kongresi, 1315 Ekim 2014 tarihlerinde, Buğday Derneği organizasyonuyla, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek. Dünyanın dört bir yanından gelecek 2 bin 500’den fazla delegenin katılacağı kongrede, dünya organik tarımının stratejisi ve yol haritası belirlenecek. Kongrenin teması ve sloganı, İstanbul’un konumu da göz önünde bulundurularak “Organik Köprüler Kurmak” olarak belirlendi. 18. IFOAM Dünya Organik Kongresi, Türkiye’nin organik tarım potansiyelini dünyaya tanıtmak ve Türkiye’de organik tarımla ilgili bilinci ve farkındalığı artırmak için tarihi bir fırsat. Organik sektörle ilgili toplam 256 sunumun yapılacağı 18. IFOAM Dünya Organik Kongresi, üç ana bölümde gerçekleşecek: Ana Bölüm, Bilimsel Bölüm ve Uygulayıcı Bölümü. Ayrıca, çeşitli girişimlerin organik dünyaya yaptıkları katkıları vurgulayan bir dizi atölye çalışması da düzenlenecek. Bölümler için bildiri çağrısı başladı, başvurular kongre web sitesi üzerinden (www.owc2014.org) kabul ediliyor. Panel konuşmacısı olarak katılmak, bildiri sunmak ya da atölye çalışması düzenlemek üzere başvurular için son tarih 30 Eylül 2013. Dünya Çevre Günü 2013: DüşünYeKoru ve Tasarruf Et Dünya Çevre Günü (DÇG) Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nca 1972’den beri her yıl bir ana temayla kutlanagelmektedir. Bu yılki DÇG’nin teması ise DüşünYeKoru ve Tasarruf Et, gıda ayak izini azalt (ThinkEatSave. Reduce your foodprint.) olarak belirlenmiş. Çevre yönetimi ilkeleri bağlamında yaygınca kullanılan ‘R’ler yaklaşımını anımsamak yerinde olacaktır. Bu ‘R’ lerden kimileri şöyledir: Rationalize (Ussallaştır), Reduce (Azalt), Recycle (Geriye kazan), Reuse (Tekrar kullan) vd. Bu yılki teması ile ilişki ararsak bunlardan ilki olan ussallaştırmak ilkesi ‘düşün’ fikri ile ilgili gözüküyor. Diğer ilkeler ‘ye ama koruyarak ve tasarruf ederek’ fikri ile ilişkili gözüküyor. Sürdürülebilirlik ilkesine ölçme veya önlem ilkesiyle yaklaşırsak, düşüncesizce, korumadan ve tasarruf etmeden yemek sürdürülebilir değildir. Sürdürülebilirliğin iktisadî ekolojik toplumsal bileşenleri ve bunların dayandığı sermaye tiplerini ki, sırasıyla fiziksel sermaye doğal sermaye toplumsal ve beşeri sermaye, anımsamış olalım. Sürdürülebilirlik yaklaşımında bunlar birbirleriyle yer değiştirebilir (güçlü yaklaşım) veya yer değiştiremez (güçsüz yaklaşım) olarak iki biçimde ele alınabilmektedir. Güçsüz ele alış biçimindeki yaklaşımda ‘geriye dönülemezlikler’ olacağı düşünülür. Bu bağlamda, ‘Katışıksız Ayarlanmış Tasarruflar (KAT)’ denilen bir gösterge geliştirilmiştir. Bu göstergenin hesaplanması, beşeri sermaye için yapılan eğitsel harcamalar ile iktisadî sermaye için yapılan fiziksel sermaye yatırımları Doç. Dr. toplanmakta, bu toplamdan ekolojik varlıklar bağlamındaki MELİH doğal sermaye tüketimi ve CO2 kirliliğinin neden olduğu BAŞ maliyetlerin çıkartılmasıyla yapılmaktadır. Bu gösterge ile, dünyadaki ‘Katışıklı Yurt İçi Ulusal Gelir (GSYİH)’ içindeki KAT ölçülmüş. 19932009 dönemi için yapılan hesaplamaya göre, Türkiye, GSYİH olarak yaklaşık yüzde 50 büyürken, KAT oranı yüzde 3 dolayında olmuştur (kıyaslama için örneğin Almanya’nın oranı % 15). Açıkça ifade etmek gerekirse, Türkiye doğadan aldığını fiziksel ve beşeri sermaye varlıklarına ekleyememiş, hazırı tüketegelmiş gözükmektedir. Hazıra dağ dayanmaz sözü Alman atasözü müydü acaba? KAT göstergesine koşut başka ölçüm göstergeleri de (ekolojik ayakizi, karbon ayakizi vb.) vardır. Bunlara bu yılki DÇG (:WED) ana teması bağlamında bir başka gösterge daha eklenmiş oluyor: gıda ayakizi (foodprint). Bu yılki ana temanın amacı, bu gıda ayakizi bağlamında gıda israflarını ve gıda yitimlerini azaltma çalışmalarını azaltmak olarak saptanmış. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (GTÖ) göre her yıl 1,3 milyar ton gıda israf edilmektedir. Bu nicelik AşağıSahra Afrika bölgesinde üretilen miktara eşittir. Bu arada belirtmeden geçmeyelim; dünyada her yedi kişiden biri yatağa aç girmektedir, her gün 5 yaş altı 20.000 çocuk açlıktan ölmektedir. Açlıktan kim ölmüş ki atasözü Güney Afrika atasözü müydü? GTÖ’ye göre gıda üretiminin üçte biri ya israf edilmekte ya da kaybolmaktadır. Örnekse, bir büyükbaş hayvanın etinden hamburger üretmek için 16.000 litre su tüketilmektedir. Dünya çapındaki gıda üretimi için kullanılan / tüketilen doğal kaynaklar şöyle: tüm yerleşilebilir alanların yüzde 25’i, taze su tüketiminin yüzde 70’i, orman arazilerinin yok olmasının yüzde 80’i, sera gazı çıkarımının yüzde 30’u; biyoçeşitlilik yitimi ve arazi kullanım değişikliğinin en büyük etkeni. Dolayısıyla gıda tüketim zincirindeki karar verme süreçlerinde sürdürülebilirliğin üç ayağı açısından da ussal ve KAT’ı arttıracak kararlar vermeliyiz. Bunun için şu başlıklar öne çıkıyor: Ekolojik organik ürünleri tüketmek, yerel ürünleri tüketmek, kendi ürettiğini tüketmek, işlenmiş ürünleri tüketmemek, gereksiz ürün tüketmemek, aşırı gıda tüketip işlevsel açlığa düşmemek, yeryüzündeki gıda eşitsizliğine neden olan iktisadî açıdan sürdürülemez kapitalist dizgenin tuzaklarına düşmeyip ona karşı savaşım vermek vb. Sonuç (DÇG savsözü): Yemeden önce düşünün ve çevreyi korumaya el uzatın! 2. Karbon nötr atletizm yarışması Y üksel İnşaat’ın 18 yıldır desteklediği Yılmaz Sazak Uluslararası Atletizm Yarışmaları, 1 Haziran’da İstanbul Enka Spor Kulubü Sadi Gülçelik Spor Sitesi’nde gerçekleştirilecek. Yarışmalar iki yıldır karbon nötr olarak organize edilerek, Dünya Çevre Günü öncesinde doğaya saygı duruşu ile de dikkat çekiyor. Yüksel Holding Kurumsal İletişim ve İK Koordinatörü Deniz Sazak, “1996’dan beri hayata geçirdiğimiz yarışmalarla genç atletlerin uluslararası platformda yarışarak kendilerini geliştirmelerini ve Türk atletizminin daha ileriye taşınmasını amaçlıyoruz.” Avrupa’nın ilk karbon nötr atletizm organizasyonu olarak tarihe geçtiği gibi bu yıl da karbon nötr olarak gerçekleştiriliyor. Yüksel’in “Yükselebilirlik” olarak adlandırdığı sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında karbon nötr Yılmaz Sazak Atletizm Yarışmaları’nda gerçekleştirilecek olan sosyal programla birlikte ortaya çıkacak olan sera gazı miktarı hesaplanarak Yüksel İnşaat tarafından “he Gold Standart” projesinden alınan karbon kredileri ile dengelenecek. “Dönüşüm” Ödülleri sahiplerini buldu! B uğday hareketinin öncüsü ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Victor Ananias’ın ismi, tohumlarını attığı dernek çalışmalarının yanı sıra adına düzenlenen “Dönüşüm Ödülleri”nde yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de ekolojik yaşam ve doğa koruma alanlarında çalışmalarıyla bilinen Ömer Madra, Salim Kadıbeşegil, Abdullah Aysu, Uygar Özesmi, Ferda Erdinç, Zeynep Meydanoğlu ve Özcan Yüksek’ten oluşan Victor Ananias Dönüşüm Ödülleri jürisi, başvurular arasından Dönüşüm Ödülü’nü Mustafa Alper Ülgen’e, Teşvik Ödülü’nü ise Sezgi Evren’e vermeyi kararlaştırdı. Hüseyin Serdar Tanal ise Jüri Özel Ödülü aldı.