Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 Mart 2012 Cumartesi 5 Çöp ekonomisine paradigmatik bakış İlk çöplük Atina’da M.Ö. 400’de, ilk çöpçüler de Roma’da 200 yılında ortaya çıkmış. Geldik uzay çöplüğü ve eatıklar çağına! Çöpün niceliği de niteliği de toplumsal yapılarda farklılaşıyor. Feodal ekonomideki çöpler ile sanayi kapitalizminin çöpleri çok farklı. Homo economicus (iktisadi insan), homovoracious (doymakbilmez insan) olmuş, o da aklının ürünleriyle akla alabildiğine aykırı işler yaparak, refah toplumunu (affluent) toplumunu pislik akıtan (effluent) topluma çevirmişti! Çöp değil ama atık sözcüğü ve türevleri Çevre Yasa’sında tanımlanmış (bkz. Terimler kutusu). Hem kişisel, hem toplumsal düzlemde iktisadi zincirlerdeki lojistiğin tüm halkalarının –tedarik, üretim, yeniden üretim, dağıtım, geriye (tersine) lojistik hemen hepsinde çöp üretmekteyiz. Ayrıca yoksulluktan dolayı çöple beslenenler ve freeganist (bedavacılık) akımı yanlıları da ideolojileri gereği çöp tüketmektedirler! Çöp işi mafya için yasadışı kazançtan gelen paranın aklanması işinde kullanılagelen bir işti. Çöp işini elde tutmak için çok kan döküldü. Geç kapitalizm çağında çöp mafyasının yeni bir türü çıktı: ekomafya. Mafya sanayiciyi tehlikeli atıklardan, tehlikeli kimyasallardan kurtarıyordu. Karadeniz kıyılarımıza vuran zehirli varilleri ve akibetini anımsadınız mı? Sanayi devriminin ardından gelen kirlenme ile çevrenin sonsuz bir çöplük olmadığı anlaşıldı. Böylece geçen yüzyılda çöplerden kurtulmak için R’ler gündeme geldi (en son bildiğimiz 5R olmuştu!): azalt (Reduce),değiştir (Replace), yeniden kullan (Reuse), geriye dönüştür (Recycle), geriye kazan (Recover). Doç. Dr. İstanbul Film Festivali’nde kent, çevre ve yaşam stanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali’nin bu yıl 31.si gerçekleşecek. 31 Mart – 15 Nisan tarihleri arasındaki festival kapsamında gösterilecek iki yüzden fazla film hayata ve insana dair pek çok konuya değinirken, çevre sorunlarını, kentsel dönüşümü, ülke gündeminden düşürülmemesi gereken HES sorunsalını da atlamıyor. “Yurt”, sıla özlemiyle memleketine tatile giden bir mimarın öyküsü içerisinde, yeryüzüne yapılan düşmanlığın en ücra köşelere kadar sızdığı, modern teknoliberal zihniyetin her yeri birbirine benzettiği günümüzü perdeye yansıtıyor. Serge Avédikian’ın FransızTürk ortak yapımı filmi “İstanbul Sokak Köpekleri”, şehrin dört ayaklı sakinlerinin günümüzdeki durumunu değerlendiriyor. Binlerce sokak köpeğinin modernleşme adına 1910’da ortadan kaldırılışını anlatan “Hayırsızada” filminin ardından, yönetmen, bugün sokak hayvanlarıyla bir arada yaşama kültürünü geliştirmek mümkün mü, yoksa dostlarımıza yeniden “elveda” mı diyeceğiz diye soruyor. Kentsel tasarım projelerini keşfe çıkan belgesel “Kentleşmiş” (Urbanized), dünyanın başlıca mimarları, şehir planlamacıları, siyaset kurucuları, düşünürler ve yaşadıkları şehirlerde değişim yaratmış sıra dışı vatandaşlarla şehirlerin geleceğine ilişkin küresel bir tartışma sunuyor. Şehirlerimize şekil verme yetkisi kimlerde ve bunu nasıl yapıyorlar? Şehirlerin tasarımı hayatımızı nasıl etkiliyor? Daha önce kaba kurgusuyla vizyona İ giren “Ekümenopolis” de, son kurgusuyla, festivalde gösterilecek. Yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden üçüncü köprünün güzergahına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete uzanan bir alanda, İstanbul’u farklı bir gözle keşfedeceğiz. VenezüelaArjantin yapımı “Başkaldıran Toprak”, “Kirli Altın” ve “Kara Altın” olmak üzere iki filmlik bir çevreci proje. İlk film, yeraltı kaynaklarının yağmalanmasıyla yol açılan kirliliği, yolsuzluk, sefalet ve yozlaşmayı resmediyor. İkinci film ise Arjantin petrol kaynaklarının özel şirketlere satılmasına karşı büyük direnişi ve satışın trajik sonuçları olan yoksullaşma, işsizlik ve çevre kirliliğini belgeliyor. Son olarak da “İşte Böyle” (Damn the Dams), Erzurum Bağbaşı’nı vuran HES musibetini, senelerdir süren ve yöre halkı aleyhine seyreden hukuki ve fiziki mücadeleyi, mahkeme kararıyla tüm köyle “konuşmaktan” men edilen 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya’yı, köylüleri susuzluğa ve suskunluğa mahkum eden devlet şiddetini anlatıyor. 13 Nisan’da “İşte Böyle”nin gösteriminin ardından düzenlenecek “HES’ler ve Belgeseller” başlıklı söyleşide de vadilerin yok edilmesine karşı çıkan toplumsal mücadeleye belgesellerin nasıl eklemlendiği, yönetmenlerle birlikte tartışılacak. Gösterimler, Beyoğlu’nda Atlas, Fitaş, Beyoğlu Sinemaları’nda ve Pera Müzesi Salonu’nda, Nişantaşı Citylife (City’s) ve Kadıköy Rexx Sineması’nda yapılacak. Festivalde Emek Sineması’nın yokluğu sinameseverleri üzmeye devam edecek. MELİH BAŞ Çöpteki eşitsizlik Emperyalizmin temel yasası eşitsiz gelişmedir. Bu yasa çöp konusunda da işlemektedir. Emperyalist merkez (ezen) ülkelerde üretilen kişi başına çöp, ezilen ülkelerde üretilen kişi başına çöpün fersah fersah üzerindedir. Ayrıca ezen ülkelerin çöpe dayalı yaşam tarzı ezilen ülkelere de dayatıldığı için, onların çöp üretme hızı da artmaktadır. Kapitalist demokrasi geliştikçe, çöpteki demokratik olmayan durum artmaktadır. Çöp sorunu 3 E’nin her biri (ekonomik, estetik ve de etik) açısından karmaşıklaşarak bir çöp sorunsalı haline gelmiştir. Çöp ekonomisinde maliyetleri kim öder? Kapitalizm formülü bulmuştu: Kirleten öder ilkesi (PPP=Polluter Pays Principle). Ancak uygulamada görüldü ki, bu PPP başka bir PPP, şöyle ki, People Pays Principle. Türkçesi Halk Öder İlkesi! Kişi başına günlük belediye atık miktarı ortalama 1,14 kg. düzeyinde. Nüfusun yüzde 47’sine atık bertaraf ve geri kazanım tesisleri ile hizmet edilebiliyor! Bedeli mi? AKP’nin yeni bir armağanı olarak su tahakkuklarına yansıyacak biçimde çevre temizlik vergisinin yanı sıra ödenecek evsel katı atık vergisi! Hayırlara vesile olur, tez alışırız inşallah. Kurtuluş reçetesi isteyenlere: halkçı iktisat, halkçı estetik ve etik. Sonsöz: Şimdi deKemal Sunal’ın ‘Çöpçüler Kralı’ filmini izleyin, içiniz açılır. Bonus (okuma önerisi): İsmail Kılınç, Çöp ekonomisi, Epos Yayınları, 2011. Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi, Katı atık: Üreticisi tarafından atılmak istenen ve toplumun huzuru ile özellikle çevrenin korunması bakımından, düzenli bir şekilde bertaraf edilmesi gereken katı atık maddeleri, Evsel katı atık: Tehlikeli ve zararlı atık kapsamına girmeyen konut, sanayi, işyeri, piknik alanları gibi yerlerden gelen katı atıkları, Atıksu: Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri kısmen veya tamamen değişmiş suları, Tehlikeli atık: Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş maddeleri, Tehlikeli kimyasallar: Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve ürünleri. Terimler