17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 Ağustos 2011 Cumartesi 3 bir tarafta israf dükkâna gidiyor. Süpermarketlerde bu şekilde yaşanan kayıplar yüzde 5 oranında" diye yazıyor. Ve ardından bir diğer unsura dikkat çekiyor: "Sadece Almanya'da yılda 25 milyar Avro tutarındaki yiyecek maddesi 'fazla miktarda satın alındığı için' çöpe gidiyor. Her 4 Almandan biri sadece paketler çok büyük olduğu için satın almak zorunda ve tüketemediği için de fazlasını çöpe atıyor. Daha iyi bir ayrıştırma ile sadece süpermarketlerde bile ayda 650 ton yiyecek çöp olmaktan kurtulabilir." Mutluluğun Ekonomisi Bu kez size bir filmden bahsetmek istiyorum. Helena Norberg Hodge’un “The Economics of Happiness” (Mutluluğun Ekonomisi) isimli eserinden. Belgesel niteliğindeki bu film henüz Türkçeye çevrilmiş değil. Global ekonomik sistemin yerel kültür üzerindeki olumsuz etkilerinden yola çıkarak, bu ekonomik sistemin karşı karşıya olduğumuz sosyal, finansal ve ekolojik krizlerin temelindeki sebep olduğunu irdeleyen film, yerel üretim ve tüketime dayanan ekonomiler oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor. Filmde sürdürülebilir tarımın önemi vurgulanırken dünyanın önde gelen çevreci aktivistlerinden Vandana Shiva çarpıcı deneyimlerinden örnekler veriyor. Aslında belki biraz Shiva'dan bahsetmekte yarar var. Hindistan Dehradun vadisinde 1952 yılında doğan Vandana Shiva, bir orman korucusu baba ve doğa dostu çiftçi bir annenin kızı. Lisansını Fizik dalında tamamladı. Kanada Ontario Guelp Üniversitesinde Felsefe dalında master derecesini alan Vandana Shiva, doktorasını Western Ontario Üniversitesinde, Kuantum Teorisi dalında elde etti. Daha sonra Hindistana dönen Shiva, Hindistan Bilim Enstitütüsünde teknolojinin ekolojiye etkileri ve çevre politikaları konusundaki disiplinler arası araştırmaları yönetti. 1982 yılında biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan Bilim, Teknoloji ve Araştırma vakfını (RFSTE) kurdu. Daha sonra 1991 yılında, yerel tohumlar ve çeşitliliğinin korunmasını hedefleyen, sözcük anlamı "dokuz tohum" olan Navdanya'yı kurdu. Söylem ve savlarında öncelikli olarak tarım, gıda ve beslenme, biyolojik çeşitlilik ve su haklarına odaklanan Shiva tüm gücü ve çalışmalarıyla, biyolojik çeşitliliğe zarar veren, ÖZLEM çiftçileri birkaç küresel tohum tekeline mahkum eden, geri dönüşü olmayacak YÜZAK şekilde yeni süper dirençli zararlılar ve yabani bitkilerin türemesine sebep olan genetiği değiştirilmiş organizmalara karşı küresel muhalefetin içinde yer aldı.Mutluluğun Ekonomisi'nde Shiva yükselen işsizliğin temen nedenlerinden birinin insanları topraklarından koparmak olduğunu söylüyor. Yerel gıda sistemini korumanın hem özgüveni arttırdığına hem de yoksulluğu azattığına dikkat çeken Shiva ekolojik tarımın endüstriyel tarıma kıyasla 45 misli daha fazla ürün verdiğini belirtiyor. Filmin en önemli özelliği ise küresel ekonomik sistem ile mücadelede bireysel eylemlerin yeterli olmadığını ticaretin ve finansın yeniden düzenlenmesi için çok güçlü ve küresel hareketlerin sürmesi gerektiğinin altını çizmesi... Film bu sayıda kapağa taşıdığımız "Bir tarafta açlık bir tarafta israf" dosyamız ile bütünüyle örtüşüyor. Günümüzde yaşanan tarım emperyalizmi de aynı şekilde... Afrika ülkelerinde tarım yapılabilecek alanların yabancı yatırımcılar tarafından uzun vadeli olarak kiralanarak "endüstriyel tarım" için kullanılması da Afrika'daki açlığın bir diğer boyutu ... [email protected] Çöpteki yiyecekten enerji Aslında Almanya çöpe atılan gıdalardan bir şekilde yarar sağlamayı başarmış. Hamburg kentine muazzam bir biyolojik santral kurmuş. Biyolojik atıkları enerjiye çeviriyor. Büyük TIR'lar kentin çeşitli yerlerinden getirdikleri yiyecek maddelerini santralın derin ve büyük deposuna boşaltıyorlar. Organik çöplerden enerji üretiliyor. Meyve, sebze, ekmek, balık çeşitleri et, sosis, tavuk kemikleri, süt, yoğurt atıkları geliyor bu depolara... Günde ortalama 60 ila 80 ton atık geliyor santrala. Hamburger Biovert adlı bu santralda yılda 2500 evin hem merkezi ısınma hem elektrik ihtiyacını karşılayacak enerji üretiliyor. Gıda Egemenliği talep ediyoruz Nyeleni Avrupa 2011 Gıda Egemenliği Forumu'nda buluşan on binler ilk Avrupa gıda egemenliği deklarasyonunu oluşturdular. gündür yaşanan yoğun, ilham verici ve yapıcı değiştokuştan sonra, Nyeleni Avrupa 2011 Gıda Egemenliği Forumu dün sona erdi. Forum, ilk Avrupa Gıda Egemenliği Deklarasyonu’nu oluşturdu. Sivil toplumu ve sosyal hareketleri temsil eden 120'nin üzerinde örgüt ve birey, 1621 Ağustos tarihlerinde Avusturya’nın Krems şehrinde düzenlenen Nyeleni Avrupa 2011 Gıda Egemenliği Forumu'nda mevcut Avrupa politikalarının ve küresel politikaların etkilerini tartıştı. Beraberce, Avrupa’da gıda egemenliğine ulaşmak için kapsamlı bir platform ve prensipler grubu oluşturdular. Forum, sorunları genelde göz ardı edilen gençlerin, kadınların ve gıda üreticilerinin seslerinin önemini vurguladı. Bu deneyim çeşitliliği ve zenginliği, Nyeleni Avrupa 2011 Forumu’nun ortak bir çerçeve tanımlamasını ve demokrasi ve katılımcı süreçlere dayanan bir ortak eylem planı belirlemesini sağladı. Deklarasyon şöyle duyuruyor: “Toplumlarımızda daha geniş bir değişim yaratmanın ilk adımının gıda sistemimizi değiştirmek oldu 5 ğuna inanıyoruz”. Forum delegeleri, gıda sistemini kendi ellerine almak için şunları yapmaya kararlı olduklarını belirledi: Endüstriyel olmayan, küçük çiftçi tarımına, işlemesine ve alternatif bir dağılıma dayanan, ekolojik olarak sürdürülebilir ve sosyal olarak adil bir gıda üretim ve tüketim modeli için çalışmak. Gıda dağıtım sistemini yerelleştirmek ve üreticiler ve tüketiciler arasındaki zinciri kısaltmak. Özellikle gıda ve tarım alanında çalışma koşullarını ve sosyal koşulları iyileştirmek. Bütün düzeylerdeki kamu politikalarının, kırsal bölgelerin canlılığını, gıda üreticileri için adil fiyatları ve herkes için güvenli, GDO'suz gıdayı garanti etmesini sağlamak. NYELENI Gıda Egemenliği Forumu delegeleri, bütün halkların, Gıda Egemenliği’nin işaret ettiği gibi, insanlara ve doğal kaynaklara zarar vermeden kendi gıda ve tarım politikalarını belirleme hakları olduğunun altını çizdi. ÇALINMIŞ HASAT Dünyaca ünlü ekolojist, araştırmacı ve aktivist Vandana Shiva, Dünya Ticaret Örgütü ve uluslararası tekellerin dünya tarımına egemen olmaya çalıştığı günümüzde, dünya nüfusunun yüzde 70’ini teşkil eden küçük çiftçi ve yerel cemaatlerin yaşamsal sorunlarını, endüstriyel tarım uygulamaları nedeniyle uğradıkları muazzam kayıpları kendi ülkesi Hindistan ve Asya tarımına ait örneklerle anlatıyor. Genetiği değiştirilmiş organizmalar, yaşam üzerindeki patentler, deli danalar ve endüstriyel su kültürleri üzerine çeşitli bölümler içeren bu kitap, gen mühendisliği ve ticari tarım hakkındaki tartışmalar için geniş bir perspektif sağlayan zengin ve özenle seçilmiş veriler içeriyor. mtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: İlknur Filiz Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Yerel Süreli Yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle