17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 27 Ağustos 2011 Cumartesi Rant sevdası Hazine mülklerini tehdit ediyor Kentlerde son yıllarda özellikle Özelleştirme İdaresi, TOKİ ve Yerel Yönetimler eliyle yürütülen Hazine arazilerinin özelleştirilmesi sürecine, bu kararname ile devlete ait tüm taşınmazların yönetiminden sorumlu olan Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü de katıldı. J TAYFUN KAHRAMAN Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı B irbirinden bağımsız iki kavram olarak rant ve hazine mülkiyeti kavramları, çelişkili tanımlarına karşın ülkemizde içe içe geçmiş görünüyor. Geçtiğimiz gün yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararname ile Maliye Bakanlığına bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne verilen hazine mülkleri üzerinde imar planı yapma ve onama yetkisi ise bu çelişkili durumun son hali olarak karşımızda duruyor. Kentlerde son yıllarda özellikle Özelleştirme İdaresi, TOKİ ve Yerel Yönetimler eliyle yürütülen hazine arazilerinin özelleştirilmesi sürecine, bu kararname ile devlete ait tüm taşınmazların yönetiminden sorumlu olan Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü de katıldı. Hazine mülkiyetinde olması nedeniyle hiçbir değer taşımayan kentsel topraklarda gerçekleşecek olan özelleştirmeler sırasında yapılacak planlama faaliyetleri ile yaratılacak olan rant, kentlerimizde yaşanan çelişkileri daha da arttıracak. Turizm yatırımı talebi Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne hazine mülklerini plan yaparak satma yetkisini veren son kararname, İstanbul’da büyük ölçekli projelerin ve turizm yatırımlarının taleplerinin karşılanması amacıyla özelleştirmeler ve ayrıcalıklı imar haklarının genişleyeceğini göstermektedir. Bu süreçte ilk olarak müdahale edilecek olan alanlar ise kent merkezinde yer alan ve rant değeri anlamında çok yüksek bedellere devri gerçekleşecek olan kamu yapıları olacaktır. Son kararname ile tüm kamu yapılarının bu süreç içine çekilmek istendiği açıkça görünmektedir Öncelikle hazine mülkiyetinde bulunan okul alanlarının, hastane yapılarının, kamu idari binalarının imar planı değişiklikleri ile satılacakları öngörüsü, bu kararnamenin sürpriz olmayacak sonuçları olarak şimdiden kaydedilebilir. Yeni bir kentsel çelişki Özellikle kentsel rant değerlerinin çok yüksek seviyelere çıktığı İstanbul’da özelleştirmeler ile birlikte rant anlamında değersiz kent toprakları üzerinde gerçekleşen planlama faaliyetleri, bu alanların rant değerlerini maksimize etmektedir. Hazine arazileri üzerinden elde edilen ve kentsel planlama ile değeri arttırılan kentsel rantlar, kamu tarafından kamu yararına aykırı olarak, kentsel rant transferi ile birlikte gerçekleştirilen yeni bir kentsel çelişkiyi işaret etmektedir. Kamu mülkiyetindeki hazineye ait toprağın özel mülkiyete geçişi ile yaratılan rant ve rantın ortaya çıkışının sonucu olarak oluşan baskılar, kentsel mekanda devletin düzenleyici rolünün zayıfladığını ve devletin kamu gücünü kullanarak spekülatif faaliyetler içine girdiğini ve özel çıkarlar yarattığını göstermektedir. ugünlerde ülkemizde rant baskısı, her geçen gün bir yenisi ile karşılaştığımız hukuki düzenlemeler ile kentsel mekanda belirleyici olmaktadır. Bu anlamda, İstanbul örneği son gelişmeler ile çok daha çarpıcı bir boyut alacaktır. İstanbul’da her gün yaşanan hazine mülklerinin satışları hızlanacak, hazine mülklerinin satışı üzerinden yaratılan rantın kentte yarattığı problemler artacak ve kamunun kentteki düzenleyici işlevi zayıflayacaktır. Kamulaştırması gerekirken... Devletin kentsel mekanda eşitsizliklerin kaynağı olan rantın B Hazine mülklerinin satışı hızlanacak yaratılmasında ana kaynak oluşu, kentsel toprak üzerindeki düzenleyici görevi düşünüldüğünde kabul edilebilir değildir. Devletin tersine, özel mülkiyetin kentsel toprak üzerinde tekel özelliği kazanmasını engellemesi ve kentsel toprağı kamulaştırması gerekmektedir.Devletin toprak kullanımını ve kentin gelişimini yönlendirmek, toplumsal eşitsizlikleri azaltmak, toprak spekülasyonunu önlemek, alt gelir grubuna konut sağlamak gibi birincil görevlerini yerine getirmek üzere kentte kamu mülkiyetini arttırması beklenmektedir. Bunun başka bir yolu ise, kentte oluşan rantı kamuya geri döndürmek adına çeşitli mekanizmaları yaratmaktır. Pazar malı oldu Fakat son kararname ile de gündeme geldiği gibi devletin kente yaklaşımının dönüşümde, kamu mülkiyetinin anlamı da değişerek; kamu mülkleri pazarda alınıp satılabilen birer meta haline gelmiştir. Özelikle Milli Emlak’a bağlı hazine mülklerini satarak devletin kaynak yaratma istemi, bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biridir. Bu hızlanan süreçte Milli Emlak’a verilen yetkinin de gündeme getirdiği gibi, planlama kamunun düzenleyici bir işlem olarak kullandığı bir araç olmaktan çıkarak; şehircilik ilkelerine aykırı bir şekilde parçacıl uygulamalar ile kamu mülklerinin pazardaki değerini arttıran bir enstrüman haline gelmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle