05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 ENERJİ sektörünün bir dönüm noktasında vadede iş olanaklarını arttırmada en ilişkin vurgunun artması dikkat olduğuna, iklim değişikliği sorunu ile etkili seçenekler olduğunu çekicidir. Örneğin, UEA G8 Enerji birlikte düşünüldüğünde düşük göstermektedir. Bakanları Toplantısı‘na sunulan iklim karbonlu teknolojilerin ve seçeneklerin UEA’nın çeşitli dokümanlarından değişikliği ile ilgili bir başka raporda, geliştirilmesinin önemine giderek daha görüldüğü kadarıyla, ekonomik kriz enerji verimliliğinin önemine karşılık fazla vurgu yapmaktadır. döneminde, piyasa mekanizmalarına Kyoto Protokolü’nde yer alan ve UEA anahatlarıyla, bir enerji ilişkin vurgunun kısmen de olsa sanayileşmiş ülkelerin gelişmekte olan devriminin gerekli ve mümkün gerilemesi, hükümet müdahalesine ülkelerde gerçekleştireceği projelerle olduğuna, enerji verimliliğinin iyileştirilmesinin ilk adımı olması gerektiğine, uzun erimli ve entegre (tümleştirilmiş) bir politika çerçevesine ihtiyaç duyulduğuna ve başlamak için en mükemmel zamanın bugün olduğuna işaret etmektedir. Bu arada UEA’nın yaptığı analizde çeşitli temiz enerji seçeneklerinin ekonomik iyileşmeye katkıları değerlendirilmiş olup, bu değerlendirmeler Tablo1’de verilmektedir. Tablo, enerji verimliliği, akıllı şebekeler ile rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir Tablo 1 Temiz enerji seçeneklerinin ekonomik iyileşmeye muhtemel katkısı (Kaynak: Ensuring Green kaynakların kısa Growth in a Time of Economic Crisis: The Role of Energy Technology, OECD/IEA 2009’da aktarılıyor) karbon kredisi elde etmesine dayalı Temiz Kalkınma Mekanizması kapsamındaki projeler içinde enerji verimliliğine yönelik olanların yetersiz kaldığını belirtmektedir. Ajans aynı raporda, enerji verimliliği konusundaki var olan politika deneyimlerinin piyasa temelli yöntemlerin bu konudaki tek veya en etkin araç olmadığını gösterdiğine dikkat çekmektedir. UEA gibi hakim politikaları yansıtan bir kuruluşun görüşlerinin piyasa mekanizmalarından bir kopuş niteliğinde olduğunu söylemek tabii ki mümkün değildir; ayrıca ülke yönetimlerinin bu görüşleri ne ölçüde dikkate alacakları da belirsizdir. Ancak ülkemizin enerji politikalarında uzun vadeli entegre yaklaşımın önemi, piyasa mekanizmalarının enerji verimliliği ve yeni teknolojilere yönelik ArGe faaliyetleri konusunda yol almak için yeterli olmayacağı, ülkelerin kendi koşullarına göre ulusal programlarını oluşturması gerektiği gibi hususları dikkate almasının gerektiği açıktır. ? Kaynaklar 1 The Impact of the Financial and Economic Crisis on Global Energy Investment, IEA background paper for the G8 Energy Ministers’ Meeting, 2425 Mayıs 2009 2Ensuring Green Growth in a Time of Economic Crisis: The Role of Energy Technology, OECD/IEA 2009 MO Basın Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi (DEKTMK) ekonomik krizin yarattığı talep azalışının enerji sektörünü krizden kurtardığını, ancak gelecek dönem yatırımlarının hızla yapılması için önlemler alınması gerektiği uyarısında bulundu. Krizin yatırım yapılması için kamu otoritesine zaman kazandırdığı belirtilerek, spekülatif kazançların önlenmesi ve lisans işlemlerine ciddiyet kazandırılması gerektiği kaydedildi. Elektrik enerjisi alanında “kamu hizmeti” anlayışının benimsenmesi istenirken, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Yasası’nın değiştirilmesi ve tekelleşmeyi önleyici düzenlemeler yapılması gerektiği vurgulandı. DEKTMK tarafından hazırlanan “Ekonomik Krizin Türk Enerji Sektörüne Etkileri” başlıklı raporda küresel ekonomik krizinin etkilerinin finansal alanla sınırlı kalmadığına dikkat çekilerek, tüketimin hızla azalması ile reel sektörde küçülme ve işsizlik oranlarında büyüme yaşandığı anımsatıldı. Türkiye’nin enerji alanında sıkıntı yaşadığı bir dönemde ekonomik krize yakalandığı ifade edilen raporda, “Enerjide serbestleşme sürecini çok başarılı yürütemeyen Türkiye’de yakın bir gelecekte enerji alanında arz açığı sorunu ile ciddi bir şekilde karşılaşma olasılığı giderek artmaktadır” denildi. Yılsonuna kadar ekonominin yüzde ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ E DEKTMK’dan yatırım uyarısı 45 düzeyinde küçülmesi beklentisine yer verilen raporda, küçülmenin enerji sektöründeki arz açığı krizini birkaç yıl erteleyeceği kaydedildi. Türkiye’de 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin etkisini yitirmesinin ardından elektrik enerji talebinin hızla artmaya başladığı anımsatılan raporda, önümüzdeki yıllarda da krizin etkisinin sona ermesi ile talepte patlama yaşanabileceği savunuldu. Kriz döneminin yeni yatırımlar açısından iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilen raporda, “Kriz sonrasında kapasite açığı ile karşılaşmamak, işsizliği hafifletmek için neler yapılması gerektiğini düşünmek ilgili herkes için önemli bir görev olmaktadır” denildi. Yeni yatırım çalışmaları sırasında Türkiye’nin birincil enerji kaynakları açısından yüzde 75 oranında dışa bağımlı olduğu gerçeğinin göz önüne alınması gerektiği vurgulanan raporda, Türkiye’nin, enerji ithalatına yaklaşık olarak her yıl 35 milyar dolar ödediğine dikkat çekildi. Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu konudaki kararını çok acil olarak vermeli ve günlük işlerden uzaklaşarak vizyon oluşturacak çalışmalara yönelmelidir. Aksi takdirde geç kalınmasının maliyetinin tüm ülkece ödeneceğini unutmamakta yarar vardır.” Enerji krizine ekonomik kriz iyi geldi, ama ‘Kriz sektörün önünü açtı’ Yaşanmakta olan ekonomik krizin enerji sektörünün önünü açtığını ileri süren DEKTMK, yapılması gereken acil işler için de kamu otoritesinin zaman kazandığı yorumunda bulundu. Kamu ve özel sektörün artık sürdürülebilir bir yapılanma için çok hızlı örgütlenmesini isteyen DEKTMK raporunda, enerji sektörünün dışarıdan teknoloji ve yönetim danışmanlığı aldığına dikkat çekti. Raporda, Türkiye’nin teknoloji geliştiren ve yönetim becerisi yüksek seviyede bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğu ifade edilirken, enerji alanında “liderlik müessesi” gündeme getirildi. Raporda şöyle denildi: “Liderlik yapacak kurum konusundaki belirsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Enerji ve ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ‘Tekelleşme önlenmeli’ Raporda, enerji alanında yaşanan sorunların çözümü için elektrik üretim lisansları verilmesi işlemlerine ciddiyet kazandırılması için 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi istenirken, enerji sektöründe tekelleşmeyi önleyici yeni bir mevzuatın yayımlanması gerektiği vurgulandı. Elektrik enerjisi alanında “kamu hizmeti” anlayışının benimsenmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, “elektrik üretim faaliyetlerinin spekülatif kazanç girişimlerine kapalı tutulması” istendi. Kayıp ve kaçak oranlarının indirilmesi için mücadele edilmesi gerektiği ifade edilen raporda, enerji verimliliği için gerekli yatırımlara da teşvik sağlanması istendi. Yeni yatırımlara finansman bulunabilmesi için işlemlerin basitleştirilmesi ve tek kurumda toplanması istenen raporda, “Kamu desteği tüm enerji yatırımlarına verilmeli, yatırımların taşıdığı bazı riskler minimize edilecek şekilde kamu devreye girmelidir” denildi. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle