05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 ENERJİ Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla kullandırılacaktır. Bu gelişmelerin arkasında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik teknolojik ürünlerde pazar olacağı gerçeği ve çevre duyarlılığının kapitalist sistem içerisinde evrilmesine paralel olarak bu alanın dünya çapında geniş bir ticari meta olarak görülmesi de etkendir. İklim değişikliği çerçevesinde yavaş yavaş gelişmekte olan gönüllü karbon piyasaları bu anlamda sorgulanmalıdır. ICCI Konferansı’nda sunulan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan Ayşe Yasemin Örücü’nün “İklim Değişikliği: 2050 Vizyonu” bildirisinde, “Birleşmiş Milletler’e göre; iklim değişikliği ile mücadele için 20132020 arasında gerekli yıllık 175 milyar Avroluk ilave yatırımın yarısından çoğu gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecektir. Bu yatırımların gerçekleşmesinde özel sektör ve karbon piyasalarının vazgeçilmez bir rolü vardır” denilmektedir. Ayrıca var olan enerji alanını serbest piyasaya dönüştürmenin zorluğu dikkate alındığında, bakir bir alanda baştan serbest piyasa mantığının yerleştirilmek istendiği söylenebilir. Yenilenebilir enerji piyasasındaki daralma bu alanda teknoloji üreten gelişmiş ülkeler açısından da pazar arayışını yoğunlaştırmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde gelişecek yenilenebilir enerji piyasası onlar için ayrıca önem arz etmektedir. gerçekçi bir yerli üretim planının var olup olmadığı belirsizdir. Teşvik teknoloji geliştirene değil ICCI Konferansı’na “Türkiye’de Rüzgar Türbin Üretim Teknolojisi” bildirisini sunan ilk yerli rüzgar türbin üreticisi firmadan Ali Çolak da bu teşvik sistemini “Ülkemizde yasalar, teşvikler sadece elektrik üreten kişi ve kurumlara yöneliktir. Makine üreticilerine, imalatçılara ve küçük ve orta ölçekli sanayicilere, türbin imalatı konusunda destek olunması gerekmektedir” sözleriyle eleştiriyor. Çolak, türbin üretiminin yeni bir sektör olması nedeniyle bazı parçaların tedarikinde çekilen zorlukları anlatırken, dünyadaki duruma ilişkin de şu bilgiyi veriyor: “Türbin üretici firmalar, kapasitelerini arttırmalarına rağmen taleplere yetişememektedir. Çelik gibi bazı malzemelerin yokluğu da, daha büyük makinelerin üretilmesine olanak sağlamak için imalat kapasitesinin artırılmasına engel oluyor. Bu durum ise fiyatların yükselmesine ve teslim tarihlerinin uzamasına neden olmaktadır.” Enerji alanı serbest piyasaya emanet edilirken, yenilenebilir enerji alanı da ne yazık ki baştan gözden çıkarılmış bir alan olmuştur. Gelinen noktada, ülkemiz teknoloji anlamında baştan dışa bağımlı olarak, yerli bir kaynak olan yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmeye çalışmak zorunda kalmaktadır. ? Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırma çalışmalarının gelişmiş ülkelerde yapıldığı dönemlerde AKP iktidarı gerçekçi bir yasal düzenleme yapamamış, bu alanda atılım sağlayamamıştır. Şimdi de ne yazık ki teknoloji gelişiminden söz edebilmek mümkün değildir. Yeni yasayla yerli üretime teşvik politikası olduğu söylense de böyle bir altyapı ülkemizde kurulmamıştır. Krizyenilenebiliryatırımlarınıetkiledi 21. Yüzyıl İçin Yenilenebilir Enerji Politika Ağı tarafından yayımlanan 2009 Küresel Durum Raporu’nda 2008 yılında yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük gelişimin rüzgar kurulu gücünde kaydedildiği, kurulu gücün 2004 yılındaki 48 gigavat düzeyinden 121 gigavata yükseldiği belirtiliyor. Geçen yıl dünya çapında yenilenebilir enerji kaynaklarına 120 milyar dolarlık yatırım yapıldığı tahminine yer verilen raporda, yatırımın kaynaklara dağılımına bakıldığında en büyük payı yüzde 42 ile rüzgar enerjisinin aldığı, onu yüzde 32 ile güneş panellerinin, yüzde 13’le biyoyakıtların, yüzde 6 ile biyokütle ve jeotermal enerji ile ısıtmanın, yüzde 6 ile güneş enerjisiyle su ısıtmanın ve yüzde 5 ile de küçük hidroelektrik santrallarının takip ettiği görülüyor. Ayrıca büyük hidroelektrik santrallarına da 4045 milyar dolarlık yatırım yapıldığı da belirtiliyor. Temiz enerji sektörüne yönelik yatırımların Eylül 2008’den sonra düşüş gösterdiği, 2008’in ikinci yarısında gerçekleşen toplam temiz enerji yatırımının 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 23 azaldığı kaydedildi. Yine de tarife destekleri gibi teşvik politikalarının sayesinde projelerin devam ettiği, ülkelerin krize bir yanıt olarak yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilere yönelik kamu Şnansman desteğini arttırdıklarına dikkat çekiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde yenilenebilir kaynaklar için gelişmiş yardımların büyük ölçüde yaygınlaştığı ve 2008 yılında 2 milyar dolar düzeyine eriştiği belirtiliyor. 2009 yılı başı itibarıyla en az 73 ülkenin yenilenebilirde politika hedeŞ belirlediği, en az 64 ülkenin de yenilenebilir enerji kaynaklarından üretime yönelik teşvik politikası uyguladığı, bunların 45’inde de tarife desteği bulunduğu ifade ediliyor. Teknoloji için altyapı hazırlanmadı Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırma çalışmalarının gelişmiş ülkelerde yapıldığı dönemlerde AKP iktidarı gerçekçi bir yasal düzenleme yapamamış, bu alanda atılım sağlayamamıştır. Şimdi de ne yazık ki teknoloji gelişiminden söz edebilmek mümkün değildir. Yeni yasayla yerli üretime teşvik politikası olduğu söylense de böyle bir altyapı ülkemizde kurulmamıştır. Kaldı ki söz konusu yerli üretim teşvikleri üreticilere yönelik olarak planlanmamış, enerji üretecek şirketlerin enerji satış fiyatlarına eklenecek fiyat teşviği olarak düzenlenmiştir. Neden yerli üretime doğrudan bir teşvik yerine böylesine dolaylı bir teşvik düşünülmüştür? Burada gösterilen amaç ile yapılan düzenleme değerlendirilmeye muhtaç görülmektedir. Yerli üretimin koşulları, yani ülkemizde istihdamı artırıcı ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Türbin üretiminde tekelleşme Raporda ilk kez rüzgar türbin şirketlerinin Mısır ve Türkiye gibi iki gelişmekte olan ülkede megavat ölçekli rüzgar türbini üretmek için girişimde bulunduklarına dikkat çekiliyor. Raporda, 2008 yılında rüzgar türbin üretiminde küresel olarak 10 büyük şirketin ismi sıralanırken; Almanya, İspanya, Danimarka, Çin, Hindistan ve Amerikalı olan bu şirketlerin küresel üretimin yüzde 85’ini gerçekleştirdikleri bilgisi veriliyor. Bu veri bu alandaki dünya yüzeyinde yaşanan yoğunlaşmayı da gözler önüne seriyor. Avrupa Birliği’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Ekonomik Gelişim ve İstihdama Etkisi başlıklı Nisan 2009 tarihli raporda ise enerji tüketiminin 2020’de yüzde 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasına yönelik hedeŞ içeren bugünkü gelişmiş politikaların ulusal gelire yüzde 0.24’lük katkı ve 410 bin civarında ek iş olanağı sağlayacağı hesabına yer veriliyor. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle