Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ENERJİ uygun görülmesi durumunda da değerlendirme sonucunun Mart ayı içinde Bakanlar Kurulu’na sunulacağı belirtilmiştir. Bu açıklamalar ve yaşanan süreç, mevzuata aykırı olduğu açık olmasına rağmen İhale Komisyonu üzerinde revize fiyatın değerlendirmeye alınmasını sağlamaya yönelik baskılar olduğunu düşündürmektedir. Nisan ayı ortası itibarıyla henüz süreç tamamlanmazken, İhale Komisyonu’nun görüşünü oluşturmasının ardından ilgili mevzuat gereği TETAŞ Yönetim Kurulu’nun onayıyla nükleer santral bulmacasının Bakanlar Kurulu’nun önüne gelmesi öngörülmüştür. alınması mümkün değildir. Yani şartnameye göre teklif değiştirilemez. Buna karşı firmanın ilk teklifi ile revize teklifi arasındaki fiyat uçurumu da teklifin ne ölçüde haksız ve abartılı olduğunu, nükleer santralla elektrik üretiminin ucuz değil pahalı bir enerji kaynağı olarak tercih edilemeyeceğini gözler önüne sermektedir. Buna karşın serbestleşme ve özelleştirme uygulamalarıyla yaratılan sanal elektrik piyasası ortamında yükseltilen fiyatlarla pahalı nükleer santrallarına da geçit sağlanmaya çalışılmaktadır. TETAŞ’ın özel sektörden elektrik alımına yönelik yaptığı ihalede kabul edilebilir olarak belirlenen tavan fiyatın nükleer santral ihalesinde ortaya çıkan fiyata yakın olması, Rusların nükleer santral için verdiği 21.16 sentlik fiyat teklifini kamuoyunda aklama operasyonu olarak değerlendirilmiştir. Bu şekilde 1 kilovat saat elektrik satışı için 19.528 kuruş arasında değişen fiyat tekliflerinin geldiği elektrik alım ihalesi iptal edilirken, böylece nükleer ihaledeki revize teklif fiyatının değerlendirmeye alınmasına yönelik bir zorlama yapıldığı düşünülmektedir. Yaşanan sürecin takipçisi olmayı bırakmayan nükleer karşıtları, nükleer santral ihalesinde mevzuata aykırı günü birlik arayışlar karşısında yetkililerin işlediği nükleer suçlara karşı daha fazla sessiz kalmayarak toplumsal sorumluluk bilinci ile başta Mersin, Sinop, İstanbul, Tarsus, İskenderun olmak üzere bulundukları tüm yaşam alanlarından savcılıklara suç duyurusunda bulunmuşlardır. AKP Hükümeti, acil çözüm bekleyen enerji alanında nükleer santrala kilitlenmiş; Türkiye’nin 3 değerli yılını heba etmiştir. Daha fazla bu sürecin uzamaması, nükleer santral karşıtlarına kulak verilmesi, en azından ihale sürecindeki hukuka ve kamu yararına aykırı gelişmelerin kabul edilerek ihalenin ivedi olarak iptali gerekmektedir. ? Kemal ULUSALER EMO Enerji Çalışma Grubu Üyesi İkinci teklif yasal değil Yasa ve yönetmeliğe göre firmanın teklifini değiştirmesi mümkün olmadığı gibi şartnamede de ikinci bir teklifin söz konusu olamayacağına ilişkin çok sayıda hüküm bulunmaktadır: “ Yarışma komisyonunun talebi üzerine İdare, tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere net olmayan hususlarla ilgili isteklilerden tekliflerini açıklamalarını isteyebilir. Bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya Yarışma dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilemez ve bu sonucu doğuracak şekilde kullanılamaz. Bu yarışma için alternatif teklif verilemez. Ön koşul ve karşı şart taşıyan teklifler değerlendirmeye alınmayacaktır. Teklif alma saatinden sonra gelen teklif, değişiklik ve iptaller dikkate alınmayacaktır.” Şartnamede yasak davranış ve fiiller kapsamında “Yarışmada kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten yada vekaleten birden fazla teklif vermek” sayılmaktadır. Sonuçta, yasal olarak başka teklif Tayfun Akgül Trabzonspor oldu. Şimdi hemen “Bu nasıl kazanmak kardeşim, dalga mı geçiyorsun” diyen Trabzonsporluları duyar gibiyim. Siz sahada süründüğüne bakmayın Trabzon Spor Kulübü kazanıyor beyler… Üstelik yalnız bugün değil, yarın da kazanacak. Bizatihi kendi yöneticilerinin söylemiyle yılda ortalama 15 milyon TL kazanacaklar. Bu miktar gelecekte yükselmesi kaçınılmaz elektrik fiyatları ile her yıl katlanarak büyüyecek. Hem de tam kırk yıl boyunca. Peki nereye harcanacak bu kazançlar? Taraftarına anlık mutluluklar bahşeden genellikle saç baş yolduran futbolculara, antrenörlere, öteye beriye... Bu paraların nereye gideceği belli de nereden geldiği belli mi? Elbette belli; öncelikle yöre halkının cebinden. Sonra bu ülkenin yok yoksul insanlarından; ekmeğe, ete, süte muhtaç çocukların boğazından. Ve o çocukların babaları, ağabeyleri, amcaları, dayıları avaz avaz bağıracaklar tribünlerden: “Trabzon sen çok yaşa!” Her gün biraz daha tükenen neslini anımsamaksızın, farkında olmaksızın… Evet Trabzonspor Uzungöl Regülatörü ve Hidroelektrik Santralı’ndan sonra Ballıca HES’i de bünyesine aldı. Kırk yıl boyunca halkın cebinden yaklaşık 1 trilyon lira yeşil sahalarda çarçur edilecek. Türkiye’de yaklaşık 400 şirket, trilyonlarca lirayı özellikle su için fahiş olan 12 ila 15 kuruş/kilovat saat bedel ödeyecek olan yoksul halkın cebinden neredeyse yarım yüzyıl boyunca emecekler. Bu işin sorumlusu ise enerjinin bir Anayasal hak olduğunu çoktan defterinden vicdani Anayasasından silmiş olan AKP, MHP, CHP, SP, DP ve diğer piyasacı partilerdir. En büyük sorumlu ise yedi yıldır iktidarda olan AKP’dir. Bu sömürünün önünü açan AKP iktidarı kapitalizme yoksul halkın ciğerini meze ederken, kendisi de boş durmuyor. Bu yılbaşından itibaren her ay kademeli olarak fiyat indirimi yapması gereken doğalgazda sadece Şubat ayında göstermelik bir seçim indirimiyle yetindi. Bu yazı sizlerin eline geçtiği günlerde benzeri bir göstermelik fiyat indirimi daha yapacak. Görülen o ki yüzde 45’ler civarında bir fiyat indirimi yerine yılın ilk 6 ayında toplamda yüzde 30’u geçmeyecek bir indirim ile yaza girilecek. Ve sonra yola devam, kışa Allah kerim… Dünyada fiyatlar düşerken neden iktidar buna uymaz? Nedeni çok açık; teğet geçtiğini söylediği ekonomik krizden dolayı düşen vergi vb. gelirlerini telafi etmek için. Yani önce mahkum ettiği, sonra harcamak zorunda bıraktırdığı alternatifsiz yoksul halka Deli Dumrul vergisi uygulamakta. Bir taraftan patron denen sivil yapı, diğer taraftan devlet denen resmi yapı yoksulun sırtında... Yoksullar ise kriz, buhran derken bir kolbastı tutturmuş gidiyor. Meclistekiler büyük bir ihtimal halkın neşe içinde oynadığını sanıyor. Oysa bu kolbastı değil eli kolu bağlanmış yoksul halkın sırtındaki keneleri atma dansı… T Buna Kolbastı Diyorlar? rabzon’da Kim Kazandı? Yerel seçimlerin kritiği neredeyse bir aydır yapılıyor. Trabzon’da kimileri AKP kazandı derken, kimileri de CHP kaybetti yorumu yaptı. Benim yorumum ise başka. Ne AKP, ne de CHP. Kazanan ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ