Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 14 Enerjide serbest piyasa gözlüğüyle alınan devlet teşvikli önlemler işe yaramıyor Piyasacı kamu anlayışının yarattığı girdap Hayati KÜÇÜK EMO Hukuk Müşaviri önlemlerle yetiniliyor olması, krizin nedenleri ve sonuçları hakkında yeterince ders alınmadığını gösteriyor. ünya ölçeğinde yaşanan ekonomik kriz, kapitalist ülkeleri serbest piyasa sistemine yaklaşımda yeni arayışlara yöneltirken; ülkemizde kriz hiç olmamış gibi eski politikaların uygulanmasına devam ediliyor. Özellikle enerji alanındaki özelleştirme/serbestleştirme politikaları, krize ve arztalep dengesindeki değişimlere rağmen hız kesmeden devam ediyor. Yaşanan büyük ekonomik krizin temel nedeninin, son 25 yıldır uygulanan serbest piyasa uygulamaları olduğu artık genel kabul görüyor ve piyasaların denetim altına alınması için çeşitli yöntemler geliştiriliyor. Çeşitli sektörlerin daha fazla kamusal denetim altına alınmaya çalışılması, özel sektöre finansal destek sağlanması, kimi büyük şirketlere el konulması, sınırlı da olsa sosyal içerikli paketlerin devreye sokulması gibi önlemler, yeni liberal politikaların içine düştüğü açmazı gösteriyor. Her türlü müdahaleden arındırılmış, kendine özgü sihirli araçlarla yolunu bulan bir piyasa ekonomisinin hayat bulamayacağı görülüyor. Alınan acil önlemlerin yanında yapısal bir değişimin hangi yönde olacağı sorunu da masaya yatırılmış durumda. Her ülkenin kendine özgü geliştirdiği önlemlerin ve bulunacak başkaca çözüm önerilerinin kapitalizmin krizlerini önleyip önleyemeyeceği ayrı bir sorun olmakla beraber; krizden çıkışın, mevcut ekonomi politikalarının terk edilmesinden geçtiği anlaşılıyor. Dünyada daha köklü değişim arayışları sürerken, ülkemizde sanki başka bir ekonomik model uygulanıyormuş ve sanki çöküşe geçen ekonomik sistem hiç sorgulanmadan krizin merkezi olan ülkelerden kopya edilmemiş gibi, Türkiye’yi teğet geçeceği yönünde bir inanış var. Bu inanış, krizin nedeni olan ekonomik politikaların fanatik bir tarzda aynen sürdürülmesi sonucunu doğuruyor. Krizin ortaya çıkardığı yakıcılık karşısında 35 aylık ve yalnızca piyasayı kısa vadeli canlandırmayı amaçlayan KDV indirimi gibi ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ D Elektrik enerjisinde serbestleşme Bilindiği gibi elektrik enerjisi Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) eliyle bir kamu hizmeti olarak sağlanırken, enerjinin alınıpsatılan bir mal haline dönüştürülmesi amacıyla TEK parçalara ayrıldı ve satışa çıkartıldı. Kamunun elektrik üretimi faaliyetlerinde bulunması engellendi. Elektrik üretimi ancak özel sektör tarafından ve kar amacıyla yapılır hale getirildi. Bu serbestleşmenin gereği olarak, sektörün üzerinde bağımsız bir üst kurul olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) oluşturuldu. EPDK’nın amacı ise bir yandan elektrik piyasasının kurallarını belirleyip, denetim yapmak; diğer yandan kamunun bu alana müdahalesinin tamamen engellenmesini sağlamak. Bu uygulamalar sonucunda Türkiye’nin elektrik enerjisinin yüzde 60’ı özel sektör eliyle üretilir hale geldi. Dağıtım alanında ise Türkiye 21 bölgeye bölündü ve bu bölgeler gruplar halinde özel sektöre devrediliyor. SEDAŞ, BAŞKENT, MENDERES, MERAM ve ARAS elektrik dağıtım şirketleri özelleştirildi. Osmangazi ve Çoruh elektrik dağıtım kuruluşları için de özelleştirme ilanına çıkılırken, yıllar önceki ihalesiz görevlendirmeye dayanılarak Göksu (KahramanmaraşAdıyaman) elektrik dağıtımının da özel Dünyada daha köklü değişim arayışları sürerken, ülkemizde sanki başka bir ekonomik model uygulanıyormuş gibi, krizin Türkiye’yi teğet geçeceği yönünde bir inanış var. Bu inanış, krizin nedeni olan ekonomik politikaların fanatik bir tarzda aynen sürdürülmesi sonucunu doğuruyor. Krizin ortaya çıkardığı yakıcılık karşısında 35 aylık ve yalnızca piyasayı kısa vadeli canlandırmayı amaçlayan KDV indirimi gibi önlemlerle yetiniliyor olması, krizin nedenleri ve sonuçları hakkında yeterince ders alınmadığını gösteriyor. sektöre devredilmesi gündemde. Kamuya ait elektrik üretim şirketleri de gruplar halinde satışa çıkartılacak. Fiyatların önlenemez yükselişi Serbestleşmeyle birlikte elektrik enerji fiyatlandırma yapısında da önemli değişikliklere gidildi. Kamu hizmeti olarak tek elden yürütülen ve herhangi bir kar amacı bulunmayan bir yapıdan, çok parçalı ve özel sektörün karının öne çıktığı bir fiyat mekanizmasına geçildi. 2001 yılında yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Yasası öncesinde yapılan özelleştirme uygulamalarının ürünü olan YapİşletDevret (YİD) ve Yapİşlet (Yİ) uygulamaları nedeniyle, bir kamu şirketi olan Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş (TETAŞ) özel sektörün ürettiği elektriği almaya devam ederken; 2012 yılının sonuna kadar belirlenen bir süre tam serbestliğe geçiş süreci olarak ilan edildi. Halen kamunun elinde olan şirketler ise, özel sektör faaliyetlerine uyum amacıyla her 3 ayda bir fiyatların yeniden belirlendiği otomatik fiyatlandırma mekanizmasına geçti. Elektriğin üretim, iletim, toptan satış, dağıtım ve perakende satış aşamalarının tümünde, faaliyet gösteren şirketlerin kazanç kapısı haline gelen sektör, elektrik fiyatlarında hızlı bir artışı gündeme getirdi. 2001 yılından sonra yürürlüğe giren yeni liberal enerji politikaları, dengeleme ve uzlaştırma piyasası olarak adlandıran bir karaborsa mekanizmasıyla, fiyatların tamamen şirketler tarafından belirlendiği bir sistemi de barındırıyor. Bugün için elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 15’lik kısmı bu karaborsada alınıp satılıyor. Serbestleşmenin tam olarak gerçekleşmediği bugünkü koşullarda, bu karaborsadan alımları da kamu şirketleri yapıyor. Kamuya yatırımı yasaklayan yeni sistem, özel sektörün yatırım yapması açısından da tam bir başarısızlık yaşıyor. Elektrik enerjisi arz açığıyla karşı karşıya kalan Türkiye’nin yaşayacağı sorunların önünde, yaşanan ekonomik kriz adeta bir çözüm oldu. Kriz nedeniyle önce talep artışı yüzde 4.5 seviyelerine düştü, ardından önceki yıl taleplerine oranla yüzde 10’lara varan bir düşüş gerçekleşti. Ancak krizin etkisinin azalması ve talepte herhangi bir artış yaşanması halinde, bu ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ