Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 10 NABUCCO’DA RUSYAABD ÇEKİŞMESİ Washington yönetimi öncelikli hedefini Avrupa müttefiklerini, Rusya’nın doğalgaz tekelinden kurtarmak olarak belirledi. Bunun için de Rusya’yı bypass edecek Nabucco projesi yeniden ön plana çıkarıldı. Amaç Türkmenistan, Azerbaycan ve Irak doğalgazının, Türkiye üzerinden güvenli bir güzergahla Batı’ya aktarılmasıydı. Moskova, Türkmenistan’dan destek alamayınca gözünü Bakü ve Ankara’ya çevirdi Bahadır Selim DİLEK NKARA Barack Obama’nın ABD Başkanı seçilmesinden sonra, yeni yönetimin küresel enerji politikasında nasıl bir rota belirleyeceği ciddi bir merak konusuydu. Dünya, 2000 yılından sonra ABD’nin yeni muhafazakar sıfatlı bürokratlarının “terörizmle mücadele” adı altında küresel enerji kaynakları ve enerji güzergahları üzerinde kurmaya çalıştığı egemenliğe tanık olmuş, 2008 yılında yapılan seçimlerden Obama’nın zaferle çıkmasıyla, kan ve gözyaşı ile harmanlanmış bu dönemin artık kapanacağı umutları yeşermişti. Obama, Beyaz Saray’a yerleşmeden önce açıkladığı kabinesinde yer verdiği isimlerle bu umutların daha da güçlenmesine neden olmuştu. Peki, ABD’nin küresel enerji rekabetindeki konumu dikkate alındığında, Obama’nın, eski yönetimin politikalarını ne kadar değiştirme şansı olacaktı? Bu sorunun yanıtı zaten Obama’nın dış politikasını açıkladığı konuşmasında verilmişti. Obama, dış politikasında Irak’ı değil, Afganistan’ı ön plana çıkaracağının mesajlarını vermiş, stratejisini Ortadoğu’dan çok, Orta Asya üzerine kurduğunu belli etmişti. İşte, Washington’daki yeni yönetimin bu yaklaşımı, Moskova’da alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Son yıllarda küresel doğalgaz satrancında çok önemli bir oyuncu durumuna gelmiş olan Rusya, kendi arka bahçesi olarak gördüğü Orta Asya ve Orta Asya’nın Batı’ya açılan enerji kapısı Hazar bölgesi ve Kafkasya’da, ABD’nin gücünü artırmasını istemiyordu. ABD’nin, 2003 yılında terörle mücadeleyi gerekçe gösterip, ABD’nin Irak’ı işgal etmesini uzaktan izlemeyi tercih etmiş olan Moskova yönetimi, bu tutumuyla zımnen Irak’ın Washington yönetiminin oyun alanı olduğunu kabul ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ A etmişti. Oysa, çok değil yarım asır önce, Sovyetler Birliği Irak’ta çok önemli bir etkinlik sağlamış durumdaydı. Buna karşın, Moskova yönetimi ABD’nin Irak’a olan ilgisinde öne çıkmamış, bir adım geri durmayı tercih etmişti. Afganistan odak oldu Ancak Obama yönetimi ile birlikte Afganistan, ABD dış politikasında odak durumuna gelmesi, Washington yönetiminin stratejik bir eksen değişikliğine gittiğini gösteriyordu. ABD’nin Afganistan’ı merkez alarak yürüteceği Orta Asya politikası, Rusya ve Çin’in stratejik olarak baskı altında tutulması anlamına geliyordu. Yani, Washington yönetimi bir yandan Çin’in ekonomik büyümesine paralel olarak bölgedeki siyasal etkinliğini arttırmasının önüne geçmek isterken diğer yandan da Rusya’nın küresel enerji satrancında önemli oyuncu olma rölünü elinden almayı ve en fazla kendisine yardımcı oyuncu rölü verilmesini hedefliyordu. Washington yönetimi öncelikli hedefini Avrupa müttefiklerini, Rusya’nın doğalgaz tekelinden kurtarmak olarak belirledi. Bunun için de Rusya’yı bypass edecek Nabucco projesi yeniden ön plana çıkarıldı. Amaç Türkmenistan, Azerbaycan ve Irak doğalgazının, Türkiye üzerinden güvenli bir güzergahla Batı’ya aktarılmasıydı. Washington yönetiminin bu projeye, bir şekilde İran’ı da dahil etmek istediği, Tahran yönetimini, Uluslararası siyaset sistemine eklenleyip, varılacak bir uzlaşma çerçevesinde doğalgazının Nabucco’ya aktarılmasını sağlamayı amaçladığı biliniyordu. Obama’nın Beyaz Saray’a yerleşmsinden sonra ortaya çıkan bu tabloda kendini göstermek isteyen Rusya, zaman yitirmeden harekete geçti. önem taşıyordu. Bu nedenle, ABD Dışişleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın 7 Mart’ta yaptığı Ankara ziyareti sırasında, “Başkan Barack Obama, bir ay içinde Türkiye’ye gelmeyi planlıyor” açıklaması, Moskova yönetimini biran önce adım atmaya zorladı. Obama’nın, Ankara ziyareti öncesinde enerji diplomasisi hız kazanırken, Moskova yönetimi ABD’nin büyük önem verdiği ve Obama’nın Ankara temasları sırasında da ele alınan Nabucco projesinin içini boşaltmak için arka arkaya girişim başlattı. Rusya önce Türkmenistan’la uzun erimli bir anlaşma yaparak, bu ülkenin Nabucco için kaynak olmasının önüne geçmek istedi. Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov’un 2425 Mart’taki Moskova ziyareti sırasında Hazar’ın iki yakasından doğrudan demiryolu ve gemi seferleri düzenlenmesi için bir anlaşma imzalandı. Ancak iki yıl önce Vladimir Putin, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Gurbangulu Berdimuhammedov’un “niyet anlaşması” imzaladıkları Trans Hazar doğalgaz boru hattı anlaşmasına bu kez Türkmen tarafı imza koymadı. Yaklaşık 1 milyar dolarlık, 600 kilometrelik proje, halen eski Sovyet boru hattıyla Rusya üzerinden gazını satan Türkmenistan’ın, yeni boru hattıyla daha fazla gazı Gazprom’a sağlamasını öngörüyordu. Bu anlaşmayla Rusya, Nabucco’ya Türkmenistan’ın kaynak oluşturmasını önlemek istiyordu. alternatif bir hat olarak gösterilmek istenmese de uygulamada Türkiye üzerinden İsrail’e ve Avrupa’ya uzanacak hattın vanası yine Rusya’nın elinde olacaktı. Bu da, Nabbucco’nun varlık nedenini ortadan kaldıracaktı. Transit ülke sıfatıyla gaz politikasında etkin olmak isteyen Ankara, ABD ile birlikte Nabucco’ya destek vermekte olduğu için, 2. Mavi Akım’a, ilk Mavi Akım projesine tam kapasite sağlanması koşulu ile destek veriyordu. Gazprom anlaşmalar uyarınca Türkiye’ye sadece keni iç piyasasında kullanmak için gaz satıyor. Ankara ise Mavi Akım’ın tam kapasite kullanılmasını, gereksinim fazlası gazın TürkiyeYunanistan boru hattıyla üçüncü ülkelere satışından Türkiye’nin de para kazanmasını istiyor. İki yıl önce Türkiye yeni boru hattını reddedince Rusya, Bulgaristan’a Karadeniz’in altından 900 km boru hattı döşenecek olan “Güney Akım” projesini ortaya atmıştı. Rusya, Obama’nın bütün bu konuların da ele alınıcağı Türkiye ziyareti öncesinde son kozunu oynayıp, Azeri gazını Gazprom’un satın almasıyla ilgili görüşmelere resmen başlanması kararını aldı. Gazprom Başkanı Aleksey Mille ile Azeri devlet petrol şirketi Socar Başkanı Rovnag Abdullayev arasında yapılan görüşmede, gaz sevkiyatının gelecek yıl başlatılması, bu amaçla Bakü’den Rusya’nın Dağıstan sınırına 200 kilometrelik yeni bir Rusya’dan Nabucco hamlesi Zamanlama, Obama’nın bütün bu konuları masaya yatıracağı Türkiye ziyaretinin planlanmasından ötürü büyük ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ 2. Mavi Akım hattı Moskova yönetimi boşa çıkan bu girişiminin ardından, Ankara ile 2. Mavi Akım hattının devreye girmesi için ön çalışma başlatılması kararı aldı. Her ne kadar 2. Mavi Akım, Nabucco’ya ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ