27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 SPOR GÖZLEM Ali ABALI 13 Ocak 2012 Cuma 393 MeksikaOlimpiyatlarıŞampiyonu,LondraOlimpiyatları’ndanşampiyonçıkmayacağınısöylüyor Arda’nın 20 Liralık Umudu Spor Toto Süper Lig’de ikinci yarı başladı. Ligin sonuna demir atan asırlık Ankaragücü’ne küme düştü gözüyle bakanlar şu an gelinen nokta itibariyle yanılmış gibi görünüyorlar. Daha önceleri bu sütunlarda ifade etmeye çalışmıştık: “Çıkmayan canda ümit vardır”. Başkentin sarılacivertli bu kulübünü acınacak hale getirip bırakanlar, Ankaralı sporseverlerin takımlarını sahiplenmelerine ne diyecek acaba? İkinci yarıya, Ankaragücü’nde görülmemiş bir olaya tanık olduk. Adeta batan gemiden kaçış gerçekleşti. Takımın belkemiğini oluşturan futbolcular, çil yavrusu gibi dağıldı. Daha açık deyimle kaçtılar. Dolayısıyla Ankaragücü son karşılaşmasını alttan gelen A2 oyuncularıyla yaptı. Takımlarını desteklemek isteyen sporseverler ise 19 Mayıs Stadı’nı doldurdu. Ülkemizi dış sahalarda temsil eden, ligin iddialı takımı Beşiktaş önünde galibiyeti kaçıran Ankaragücü, “isimsiz kahramanlar”ıyla yeniden takım oldu. Minik Arda’nın büyük umudu Asıl önemli davranış, bir avuç genç çocuğun harçlıklarını getirip Ankaragüçlü futbolculara vermesiydi. Bu çocuklardan birisi, Arda adlı yavrumuz. Kumbarasını getirip 20 TL’sini, Ankaragüçlü futbolcu abilerine gönderdi. Gözyaşlarını tutamayan taraftar ise kampanya sonunda topladığı, 29 bin 350 TL’yi teknik ekibe teslim etti. Evet bu para futbolcular arasında paylaştırıldı. Çünkü isimsiz o kahramanlar, İddaa’ya alınmayan Mersin İdmanyurdu maçını kazanıp, milyarlık Beşiktaş önünde galibiyeti zorladı. Ankaragücü’nde vaktiyle güzel günler geçiren yöneticiler artık kayıkçı kavgasına son vermeli. Puan durumuna bakarsak Ankaragücü, sonuncu ama onun üstünde yer alanlar ile aralarında büyük fark yok. Bu hafta sonu Sivas deplasmanından puanla dönelim, daha sonra bu adsız genç kahramanlar zoru da başaracaklardır eminim. Ankaragücü’nü umutlu günler bekliyor. Ahmet Ayık Türk güreşinimindereyatırdı ALİ ABALI / SEVİL ARINAN A hmet Ayık Sivas Doğanşar’da 1938 yılında dünyaya geldi. Güreşe 9 yaşında, doğduğu Eskiköy’deki karakucak şenliğinde başladı. 1961 yılında ulusal takıma girme şansını yakalayan Ayık, Dünya, Avrupa ve Olimpiyat Oyunları’nda 9 şampiyonluk, 3 ikincilik elde etti. 1968 Meksika Olimpiyatları’nda şampiyon oldu. Spor geçmişinde Rus şampiyon Ale xander Medvedev’i yenip, “en teknik sporcu” unvanını alan Ayık, 7 kez de Türkiye Şampiyonuluğunu elde etti. Ayık Güreş Federasyonu’nda iki kez başkanlık yaptı ve halen FILA Asbaşkanlığı görevini yürütüyor. Köyden dünya güreşçisine “Ben köy çocuğuyum. Milli ve dini bayramlarda, düğünlerde güreşerek bu spora başladım” sözleriyle kendini tanıtan Ayık, güreşe başladığı dönemde, komşularının kendisinden 4 yaş büyük oğluy la 3,5 saat buzda güreş tuttuğunu söyleyerek, güreşin “beraberlikle” sona ermesiyle donan parmaklarını su kaynayan bir tencerinin buharında çözdüğünü anlatıyor. Ayık, eşi Fatma ile, ailesi izin vermediği için, kendi rızası ve babasının ve yengelerinin oluruyla kaçırarak evlendiğini de, hayatanın dönüm noktlarından biri olarak aktarıyor. Uzun yıllar süren güreş kariyerinden sonra düzgün bir aile ve iş hayatı kurduğunu ifade eden Ayık, bugün akaryakıt ticareti ve turizmle uğraşıyor. ‘Karpuzseçergibitakımkuruyorlar’ AYIK, bugünkü ulusal takım kadrosundaki güreşçileri “önlerindeki fırsatları doğru kullanamıyorlar” diye eleştirirken de, güreşin içine düştüğü durumdan kurtulup başarıya ulaşması için yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: ¦ 2012 Olimpiyatı’nda başarılı olamayız: Ulusal takım planlıprogramlı bir çalışmanın sonunda belirlenirse her zaman başarılı olunacaktır. Tarladan veya sergiden karpuz seçer gibi takım oluşturulursa haliyle sonuç da alınamaz. Bu şekilde 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda başarı sağlayamayız. ¦ Kural değişimi bahane olamaz: Ulusal formayı giyecek adam, seçmelerde rakiplerini takır takır yenmeli. Ama nedense sistemi bir türlü oturtamadık. Bu gidişatın yanında sürekli değişen kurallar bahane ediliyor. Ama anımsatmakta yarar var bu değişen kurallar yalnız Türkiye’ye has bir durum değil. ¦ Seçmeler dürüst yapılmıyor: Güreş Türklerin ata sporudur ve her zaman da öyle kalmalıdır. Güreşte her zaman dünya sıralamasında ilk 5 ülke arasına girdik. Ama iyi antrenörle çalışılmaması ve sporcu seçmelerinin dürüst yapılmaması aldığımız sonuçları etkiledi. ¦ Yeterli altyapı var: Aslında Türkiye’de yeterli düzeyde güreş eğitim merkezimiz var. Buralar gecegündüz antrenman için kullanmalı. İşin ehli antrenörler ulusal takımların başına getirilmeli. Altyapıdan gelecek güreşçiler de önemsenmeli. Ama son dönemde altyapıdan gelen kimse yok. Bu çok büyük bir eksiklik. ¦ Onun bunun adamı seçilmemeli: Ulusal takım belirlerken ince elenip sık dokuma yapılması lazım. Bir değil birkaç defa eleme yapılmalıyız. ‘Onun adamı, bunun adamı’ sözlerini de unutmalıyız. ¦ Yabancıların Türkleştirilmesi yanlış: Örneğin Dağıstanlı Ramazan Şahin, olimpiyatlardan sonra varlık gösteremedi. Şu an çalışıpçalışmadığını bile bilmiyorum. Bu da gösteriyor ki güreş camiası bu gibi transferlere iyi bakmıyor, kabullenmiyor. Çünkü, güreş bizim Ata sporumuz. Bizde onlarca değil yüzlerce cevher var. Onlar bulunup, ortaya çıkarılsın. ¦ Cinsiyet ayırımı yapılıyor: Önümüzdeki dönemde, güreşte kadın takımı olmayan ülkeler, yarışmalara alınmayacak. İstanbul’daki dünya şampiyonasında kadın sporcularımız varlık gösteremedi ama iyi güreşçilerimiz var. Onların üzerine eğilinirse başarılı olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle