Katalog

16 13 Ocak 2012 Cuma 393 CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi SÖYLEŞİ GAZETEMİZİN Çankaya Belediyesi’yle birlikte her ayın üçüncü haftasında ortaklaşa düzenledikleri “Cumhuriyet Söyleşileri”nin bu haftaki konuğu, gazetemiz yazarı Zeynep Oral ve bir dönem CHP Genel Başkanlığı’nı da yapan, eski Milletvekili gazeteci yazar Altan Öymen. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, bugün saat 18.00’de gerçekleştirilecek söyleşinin konusu son dönemde medya ve siyasetin en çok tartışılan gündem maddelerinden biri olan “Basın özgürlüğü ve basın emekçileri.” (468 21 05) İMZA GÜNÜ YİTİK Ülke Yayınları’nca çıkan “90’lar Kitabı”nda 111 yazar, 1990’lı yıllarında yaşanan önemli olayları anlattı. Kitaptaki 111 yazarın yaş ortalaması 30. 1990’lı yıllara dair bir belge niteliğindeki kitap için kitabın yazarları Ankaralı okurlarla bir araya gelecek. Etkinlik 17 Ocak’ta, Tunalı Hilmi Caddesi, 83/A Kavaklıdere adresinde yer alan Cafe Des Cafe’de yapılacak. (428 01 76) Altan Öymen Zeynep Oral GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET Son yıllarda batı sanatındaki efsane adların yapıtlarından oluşan seçkilerin yolu ülkemize de düşmeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda Picasso ve Rodin sergilerinin İstanbul’da açıldığı anımsanacaktır. Yine Salvador Dali’nin değişik çalışmalarını hem İstanbul’da hem de Ankara’da açılan sergilerde izlemiştik. Sanat tarihinde yer etmiş sanatçıların elinden çıkma çalışmaların bizim gibi sanattan uzaklaştırılmaya çalışılan toplumların izleyicileriyle buluşması sıradan bir olay değil. Gerçi, yurdumuza getirilen yapıtlar, o efsanelerin çok bilinen çalışmaları arasında gösterilmiyor. Çünkü, çoğunluğu dünyanın belli başlı müzelerinde yer alan söz konusu yapıtların bulundukları yerden çıkarılmaları olanaklı görülmüyor. Çıkarılsalar bile, sigorta primleri altından kalkılacak gibi değil. Sayılan olumsuzluklara karşın eldeki ola Dali Ankara’da naklarla getirilebilen bu çalışmaları izlemek elbette bir kazanç olacaktır. Arete Sanat Galerisi’nin düzenlediği sergide Salvador Dali’ye ait Zodyak başlığı altında toplanan burçlarla ilgili litografileri bu bağlamda düşünmek gerekiyor. Eski Grekçede “yaşam çemberi” ya da “canlı varlıkların çemberi” karşılığı kullanılan Zodyak, burçlarla insan yaşamı arasında olduğu varsayılan gizli ilişkiyi açıklayan bir söylem biçimidir. Bir yanıyla mistik dünya görüşünün çıkış noktası sayılarak yaşamı yıldızların hareketlerine bağlayan bu anlayış, Dali gibi sanatın Gerçeküstü (Sürrealist) sularında kulaç atan birisinin dikkatinden kaçamazdı. Aslına bakılırsa sanatçının yaşam çizgisi de aynı doğrultuda tipik bir gerçeküstü yol izler. Gençliğinden itibaren sırasıyla Anarşist, Komünist, Troçkist, Freudyen, Faşist ve koyu Katolik anlayışları benimseyerek bu tanımlamayı hak eder. Kendisiyle aynı dönemde yaşayan sanatçılar Federico Garcia Lorca, Picasso, Luis Bunuel, Max Ernst, Rene Magritte, Aragon ve Juan Miro ile kurulmuş dostluklar kültür tarihinin önemli tanıklıklarıyla doludur. Resim, sinema, tiyatro, şiir, müzik ve yazın dalları bu dostlukların çevresinde filizlenir, boy verir. Biri ötekinden beslenir, diğeri bir başkasından aldığı esinle ileriye atılır. Sanatı besleyen de bu etkilenmeler değil midir zaten! Şu an İstanbul’da açılış kapanış tarihleri aynı olmasa da bir sergisi daha bulunuyor Dali’nin. Buradaki sergisinde Gerçeküstücü anlayışın bakış açısıyla, o çokça bilinen burç simgelerini kendine özgü dinamizmle yorumlayarak taşbaskı tekniğiyle yorumlayarak ortaya çıkarmış. Burçlar dışında kalan başka bir grup çalışmanın da yer aldığı sergiye gideceklere küçük bir anımsatma: Sanatçının Luis Bunuel ile ortaklaşa gerçekleştirdiği 1929 tarihli ve Gerçeküstü sinemanın klasikleri arasında yerini çoktan almış olan “Bir Endülüs Köpeği” filmini izlemeden ayrılmayınız.