Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Eylül 2011 Cuma 374 19 Ankara Üniversitesi, mağdurlara yardım için harekete geçti ANKARANT Murat KIŞLALI mkislali@yahoo.com Başkentte ‘tacizbirimi’ B SEVİL ARINAN Başbakan’ın Köpürdüğü Yolsuzluk Kimin? A NKARA Üniversitelerde akademisyen ve öğrencilerin karşılaştığı cinsel şiddet ve cinsel saldırılar üzerine harekete geçen Ankara Üniversitesi, Türkiye’de ilk kez uygulanacak “destek birimi”ni yaşama geçiriyor. Cinsiyet ayırımı gözetmeden hizmet verecek birim, şikayetleri aldıktan sonra mağdurları bilgilendirip, rehabilitasyon sürecini sağlayacak, hukuki yolları gösterecek. Ankara Üniversitesi Senatosu’nun imzaladığı “Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Politika Belgesi”nde, üniversite ortamında yaşanan tacizlerin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekildi, hiyerarşik ilişkilerin hakim olduğu kurumsal ortamlarda tacize uğrayanların bu sorunu dile getirmediği vurgulandı. Erkeklerin de tacize uğradığına dikkat çekilen belgede, “cinsel taciz ve cinsel saldırıdan arınmış bir akademik ve mesleki ortamının yaratılması” amaçlandığı kaydedildi. Bu konuda taciz ve saldırı mağdurlarını bilgilendirip, destek verecek olan Ankara Üniversitesi, ilgili tüm iddia ve şikayetleri etkin olarak araştıracak. Kurulacak “Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi” Türkiye’de ilk kez idari, akademik, eğitsel görev ve yetkilere sahip olma özelliğini taşıyor. Araştırmalar gizli kalacak Birimin yapacağı çalışmalar şöyle sıralanıyor: Cinsel taciz ve cinsel saldırı konularında duyarlılık yaratmak, taciz sayılabilecek davranışları engellemek ve mağdurları desteklemek Şikayetçi ve hakkında şikayette bulunulan kişi arasında arabuluculuk faaliyetleri başlatmak, cinsel taciz konularında soruşturmacılara ve ilgili idari birimlere bilirkişi desteği sunmak, ağır taciz durumlarıyla ilgili acil tedbirleri almak, üniversitede cinsel tacize ve cinsel saldırıya karşı duyarlılık yaratmak. Yalan söyleyene ceza Birim, çalışma yöntemlerini de tamamen bilimsel esaslar üzerine oluşturdu. Bu kapsamda iddiaların incelenmesi aşamasında başvuru sahibi ve şikayet edilen kişinin özel yaşamına gizlilik ilkesi sıkı sıkıya uygulanacak. Başvuru sonrası işletilen süreçte iddia sahibinin kasıtlı olarak yalan söylediğinin ve yanlış açıklamalarda bulunduğunun tespit edilmesi durumunda disiplin yaptırımı uygulanacak. Birim, cinsel taciz ve saldırığı mağdurlarına çeşitli önerilerde de bulunuyor. Bu kapsamda şu önlemler sıralanıyor: “Ortak arkadaşların arabuluculuğuna başvurulabilir. Rahatsız edici bir davranışta bulunan kişiye bu davranışına son vermezse resmi girişimde bulunacağını söylenebilir. İlk andan itibaren, soruşturmada delil olarak kullanılabilecek ne tür materyal varsa toplanmalı, olaylara dair kayıt tutulmalı, varsa deliller saklanmalı ve olay yakın kişilerle paylaşılmalı. Akademik danışmana, üniversitenin idari makamlarına başvurulmalı ve kolluk kuvvetlerinden yardım istenmeli.” aşbakan yummuş gözünü, açmış ağzını, CHP liderine yolsuzluk konusunda ders veriyor: “İşte kendi içlerinde birbirlerine girmişler. Bir il başkanını atıyor, arkasından bakıyorsunuz (il başkanı) ‘300 milyon dolarlık bir yolsuzluk ortaya çıktı’ diye istifa ediyor. Onun üzerinden de diyor ki, ‘Bizim partimiz temiz partidir. AK Parti gibi yolsuzluklara karışmış bir parti değildir.’ Önce sen bir defa aynaya dikkatli bak. Senin daha temizleyecek çok şeyin var. Belediyelerindeki pislikleri bir takip et.” Konu, CHP’nin Ankara İl Başkanı’nın istifasıyla sonuçlanan süreç: Alacaatlı, Ankara’nın İncek mahallesinde, şehir merkezine 2025 kilometre mesafede bir bölge. Burası Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bulvarlarını nispeten yeni yaptığı İncek’in içinde yer alıyor. Buradaki ve çevredeki neredeyse tüm yapılar müstakil ev, villa veya kooperatif şeklinde. Ancak Anakent Belediye Meclisi bir karar çıkartarak Alacaatlı’da belli parseller arasında imar hakkını ciddi biçimde arttırıyor. Cumhuriyet’in 26 Temmuz 2010 tarihli nüshasında yazmıştım. Alacaatlı’da benzer bir avantajdan, İstanbul’da Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın belediyesinden istediği imar kararlarını çıkarmasıyla tanınan ve Fethullah Gülen ile de yakınlığı bilinen Sinpaş Grubu faydalanmıştı. Böylece, sonradan Güney Park Projesi’nde Gökçek’e 2.400 daire verme taahhütünde bulunan Sinpaş’a, bu değişiklikle fazladan 332 daire yapma olanağı verilerek, 100 milyon liralık bir rant yaratılmıştı. Şimdi benzer bir uygulama yeniden gündemde. Başlangıçta 200’e yakın olan daire sayısı 900 civarına çıkartılıyor. Bu bölgeye neredeyse fazladan 700 daire yapılacak. 400 bin dolarlık tahmini satış bedeli üzerinden yaklaşık 300 milyon dolarlık bir rant söz konusu. Dikkatinizi çekerim. Kararı alan Ankara Anakent Belediye Meclisi. Yani Gökçek’in Belediyesi. Üstelik bu karara Meclis’in CHP’li üyeleri de karşı çıkıyor. İl Başkanlığı’ndan istifa eden Tarık Şengül’ün de sıkıntısı burada. Anakent Belediyesi’nde CHP’lilerin karşı çıktığı bir plan değişikliğine, aynı değişikliğin CHP’li Yenimahalle Belediyesi’nden geçmesi sırasında CHP’li yönetimin sahip çıkıp onay vermesi. Bir başka deyişle, Başbakan’ın “Kendi yolsuzluklarına baksınlar” diye kabul ettiği “yolsuzluk” aslında CHP’nin değil AKP’nin yolsuzluğu. Yani, Başbakan’ın ifadesiyle “300 milyon dolarlık pislik” AKP’nin pisliği. CHP Yenimahalle sadece üstüne basmış.