Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Eylül 2011 Cuma 374 11 Doç. Dr. Şengül, Ankara’nın imar sorununu değerlendirdi: ‘Vurkaçrantıyaratılıyor’ SERTAÇ EŞ NKARA Belediye kaynaklı bazı iddiaları gündeme getirerek görevinden istifa eden CHP Ankara İl Başkanı Doç. Dr. Tarık Şengül, yaratılan “vurkaç rantı”nın kenti topyekün çökerttiğini dile getiriyor. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e “esaslı bir yanıt” vermeye hazırlanan Şengül’ün sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: Yerleşim alanlarının planlarının değiştirilerek konut sayısının artırılmasının kent açısından yaratacağı sorunlar nelerdir? Plancılar kentleri bir bütün olarak planlarlar. Bir bölgenin yapı yoğunluğunu artırırsanız, hem o bölgenin hem de kent bü A tünün dengesini bozarsınız. Örneğin Çayyolu, İncek gibi bölgelerin çok yoğun olmaması istenmiştir. Eğer bu bölgelerdeki yoğunluğu artırırsanız, Kızılay, Esat, Ayrancı’da çöküntüye yol açarsınız. Nüfus yoğun biçimde yeni açılan yerleşim bölgelerine kayar. Sonra yoğunluğu artan bölgeler için de sorun çıkar. Çünkü bu bölgelerin fiziksel ve sosyal altyapısı, yeşil alanları ve yol sistemleri düşük yoğunluk için planlanmıştır. Yoğunluk artınca kısa sürede bu bölgeler ulaşım, altyapı yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalır. ‘Aracılar kazanıyor’ Yoğunluk artışlarının arsa ve konut piyasasına etkileri nelerdir? Bundan bir tek kesim kazanmaktadır; arsa spekülatörle ri ve aracılar. Bunun dışında herkes bu süreçten kaybetmektedir. Üstelik kentin diğer kesimlerindeki gayrimenkul fiyatlarını aşağı düşürür. Çayyolu, İncek gibi bölgelere giden nüfus mevcut kentten gidiyor. Buraların çekici hale gelmesi eski yerleşmelerde taşınmaz fiyatlarını aşağı çekmektedir. Öte yandan yoğunluk artışına gidilen yerlerde de fiyatlar bir süre sonra aşağı doğru seyretmektedir. Çünkü bu alanların yoğunlaşması çekiciliğini düşürmekte ve insanlar bu bölgelerden konut alma istekliliklerini yitirmektedir. Kısaca bu tür yoğunluk artışları bir anlamda vurkaç türü bir rant yaratmaktadır. Arsaları elinde tutanlar ve aracılar ilk karı elde edip, ortadan kaybolmakta, maliyetler vatandaşlara yıkılmakta, yaşam kalitesi de düşmektedir. Yoğunluk artışı gibi uygulamalar o zaman bir sosyaladalet sorununa işaret ediyor? Kuşkusuz. Kendinizi yeni gelişme alanlarında yaşamak için konut alan bir vatandaş olarak düşünün; yaşam boyu elde ettiğiniz birikimi düşük yoğunluklu, yeşil alanı bol, altyapısı yeterli bir yerde yaşamak için kullanıp, bir konut alıyorsunuz. Mevcut plana baktığınızda herşey yolunda görünüyor. Ancak konutunuzu aldıktan bir kaç ay sonra bir bakıyorsunuz, yaşadığınız çevrede konut yoğunluğu 5 kat artmış. Bunun anlamı bir yandan yaşam kalitenizin hızla düşmesi, diğer yandan da konutunuzun ederinin aşağı doğru gitmesidir. Kendinizi aldatılmış hissetmez misiniz? Bir de bunu belediye yaparsa... ‘Paranla mağdursun’ Dikmen, Ayrancı, Etlik, Esat gibi eski yerleşim alanları için de durumun iç açıcı olmadığını söylediniz... Buralardaki taşınmaz fiyatlarındaki değişimi Çayyolu, İncek, Alacaatlı gibi bölgelerle karşılaştırmak yeterli. Aradaki makas giderek açılıyor. Bir başka sorun Ankara’da ihtiyacın çok üzerinde bir alan gelişmeye açılmış durumda. Böyle olunca Belediyeler kaynaklarının önemli bir bölümünü altyapı için bu gereksiz açılmış bölgelere yatırıyor. Belediyeler kaynaklarını nüfusun yaşadığı yerlere değil, boş alanlara yatırıyor. Boş alanların değeri hızla yükselirken, bu kaynakların hedeflemesi gereken vatandaşların yaşadığı yerlerde konut fiyatları düşme eğilimi gösteriyor. Yani kentli için ayrılmış kaynaklarla kentli mağdur ediliyor. ‘Gökçek’e esaslıyanıt’ Siz bu durumdan Melih Gökçek’i sorumlu tuttunuz, o da sizi CHP’yi karıştırmakla suçladı... Önümüzdeki günlerde kendisine esaslı bir yanıt vereceğim. Asıl o zaman neresi karışıyor onu göreceğiz. Ankara açısından üzücü olan kent konularından bu derece uzak ve bilgisiz bir şahsiyetin bu derece belirleyici olmasıdır. Ancak önümüzdeki dönem emin olun Melih Gökçek açısından çok kolay olmayacak.