Katalog

2 Eylül 2011 Cuma 374 17 VİZYONDA BU HAF TA Uzaylıların Şafağı HayvanBakıcısı Kaptan Amerika Nedimeler Tür: Aksiyon Yönetmen: Joe Cornish Oyuncular: Nick Frost, Jodie Whittaker, John Boyega, Nick Frost GüneyLondra’nınvaroşlarındaçokkatlı,estetikten uzak amaişlevselblok apartmanlarındizildiği bir bölgede, bir grup ergenden oluşan sokak çetesi, geceleri kavga, gasp, araba soygungibiküçüksuçlarişler.Biryandanheyecan vemaceraararlarkendiğeryandan aileleriniidare edip, polise yakalanmamaya çalışırlar. Henüz15yaşındakiMoses’in başınıçektiğigençler,birgece hemşireSam’in yolunukesipcüzdanınıgasp ederler.Sam tamkaçmayaçalışırken gökyüzündenparlak bircisimaniden vehızla yanlarındaki arabanın üzerine meteor gibi düşer veçeteyukarıdangelenbudavetsizmisafiri haklamakta gecikmez. Tür: Komedi Yönetmen: Frank Coraci Oyuncular: Kevin James, Rosario Dawson, Leslie Bibb, Ken Jeong GriffinKeyesişidışındakisosyalyaşamındaoldukçaşanssızolan,dibevurmuşbiradamdır.YıllardırFranklinParkı HayvanatBahçesi’ndebakıcıolarakçalışanGriffin,hoşlandığıkadınabir türlüyaklaşamazvebakıcılıkişininhavalıbirmeslek olmadığı sonucuna varır. Tam hayvanat bahçesindenistifaedecekkenhergüntek tekilgilendiğivahşihayvanlarkendisiylekonuşmaya başlar. Griffin aklını kaçırdığını sanırken, çevresindekihayvanlartambirkaybeden olan sevgilibakıcılarını,bu haldenkurtarmakiçinona karşıcinsitavlamasanatınınsırlarınıöğretirler. Tür: Macera Yönetmen: Joe Johnston Oyuncular: Chris Evans, Hayley Atwell, Sebastian Stan,Tommy Lee Jones MarvelComicstarafındanyaratılançizgiroman karakteriKaptanAmerika,yani SteveRogers, bu filmde Kaptan Amerika olarak bilinen süperaskere dönüşeceğideneysel birprograma katılmaya gönüllüolduğuzamanlardakiMarvelEvreni’ninilkgünlerinedönüyor.KaptanAmerika,kötü RedSkull’ınliderliğindekiHYDRAorganizasyonuylasavaşmakiçinBuckyBarnesve Peggy Carter’la güçlerini birleştiriyor. Tür: Komedi Yönetmen: Paul Feig Oyuncular: KristenWiig, Rose Byrne, Maya Rudolph, Melissa McCarthy Kadınların ilişkide dertleri asla bitmez. Hatta nişanlansalarvedüğün arifesinde dahiolsalar!Annie(Kristen Wiig)hayatıkarmançormangiden,erkeklerleilişkilerindedikiştutturamayanbir kadındır. Bir gün en yakın arkadaşı Lillian (Maya Rudolph)nişanlanır ve düğününde Annie’ye baş nedimeolmasınıteklif eder.Annie delidolubirkadındır ama diğer nedimelerin de, Helen (Rose Byrne), Megan (Melissa McCarthy), Rita (Wendi McLendonCovey)ve Becca(Ellie Kemper),ondan geri kalır yanı yoktur. ELEŞTİRİ Eren AYSAN Perde kurduk, ışık yaktık, gösterimiz gölge hayal/gerçeğin aynası bu, sanılmaya martaval.” Böyle başlar “Karagöz ve Hacivat”. Önce anlatılacak konuyla ilintili olmayan uzun konuşmalar yansır perdede. Sonra Hacivat çıkar sahneye. Onun giriş manisini söylemesiyle nihayet Karagöz de gelir. Oyun, Tuzsuz Deli Bekir’den Bebe Ruhi’ye, Arap’tan Frenk’e İstanbul’un yaşantısını verirken, çok kültürlülüğü harmanlar. Böylece, ayrı dünyalardan gelen, farklı sınıftan iki gölge oyuncusu, Karagöz ve Hacivat didişip dururlar karşılıklı. Bugün, yalnızca televizyonda kimi ramazan programlarında ya da Feshane’de gösterimi yapılan Karagöz, eski İstanbul’da yalnız dini bayramlara ait seyirlik bir tür değil. Oysa, bugün etrafımıza dönüp baktığımızda ne gazelciler kaldı, ne de bir elin parmaklarından fazla Karagöz ustaları. Zaten Karagöz de salt çocukların eğlencesi oluverdi. Çok değil, şöyle bir iki yüz yıl öncesine gittiğimizde, böylesine bir gölge oyunu içinde yakası açılmamış söz Bayramınız Kutlu Olsun leri, cinsellik içeren konuşmaları, göndermeleri de bulabilirdiniz. Simpsonlar ya da South Park, Karagöz yanında son derece muhafazakâr kalırdı. Kim bilir, günün birinde Karagöz’den türetilecek, büyüklere göre yapımlar devreye girer. Ya kantoya ne demeli? 19. yy ortalarında İstanbul’da ortaya çıkan bu müzikli danslı türü, bir dönem televizyonda yalnız Nurhan Damcıoğlu izletirdi. Gerçi Direklerarası’nda oyundan evvel ya da perde arasında söylenen kanto, o zaman da beğeniyle izleniyordu. Neredeyse operetin alt bir türü olarak kabul edebileceğimiz kanto, yakında yalnızca hafızalarımızda bir hatıra olarak kalacak. Ve Ece Ayhan’ın meşhur dizesi “Kantocu Peruz sahiden yaşadı mı usta?” birbirimize soracağımız bir gerçekliğe dönüşecek. Böylece, “mazi kalbimde bir yaradır/bahtım saçlarımdan karadır” yalnız taş plak meraklılarının elindeki sevda şarkısı olacak. İstanbul’da bir zamanlar “donanma” adı verilen Osmanlı Şenlikleri, bugün belediyelerin ramazan için tasarladıkları, zoraki, baştan savma küçük bir etkinliğe dönüşüyor. Kendimizi ne kadar yorsak, halkın topyekun katıldığı böylesine ritüellerin havası artık yakalanamaz. Eskiden, bir tek bayramlarda kapalı toplum yapısının delindiği, şenliklerle dışa açılımın sağlandığı, kadınların yalnız ramazanda sokağa çıkabildiği düşünülürse, bu günlerce süren şenliklerin değeri çok daha iyi anlaşılır. Şimdi camilere asılan mahyaların boğazda şıkır şıkır yansıdığı, araba, ejder ve timsah maketlerinin yüzdürüldüğü, akrobatların ip üstünde yürüdüğü, kalelerin fethinin temsili olarak canlandırıldığı, kandillerle kentin ışıklandırıldığı göz önüne getirilirse, aradaki fark belirginleşir. Hele Topkapı Sarayı merkez alınarak, çevresinde yapılan şenliklere ne demeli? Şöyle anlatayım: Şenliğin yapılacağı yerde rengârenk çadırlar kurulur, kadınlar için tahtadan cumbalı bölmeler yapılırdı. Şenlik yerlerine atlıkarıncalar, salıncaklar, dönme dolaplar getirilirdi. Şenlikler sırasında halka sürekli olarak yemek sunulurdu. Yemek, pirinç pilavı, kızarmış koyun eti ve muhallebiydi. Susayanlara şerbet dağıtılırdı. Ne diyeyim, bugün de yaşadığımıza bayram diyoruz. “