Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Ağustos 2011 Cuma 371 05 ANKARA AKKARA Talât HALMAN Yaşar, Çayyolu ve Batıkent’ten gelen ilçe olma isteklerini değerlendirdi ‘Küçülmeninanlamıyok’ 60 Güç(lü) Gün 1 SERTAÇ EŞ NKARA Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, kendi bölgelerinde gelişme eğilimi yüksek Çayyolu ve Batıkent semtlerinden gelen ilçe olma isteklerinin küçülme anlamına geleceğini dile getirdi. Yaşar, “Küçülmek, kaynağın da küçülmesi demek. Oysa şimdi biz Yenimahalle çapındaki büyük kaynağı hizmete aç bölgelere yoğunlaştırıyoruz. Küçülmenin anlamı yok” diye konuştu. Başkentin son dönemdeki gelişme ve konut alanları batıya doğru, Çayyolu ve Batıkent’e yönelmiş durumda. ÇayyoluÜmitköy bölgesine olan talep nedeniyle arsa ve konut fiyatları da yüksek seyrediyor. Batıkent ise ilk yapılaşmasının ardından metronun devreye girmesi sonrasında giderek büyüyor. İlk konutların yapıldığı mahalleler genişlemeleri nedeniyle son olarak bölündü. Bu bölünmeler sonucunda Uğur Mumcu ve Turgut Özal mahalleleri oluştu. Çayyolu ve Batıkent’in nüfusları da hız A la artan bölgelerden. Bu iki semtin kent merkezine yakın olmaması, ilçe olma tartışmalarını da gündeme getiriyor. Özellikle iki semtte de bulunan bazı sivil toplum örgütleri bu yöndeki istemlerini dillendiriyor. ‘Kaynakları dengeliyoruz’ Cumhuriyet Ankara’ya konuyu değerlendiren Yenimahalle Belediye Başkanı Yaşar, TBMM’nin bu yönde bir karar vermesi durumunda buna saygı duyacaklarını dile getirdi. Daha önceki belediye yönetimlerinin yaptığı hizmetlerin halkın istediği düzeyde olmadığı nı, bu açığı hızla kapatmaya çalıştıklarını anlatan Yaşar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yenimahalle sorunu bitmiş bir bölge. Çayyolu ve Batıkent belediye hizmetlerine aç bölgeler. Biz şimdi hizmete aç bölgelere öncelik veriyoruz. Batıkent Turgut Özal Mahallesi’nde ciddi bir yapılaşma var. Ama ciddi bir de belediyecilik çalışması var. Çayyolu Yaşamkent tarafı biz geldiğimizde 30 yıl önce imar geçmesine karşın hizmet gitmemişti. Şu anda yolu geçmemiş parsel kalmadı. Asfaltlama, altyapı çalışmalarını hizmete aç bölgelere yoğunlaştırdık.” İki semte de Belediye Sarayı yaptıklarını, nüfus işlemleri dahil her türlü birimin bu bölgelerde hizmete açıldığını anlatan Yaşar, “İlçe olma kararını Meclis verirse herkes saygı duyacak. Ama ben o bölgelerde sürekli geziyorum, vatandaştan böyle bir talep görmüyorum. Şunu söyleyebilirim, iki buçuk sene sonra imarlı bölgede hizmet konusunda vatandaşın belediye ile bir sorunu kalmayacak” diye konuştu. 2 Haziran genel seçimlerinden bu yana tam iki ay geçti. Benzeri az bulunur yoğunlukta 60 gün. Yeni iktidar yaman güçlü; yenik muhalefet aşırı cılız ve beceriksiz. Türk Silahlı Kuvvetleri eski darbelerin kefaretini ve yeni hataların cezasını yaman ödedi. Sivilleşme elbette yararlı ama, iç güvenliği tehdit altında ve çevresi muhtemel tehlikelerle dolu olan TC için, zayıf TSK hayırlı mı? Yargı, üniversiteler ve medya, bağımsız oldukça demokrasi güçlenir. Gel gör ki üçü de her geçen gün daha fazla bağlanıyor iktidara. Son birkaç hafta, milletimizin büyük aşkı olan futbolu kökten sarstı. Nice hayatî sektörde şike, yolsuzluk ve rüşvete çoğunluk alışmış, göz yummuştu, ama nedense futbol ve başka sporlar tertemiz sanılıyordu. Futbolun imajı ve prestiji nasıl kurtarılacak? Aklanma olmazsa futbolun hâli, geleceği n’olacak? Gün geçmiyor ki terorizm can almasın. Şehitler temmuz ve ağustosun büyük millî felâketi... Günün birinde şehit vermezsek medya “Şehitsiz Gün” müjdesi verecek. ‘100binağaçdiktik’ Çayyolu ve Batıkent bölgesine 100 bin ağaç diktiklerini, 50 bin ağacın sonbahardan itibaren dikileceğini belirten Yaşar, “Çarşamba günlerimi Çayyolu, perşembe günlerimi de Batıkent’e ayırdım. Her zaman gidiyorum ama bu iki gün mutlaka o bölgelerdeyim. Sorunu anında, vatandaşla yüz yüze çözmeye çalışıyoruz” dedi. Belediye kaynaklarını taleplere göre dengelediklerini beliten Yaşar şöyle konuştu: “Yeni karttan Demetevler ve Şentepe yoğun olarak yararlanıyor. Çünkü ihtiyaç sahipleri orada. Çöp konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Ankara’nın en temiz ilçesi Yenimahalle. Temizlik çalışmalarını yaprakların dökülme mevsimini bile dikkate alarak yönlendiriyoruz. Semtler ayrılırsa küçük belediyeler olacak. Kaynak azalacak, geçinmeleri mümkün değil. Şimdi mevcut kaynağı akıllıca ihtiyacı olan yere aktarıyoruz, bu şansımız var.” Kim ne derse desin, “Kürt Sorunu” var. “Kürt vatandaşların sorunları” gibi hafifletici çabalar boşuna; “Kürt Sorunu” şiddetle hüküm sürüyor. “Özerklik” ve “Federal Düzen” terimlerinin asıl anlam ve niyetlerini göz ardı edemeyiz. Bunlar “Bağımsız Devlet” stratejisinin ifadeleridir. Ekonomik kriz kaygılarımız ciddi. Büyümede birinciliği kazandık diye sevinirken malî sıkıntılara mı sürükleneceğiz? ABD, İspanya, İtalya, Portekiz, İsrail, İngiltere, birkaç Arap ülkesi, hele Yunanistan yaman bunalımlara düştü. “Bunalım bize teğet bile geçmeyecek” kehaneti doğru çıkacak mı? TC ekonomisi, mucizeler mi yaratacak? 2011 yazını Arap baharı, Avrupa ayazı, Afrika kuraklığı berbat ediyor. Biz güllük gülistanlığız diye avutuluyoruz. Üstelik, ülkemizi cennete çevirmeyi vadeden yeni anayasanın hazırlanacağı ele güne duyuruluyor. Batmakta olan bazı ileri memleketlerin şaheser anayasaları var. Biz “askeri darbeden kalma anayasa” ile büyüme birincisi olduk; şimdi “ileri demokrasinin sivil anayasası” ile zaferler kazanacağız! Siyasal istikrarımız iktidarın istediği gibi... Bir de, medya, sivil toplum örgütleri, yargı ve denetleme kurumları tümden boyunduruk altına girse. O zaman mutlakiyet güçlenecek, dolayısıyla itaatkâr demokrasi ihya olacak! Geçtiğimiz 60 gün, bizde ve dünyada akıllara durgunluk verecek olumlu ve olumsuz gelişmelere tanık oldu. Berbat güçlükler oldu ama TC güçlendiğini hayal ediyor. Bundan sonrası, ABD ve Avrupa ekonomisinde kriz, HıristiyanMüslümanMusevi gerginlikleri, Suriye’den Libya’ya kadar Arap sarsıntıları, etnik çatışmalar, Afrika umutsuzlukları, bağımsızlık hareketleri, terörizm bakımından ürkütücü sorunlar getirecek. Biz bir “istikrar vahası” mı olacağız?