Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Ağustos 2011 Cuma 371 15 (Üst sıra soldan sağa)MehmetBaşaran, Yaşar Kemal,MahmutMakal,TalipApaydın. (Alt sıra soldan sağa) Mustafa Baydar, Vasfiye Özkoçak ve Fakir Baykurt. 1959 Bu gençler neyin gönül borcunu ödüyorlar? MahmutMakalileKöyEnstitüleri NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Köy Enstitüleri ile ilgili “Toprağın Çocukları” filmi gündemde. Filmin yapımcısı Erkan Can, “Bir dönemin aydınlanma tarihinin, artık beyaz perdeden de anlatılması gerektiğine inanıyoruz” diyerek filmi çektiklerini belirtiyor. Yönetmen Ali Adnan Özgür de filmde yer alan Şebnem Sönmez, Ezgi Mola, Müge Boz, Ufuk Bayraktar gibi genç oyuncuların bile, o dönemi görmemelerine karşın “bir gönül borcu” ödeyerek, çabaları karşılığı tek kuruş talep etmediklerini söylüyor. Cumhuriyet Ankara Eki, bir dönem Türkiye’si için bu kadar önemli olan bir süreci, bir de o dönem Köy Enstitüleri’nden mezun olup görev yaparak, bu gönül borcunun sahibi olan insanların ağzından aktarmak istedi. Bunlardan birisi de, Köy Enstitülü bir öğretmen olarak Anadolu’yu yazdığı “Bizim Köy” kitabıyla bir anda Türk edebiyat hayatının odağı olan edebiyatçıyazar Mahmut Makal. Aşağıdaki yazı, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı’nın “Anadolu’da Aydınlanma Ateşini Ya A kanlar Köy Enstitülülerle Nehir Söyleşiler” kitabından derlendi: Enstitü öncesi İlköğretim seferberliğinin başladığı 1935 – 1936’lı yıllarda köye dört derslikli bir okul yapılmıştı. Bu yeni okul beni de içine aldı. Yaz aylarında da çift sürüyor, kuzu – koyun güdüyordum. ... Cenk kitaplarını köy odasında halka okurdum. ... Şimdi düşünüyorum da, biz ilkokulda tam çağcıl ve Atatürkçü bir eğitim almışız. Beş yıl içinde Atatürk adının geçmediği ders saati çok azdır. Eskiye karşı, yeninin yanında ve geleceğe dönük, heyecanlı ve hareketliydik. tuğla ve tahta taşıyarak, çukur kazıp fidan dikerek, buğday arpa ekip biçerek, çatı çatıp makas birleştirerek, çatı kapatıp kiremit döşeyerek, okuyup öğrenerek, düşünüp tartışarak geçiyordu günler. Kovandaki arılar gibi çalışan, kaynaşan bir toplumduk. Cennet dedikleri şey bundan başkası olamazdı… Herkesin elinde kitap ve mandolin. Boş durmak yok: Hemen kitaplıktan yararlanmaya, dergileri incelemeye başladık. Enstitünün havası böyleydi. Şiir yazmaya bile başlamıştık. Yirmi bin köy çocuğu... Köy Enstitüsü öğretmenleri seçilerek atanıyorlardı. Cumhuriyet öğretmeniydiler. Ayrıca, Ankara’da Bakanlık ve Genel Müdürlük makamlarını dolduranlar da çağcıl insanlardı. Yirmi bin köy çocuğu o dönemde (köy enstitülerinin kurucusu) İsmail Hakkı Tonguç’un kanatları altında yetişmişlerdir. Onlar da öğrencilerle birlikte eğitiliyorlardı… O yüzden özgür düşünceli, özgür davranışlı oldu Enstitülüler… Köy enstitülerinin ana ilkesi... İsmail Hakkı Tonguç ve (dönemin Eğitim Bakanı) Hasan Ali Yücel’in İvriz’e ilk gelişleri 1943 Nisanı’nın ilk haftasında oldu. Ben orada oniki günlüktüm. Dersliklerin yapımı henüz bitirilemediğinden duvarın güneşli yanında Mümtaz Sayın öğretmenle Yurtbilgisi dersi yapıyorduk. Konu, “devletin vatandaşa karşı görevleri” idi. Tonguç devletin vatandaşa olan vazifesini anlatmamı istedi benden. Tabii konuşamadım. Öğretmene döndü: “Çocuğun konuşamamasını kusur saymıyorum. Bunlar yedi yüzyıldır konuşturulmadıkları için durumu doğal karşılıyorum. Konuşturun bunları. Konuşturun ve düşünmeye, düşündüklerini rahatça söylemeye alıştırın. İlk yapılacak iş bu…” dedi. Bu sözler Köy Enstitülerinin ana ilkesini de dillendiriyordu. Enstitü’ye giriş... 1942’de okul bitti. 1943 Martı’nda ver elini İvriz Köy Enstitüsü. Enstitü Toros Dağları’nın eteğindedir. ... Babamla bir ayrılık fotoğrafı çektirdik. Ereğli’ye gidecek bir kamyonun şoför yerine binerek hareket ettim. Şimdi otobüslerin bir buçuk saatte aldıkları bu yolu, o zaman biz düşe kalka iki günde gidebildik o külüstür kamyonla… MahmutMakalkimdir? Makal, 1930 yılında Aksaray ilinin Gülağaç ilçesi Demirci Kasabası’nde doğdu. 1943 yılında İvriz Köy Enstitüsü’ne başladı. 1947’de İvriz Köy Enstitüsünü bitirdekten sonra 6 yıl köy öğretmenliği yaptı. 1950 yılında öğretmenlik yıllarındaki gözlemlerini “Bizim Köy” adlı bir kitapta yayınlayarak büyük yankı uyandırdı. Köy Edebiyatı akımının başlangıcı olarak anılan bu kitap nedeni ile tutuklanıp bir süre cezaevinde kaldı. Meslek hayatı 17 yıl sürdü. Kitapları ve düşünceleri yüzünden mahkemelerde yargılandı ve bir müddet cezaevinde yattı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfettişliği elinden alınarak tekrar öğretmenlik statüsüne indirildi ve Sağırlar Okulu’na atandı. Eserleri çok sayıda dile çevrilen Makal 1967’de Unesco tarafından dünya gençliğine örnek insan olarak seçildi. Öğretmenlik yılları... Okulu bitirmeden bir yıl önce Aksaray’ın Nurgöz köyünün öğretmeni olmuştum. Nitekim 30 Eylül 1947’de o köyde göreve başladım. Okul tamamlanmamıştı bir süre camide ders yaptım. Enstitü günleri... Suyolu kazarak, taş, kiremit,