Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Ağustos 2011 Cuma 371 cuk yaştaki kızların dahi barodan yardım talebinde bulunduğunu ifade ederek, çalışma yöntemlerini anlattı: “Şikayetçi kadına ilk ‘Ne yapmak istiyorsun?’ sorusunu yöneltiyoruz. Çözüm yollarını sorup, haklarını anlatıyoruz, başvurabilecek yerleri öğretiyoruz. Ve olayın özelliğine göre acil gitmesi gereken hastane ya da Cumhuriyet Savcılığı’na ulaşmalarını öneriyoruz. Bunlar bizim şikayetini ulaştıran kadınlara önerimiz. Ama esas önemli noktalardan biri Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Yasası ile Avrupa Konseyi Kadına Karşı ve Ev İçi Şiddetle Mücadele ve Bunun Önlenmesi Sözleşmesi’nin bir an çekerek, “Maddi olanaksızlıklar kadınları çaresiz bırakıyor. Kadınlara maddi olanaklar sağlanıp, eşlerinin şiddet uygulamasının önüne geçilmeli. Aksi halde kadınlar şikayetlerinden cayabiliyor. Çünkü kadınların ekonomik özgürlükleri yok, eşlerine bağımlılar” diye konuşuyor. 13 maruz kaldığını anlatıyor. Uysal, “Kadına yönelik şiddette şikayet yeterli değil. Kadının çıkmazdan kurtarılması lazım. Aksi halde kadın, uğradığı şiddetin sürmesine karşın yaşamını sürdürmek zorunda bırakılıyor. Yapılan araştırmalarda toplumun kadına olan bakışının 10 yıl geriye gittiğini görüyoruz. Son dönemde şiddeti önlemek için girişimlerde bulunulsa da geriye gidildiğini görüyoruz. Eğitim çok klişe bir olgu ama burada da karşımıza çıkıyor. Kesinlikle çocukluk döneminde bu işin eğitimi verilmeli” diye konuşuyor. ‘Toplumun kadına bakışı geriledi Uysal, gelen şikayetler arasında “uç” durumlarla karşılaştıklarını, ağabey tecavüzüne uğrayan 15 yaşında bir genç kızın, SHÇEK korumasına verilmesine karşın, o bünyede de bakıcı anne şiddetine önce uygulanması. Yasanın akılcı yollarla uygulanması gerekir. Bu işi yapacak personelin eğitimli olması lazım. ‘Eksikleri zamanla tamamlarız’ fikrinden uzak olunmalı.” Az gelişmiş mahalleden çok başvuru Uysal, Sincan ve Mamak bölgelerinden şikayet telefonlarının da fazla olduğuna dikkat Başkentli kadınlar nedenşiddet görüyor? “Kocamın şiddeti aile geleneği”: 27 yıllık evliyim ve evlendiğimiz günden bu yana şiddet görüyorum. Kocamın beni dövmesi için bir sebebe ihtiyacı yok. Çünkü her şeyi bahane edebiliyor. Kocamın bana uyguladığı şiddet aslında aile geleneği. Çünkü kayınvalidem de kocasından dayak yemiş. Kocam da babasından gördüğünü bana da uyguluyor. Yeter, dayanamıyorum. “Özürlü kocamdan dayak yiyorum”: Kocam özürlü, çalışmıyor. Devletten aldığımız maaşla geçinmeye çalışıyoruz ama eşimde alkol ve uyuşturucu bağımlılığı var. Evlendiğimiz ilk yıllarda sorun yoktu ama son 8 yılda her şey değişti. Dayak yiyip, şiddet görüyorum. Beni korusunlar. Yoksa öleceğim. Ayrıca eşimin ailesiyle birlikte yaşıyoruz. “Kariyerli eşim hergün aşağılıyor”: Kariyerli bir işe sahibim ve çok işi eğitim aldım. Eşim de benimle aynı statüde ama bana uyguladığı psikolojik şiddeti dayanamıyorum. Hergün aşağılanıp, hakarete uğruyorum. Gururum inciniyor. Sosyal yaşantım etkileniyor. Geçtiğimiz yıllarda artık dayanamadığım için boşanmak istedim ama olmadı. Çocuklarım “Boşanırsanız, kendimize zarar veririz” dedi. İçinden çıkamadığım bir durum, çaresizim. “Dövüldüm, aldatıldım, sömürüldüm”: Uzun zaman aynı evi paylaştığım sevgilimle mutlu bir ilişkimiz vardı. Ama son yıllara doğru ciddi anlamda değişti. Şiddet görmeye, maddi anlamda sömürülmeye başladım. Ve aldatıldım. Ayrılma talebimi ona da anlattım ama beni dövmeye, tehdit etmeye başladı. Gerekli şikayetimi yaptım ama ne olacağını bilmiyorum. Korkuyorum. “Kaçtım, evlendik, dövmeye başladı”: Ailemin haberi olmadan 15 yaşında şimdiki kocama kaçtım, evlendik. Evlendiğimiz o ilk günden bu yana dayak yiyorum. Yani 12 yıldır. Bu şiddetin yanında aile fertlerinden ölüm tehditi alıyorum. 27 yaşındayım, çalışmıyorum. “Azerbaycan’dan geldim dayak yiyorum”: Azerbaycanlıyım. Türkiye’ye beni döven eşimle evlenmek için geldim. Boşanıp, oğlumla birlikte Azerbaycan’a gitmek istiyorum. Çünkü gelirim yok. Çaresizim. “Gelen vurdu, giden vurdu”: Yıllardır kocamdan şiddet görüyorum. Şimdi yetmez gibi eşimin kardeşi ve annesinden de şiddet görüyorum. Elim kolum bağlı, öleceğim günü bekliyorum çünkü sürekli beni tehdit ediyorlar.