22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Ağustos 2011 Cuma 371 19 VİZYONDA BU HAF TA Patrondan Kurtulma AnnelerGünü Ruhlar Kasabası Kara Büyü Yönetmen: Seth Gordon Oyuncular: Colin Farrell, Jennifer Aniston, Kevin Spacey, Jamie Foxx, Jason Bateman Patronları tarafından yaşamları zehir edilen üç kafadarın patronlarını öldürmeye çalışmaları üzerine kurulu bir film. İlk iş olarak bir kiralık katil ile anlaşmaya çalışan kahramanlar, amaçlarına ulaşmak için her yolu denerken trajikomik maceralar yaşayacak. Yönetmen: Darren Lynn Bousman Oyuncular: Rebecca De Mornay, Jaime King, Patrick John Flueger, Warren Kole Kötü sonuçlanan bir banka soygunundan sonra eve dönen 3 kardeş annelerinin evi haciz yüzünden kaybettiğini öğrenir. Bir gece yeni ev sahipleri ve misafirleri doğum günü partisi için bir araya gelmişlerdir. Evdekiler habersiz şekilde kardeşlerin rehinesi olmuştur. Onları kötü bir doğum günü partisi bekler. Yönetmen: Fouad Benhammou Oyuncular: Christa Theret, Barbara Goenaga Bir grup arkadaş hafta sonu tatili için arabayla yola koyulurlar. Ruiflac kasabası civarında arabaları bozulur ve yardım almak için kasabaya giderler. Fakat kasaba geçmişten kalan ruhlar tarafından ele geçirilmiştir. Gençler ıssız kasabada hiç ummadıkları olaylar yaşarlar. Yönetmen: John V. Soto Oyuncular: Michael Dorman, Ben Mendelsohn, Jane Badler, Jessica Marais, Tahyna Tozzi Saint Mary adlı kolejde Ben adlı öğrenci, ölmüş olan babasından esrarengiz bir kutu miras alır. Hemen ardından bir katil belirir ve arkadaşları birer birer ölmeye başlar. Öğrenciler için artık çok ciddi bir tehlike vardır. Ben ve abisi Marcus, bu kutunun 18. yüzyılda intikam için yapıldığını ve babalarının da bu intikam zinciri içerisinde yer aldığını öğrenirler. ELEŞTİRİ Eren AYSAN Kişinin içinde yaşadığı dünyanın kendisine yabancılaşmış olduğunu bilmesi demek olan yalnızlık yalnızca Meksikalılara özgü bir duygu değildir” diyor Octavio Paz. İnsanın en derinindeki gerçeğidir yalnızlık. Ne yurt ayrımı yapar, ne dil, ne din. Kişinin kendisi ve diğerleriyle arasındaki kapatılamayan uçurumu imler. Uzun süre kalınabilecek uğrak yeri olup çıkar. Saatler ilerledikçe, zamanın tanrısına dönüşür. Aşınmış olgu olmasına rağmen bırakılamayan bir çiledir yalnızlık. Çaresizlik ve zeminsizlik yağmurları altında sürekli ıslanır insan. Albert Camus, yabancı bir otel odasında, bir anını, kafasının içinde çınlayan sorularla, “İşte tabelalarını bile okuyamadığım bir şehirde savunmasızım. Yabancı bir şehrin seslerinin nüfuz ettiği bu odada, hiçbir şeyin beni bir evin ya da bir başka yerin sevgi dolu ışığına çekmeyeceğini biliyorum. Birine seslenebilecek miyim, bağıracak mıyım?” diyerek aktarır. Ancak bu ses Yalnızlığın İçinde lenişin karşılığı hiçbir zaman olmayacaktır. Boş, kayıp ve hakların elinden alınma deneyimi “dışarıda bir yerde” değildir. Bireyin verilecek hesabı kendinedir. İç hesaplaşma telafi imkânı bırakmadan, kırbaç altında yaşanacaktır. Yalnızlık olgusuna tematik olarak baktığımız zaman karşımıza çok çeşitli çatışma olguları çıkar. Pedro Almodovar’ın yönettiği Konuş Onunla’da, Beningo isimli erkek hemşirenin yalnızlığından çıkışı aşkla vermeye çalışır. Koma halinde bir balerine olan çelişkili duyguları Onu arayışlara yöneltir. Beningo sosyal yaşamda iletişim kurabilme becerisine sahip olamadığından bir süre sonra hem aşkını hem de konumunu kaybedecektir. Win Wenders’ın yönettiği, Sam Sheapard’ın senaryolaştırdığı Paris Teksas filminde ise, Travis yalnızlığını gidermek için çölden doğduğu kasabaya uzun bir yola çıkar. Gerisinde ise paramparça hayatı kalmıştır. Eski karısı ise başka bir yaşama kapı aralamıştır. Cristi Puiu’nun yönettiği Bay Lazarescu’nun Ölümü, dostluk duygusunun yitirildiği, yardıma ihtiyacı olan birinin görmezden gelindiği bir dünyayı anlatır. “Bazen içinde bulunduğunuz bir durumla ilgili gerçeği öğrenmek, açıklaması ne kadar basit olursa olsun, bir ömür sürebilir” önermesi acıyla verilir. Bükreş’te üç kedisiyle yaşayan alkolik Bay Lazarescu, bir gece midesine giren kramplar sonucunda kendini bir başına hastanede bulur. Oysa yalnızlığını giderecek yer, hastane ortamı değildir. Tam tersine adeta vahşet içinde ölecektir. Jack Nicholson’un başrolünü üstlendiği Smith Hakkında da, yıllarca monoton bir hayat yaşadıktan sonra çalıştığı sigorta şirketinden zorunlu olarak emekli edilen bir adamın yalnızlığından çıkışı anlatılır. Yalnızlıkta bilet yaşayana kesilir. Çünkü yalnızlık “içinde” hissetmektedir. Başka türlü söylemek gerekirse, kişi içinden yalnızdır, onu bir iç koşul olarak yaşamaktadır. Ötekinin varlığını kavrayamadığı için de yalıtılmışlığın adasına düşmüştür. Ne birine dokunabilir, ne yaslanabilir ne de paylaşabilir. Yalnızlık, her insanın yaşadığı en saf ama en acı duygudur. “
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle