22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 27 Mayıs 2011 Cuma 360 Gazetemiz ve Dil Derneği’nin çocuklara yönelik ortaklaşa düzenlediği Şiir ve Öykü Yarışması’nda dereceye giren eserleri yayımlıyoruz. Vişneşurubuhayat Annemin sigara dumanlarında betmeyi seçmişti. kayboluşunu izler, kardeşimin Annem ile babam ayrılalı gözlerinin içindeki o umut ışı yıllar oluyor. Babam annemle ğına bakardım uzun ayrıldıkuzun. Aslında ikisine de acırdım içimden. Kendime de acırÖYKÜ BİRİNCİSİ dım. İlk zamanlar ben de kardeşimle beraber beklerdim babamı. 14 Eylül 1997’de Ankara’da doğBir süre sonra inancıdu. İlkokul birinci sınıfı Mesa Koru mı yitirdim, vazgeçSitesi İlköğretim Okulu’nda okutim. Bu bir seçim medu. Öğrenimine Ankara ÖzelTevselesiydi babam için. fik Fikret İlköğretim Okulu’nda deVe babam bizi kayvam ediyor. En büyük tutkusu ise yazmak. SERENAY SASA işne şurubunun ekşisi damağını yakardı bazen. Damağımızı yakardı. Dibimiz kamaşırdı hayatın ekşiliğinden, eksikliğinden... Bir cumartesi sabahıydı. Cumartesileri... Benim için ölü duygulardan başka anlamı yoktu. Her cumartesi sabahı nefretimi bir katil gibi kullanarak güven duygumu biraz daha yaralıyordum, umudumu, umutlarımı donduruyordum isyan rüzgârlarımla ve sevgimi yakıyordum öfke ateşinde. Kardeşim içinse bir çiçekti cumartesileri... Her cumartesi sabahı çiçeği özenle sular, toprağını okşardı, açmasını umutla beklerdi; ama ne o cumartesi ne de ondan sonraki cumartesiler açmazdı çiçek. Kardeşimin daha kaç çiçeğinin solacağını ve benim daha kaç iyi duygumun cenazesini kaldıracağımı bilmiyordum. Tek bildiğim cumartesilerin babamın bizi görmeye geleceğini söylediği gün olduğuydu... Babam hiçbir cumartesi gelmezdi. Annem o gün her zamankinden daha fazla sigara içerdi. Kardeşim o günü kapıda babamı bekleyerek geçirirdi. Bense o cumartesini kafamda reddederdim. V SERENAY SASA tan sonra İnci adında bir kadınla evlendi. Bir de çocuğu oldu ondan. Üvey kardeşin adı bile yeterince rahatsız edici değilmiş gibi... Ona hiç alışamadım, asla da alışamayacağım. İçimde ona karşı nedensiz bir öfke var. Çözemiyorum. Derine iniyorum; ama yine de sebebini bulamıyorum. İçten içe ağlayan annem ile yüzüne mutluluk maskesini takmış kardeşim ona baktıklarında şirin bir yüz gördüklerini söyleseler de ben ona bakınca reddedilişimi görüyorum, annemin gözyaşlarını, kardeşimin yenilgisini görüyorum. Onun bir suçu olmadığını adım gibi bilsem de karşı koyamıyorum. İçimde ona, onun varlığına isyan eden sesimi susturamıyorum bir türlü. Pek kabul etmesem de, bir anlamda deli gibi imreniyorum ona. Onun bir babası var, ona babalık eden bir babası ve bir de annesi var. Onun maske takmasına gerek yok; çünkü zaten mutlu o. Her cumartesi kapıda babasını beklemesine de gerek yok. Zaten işten altıda döndüğünde “hoş geldin” diyeceği bir babası var ve onun annesinin sigara içmesine de ihtiyacı yok; çünkü reddedilmiş bir kadın değil o, aksine tercih edilen. Ağlaması için hiçbir sebep yokken, gülümsemesi için onlarca neden var. Aramızdaki en büyük farklar bunlar. Bazen onun yerinde olmayı ne kadar da çok istediğimi düşünüyorum. İşte o zaman ona olan öfkem katlanarak büyümeye devam ediyor. Kapıda mı bekliyor yine? Annemin sesiyle irkildim. Kardeşimden bahsediyordu. Başımı salladım. Annem sigarasını söndürdü, telefonu aldı ve bir köşede konuşmaya baş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle