Katalog

13 Mayıs 2011 Cuma 358 07 Hoşdere’nin tatlı durağı H SİNAN TARTANOĞLU Denizatı’nda yalnız tatlı değil, nefis yemekler de yiyebilirsiniz oşdere Caddesi’nin 37 yıllık “tatlı durağı” Denizatı Pastanesi, 2003 yılından bu yana müşterilerine sıcak yemek sunuyor. Cadde üzerindeki ve Atakule yakınlarındaki çalışanların öğle tatillerini geçirdiği Denizatı’nın 9 metrekarelik mutfağında 11 çeşit yemek yapılıyor. Denizatı Hoşdere Caddesi’nde 1974 yılında kuruldu. En sadık müşterilerden olan çevredeki bankaların çalışanları, 1 saatlik öğle tatillerinin tamamını pastanede geçiriyor. Denizatı, adı pastane olmasına karşın, 2003’ten bu yana müşterilerine sıcak yemek sunuyor. Mönüsünü her geçen gün çeşitlendiriliyor. Güvenirliğiyle de ön plana çıkan pastane Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Maliye ve Adalet bakanlıkları çalışanlarına da lezzetlerini sunuyor. lir? Olası yanıtları sıralayalım: Yemekleri güzeldir, fiyatları uygundur, personel güleryüzlüdür... İlk iki nedeni sonra açıklayacağız ancak Denizatı’nın çalışanları, Hasan, Servet, Fazlı, Hüseyin, Aziz, Selim, Haşim, Müfit, Muhammet, Hakan ve İzzet Hanım sizi güleryüzle karşılıyor. Dostça ‘Çıtır’ çeşitleri Bistro ustası şef aşçı Hüseyin Güvenç’in 2003 yılında kadroya katılmasıyla işletme yalnızca pastane olmaktan çıkmış. Örneğin “börekler” adı altında 5 çeşit börek yapılıyor. Güvenç’in verdiği bilgilere göre, Denizatı’nın yemekleri arasında en çok tercih edilen ürün, “çıtır tavuk.” Denizatı’nda çıtır tavuğun 3 çeşidi, sandvici, salatası ve ızgarası var. Fiyatları da 79 TL arasında değişiyor. “Kilo almamak için” yememeye karar verdiğiniz anda önünüzde ekler tabağını buluyorsunuz. İki tane atıştırınca hevesiniz de geçiyor, kilo sorunu da kalmıyor. Ayrıca çaylar da şirketten. Kısacası Denizatı’ndan doymadan kalkmak yok! Yemeklerin yanı sıra ikram edilen tatlıların bağımlısı olanlar da yok değil. Onlar akşamüstü pastaneye bir kez daha uğruyorlar. Mönüden I Poğaça: 1T Hüseyin Usta’nın ‘çıtırları’ I Çıtır kumpir I Çıtır salata I Çıtır ızgara I Çıtır sepeti I Çıtır lavaş sepeti I Çıtır sandviç ‘Tatlı yesem mi?’ Bir mekâna sürekli niye gidi önerilerden sonra siparişinizi hemen verip, kısa sürede servisi önünüzde bulabiliyorsunuz. Diyelim ki yemeği yediniz ancak güzel pastalara gözünüz takıldı. L L I Su böreği: 4T a (muz rulo): 5TL. I Ankara sarm lar: 5TL I Şerbetli tatlı : 5TL I Sütlü tatlılar L 50 kuruş 5T : en I Menem ısı: 13 TL I Köy kahvalt leri: 58TL I Kumpir çeşit ızgara: 9TL 75 kuruş I Sultan köfte I Mantı: 12 TL TADIM NOTLARI Ertan ANLI nkara Hilton’da geçen salı akşamı İtalyan şarapları rüzgârı vardı. Ankara Şarap Kulubü’nün düzenlediği şarap tadımında İtalya’nın dünyaca tanınmış “Piedmont” ve “Toscana” şarap bölgelerinin 12 farklı örneğini tattık ve yorumladık. Dernek başkanı Beyazıt Bağcı kuşkusuz önemli bir tadımı organize etmenin mutluluğunu taşıyordu. Tadımın sunumunu ise gurme arkadaşım Oğul Türkkan yaptı. Şarap, sıralamasında oldukça doğru bir yol izlenmişti. Önce, “Toscana”nın ünlü çeşidi “Sangiovese” örnekleriyle tadıma başlandı. Sonra, “Piedmont” bölgesinin ağır ağabeyleri “Barbaresco” ve “Barolo”lara geçildi. “Piedmont” şarapları denildiğinde dünyanın en değerli kara üzümlerinden biri olan “Neb Ankara’da İtalyan Şarapları Rüzgârı doğru inildikçe sırasıyla “DOC”, IGT ve “Vino da Tavola”(Sofra Şarapları) geliyor. Üçgenin tepesine doğru çıkıldıkça denetim ve kurallar sıkılaşıyor. Montalcino DOCG 2005”te çok ilginç bir “Sangiovese” örneğiydi. Şarapsever dostlarımızla tadım notlarını paylaşalım: I Castello BanfiBrunello di Montalcino 2005: “Sangiovese” üzüm çeşidinden üretilen, baharat, olgun meyve, ızgara tütsü, vanilya aromalarından oluşan, asit tarafı ağır basan bir şarap, kırmızı et, olgun keçi peyniri ile çok iyi uyum sağlıyor. I GajaBarolo d’Agromis 2005: “Gaja” gibi asil bir üreticiden çıkan “Nebbiolo”nun bütün güzelliğini yansıtan, güçlü, yıllandırmaya uygun çok başarılı bir şarap. Ağızda, kuru erik, trüf, toprak, siyah çikolata aromalarından oluşan kompleks bir yapıya sahip. Tadım için henüz erken, 34 yıl daha beklemeli. I Luigi Eunidi Barolo 2004: “Nebbiolo”nun çok başarılı örneklerinden. Karadut ve siyah çikolata ön burunda yoğun olarak algılanıyor. “Wine Spectator” dergisi tarafından yüksek notlanan, erik, çikolata, vanilya ve karabiber aromalarının yoğun olarak algılandığı, dengeli ve güçlü bir şarap. Şarap tadımından sonra yemeğe salonuna geçtik. Hilton’un şefi çok başarılı bir mönü çıkarmış. Portakal suyunda pişirilmiş taze enginar ve zerdeçallı keşkek yatağı üzerindeki kuzu fileto çok başarılıydı. Ben torpilimi kullanarak masada sunulan “Valpoicella” yerine “Luigi Eunindi Barolo 2004”ü masaya aldım ve kuzu fileto ile iyi bir denge yakaladım. Avrupa mutfak kültüründe her zaman söylendiği gibi; “Ne iyi şarap, ne de iyi yemek tek başına anlamlıdır. Güzellik ancak, birlikte olduklarında ortaya çıkar.” A biolo”nun adını anmamız gerekiyor. İtalyanların da Fransız sisteminden biraz farklı olsa da iyi işleyen “apelasyon” (adlandırma) sistemine sahip olduğunu bilmeliyiz. Apelasyon gereği; İtalyan bağları bölge, toprak ve iklim özelliklerine göre sınıflandırılmış. Bağlar; maksimum randıman, bağda uygulanan işlemler, budama sistemi, şarap üretim yöntemi gibi kriterler bakımından tarihin süzgecinden geçirilerek belli bir sisteme göre düzenlenmiş. Sözün özü; Avrupa, şarap üretim sisteminde “apelasyon” uygulamasıyla bölgeye özgü üzüm çeşidi, bağlar, geleneksel üretim yöntemi korunarak nesilden nesile aktarılıyor. Sistemin en tepesinde “DOCG” olarak adlandırılan şaraplar alırken, aşığıya Tadımda “Dante Rivetti Barbaresco Micca Riserva 2001”, “GajaBarolo d’Agromis 2005” ve “Luigi Eunidi Barolo 2004” damaklarda iz bıraktı. “Nebbiolo” şaraplarının dışında “Castello BanfiBrunello di